DEVLET TİYATROLARI "KAPATILIP KÜÇÜLTÜLECEĞİ İÇİN" ÜZGÜNÜM!...
Erbil Göktaş
29 Ocak 2014
Sevgili Hilmi Bulunmaz,
Gerçekten üzgünüm. Bunca yıl bu memleketin her yerine tiyatronun ışığını taşıyan koskoca bir Cumhuriyet kurumu çatırdarken, çatırdamakla kalmayıp gümbür gümbür gideceğinin sinyalleri veriliyorken, ben üç kuruş reklam almışım almamışım, ne önemi var? Mesele bu değil. Mesele şu:
Sitenizde yayınlanan "Bulunmaz'ın savcıya verip belgelediği bu bilgiye hangi yiğit karşı çıkar?" başlıklı yazıda "yanlış" anlaşılmalara neden olabilecek ifadeler kullanılarak ve böylece bazı "gerçek"ler bağlamından yön değiştirerek ele alındığından bende birtakım haksızlıklara "yol açabileceğim" kaygısı uyanmıştır.
Yeni Tiyatro Dergisi'nin Ocak 2014, 54. sayısındaki "sunuş" yazısında (siz "başyazı" demişsiniz, o da doğrudur.) Devlet Tiyatroları Eski Genel Müdürü Lemi Bilgin'in Mayıs 2013'de görevden alınma sürecinde bütün basına ilan-reklam vererek elindeki tüm ödenekleri tükettiği ve yerine vekaleten atanan Mustafa Kurt'a "altı trilyon ilan-reklam borcu" bıraktığını belirtmiştim. Ben bu bilgiyi Eylül ayında bir söyleşi yapmak için gittiğimiz Ankara Devlet Tiyatrosu'nda yetkili birinden sözlü olarak öğrendim. Bilgi kaynağımı açıklamayı yayıncılık etiğine uygun bulmuyorum. Ama 4982 Nolu "Bilgi Edinme Hakkı Yasası"na göre, dileyen her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, bir dilekçeyle Devlet Tiyatroları'na başvurup bu konuda bilgi edinebilir!
Derginin yukarıda adı geçen sayısında da yazdığım gibi, tiyatro dergilerinin rutin anlaşmaları yıl sonuna kadardır; bizimkisi de Kasım ayına kadardı şimdiye kadar. (Ve bunlar da sır değildir, T.C. yasaları çerçevesinde Basın-İlan Kurumu'nda her şey kayıtlıdır, isteyen gidip bilgi edinebilir.) Ancak Lemi Bilgin'in görevden alınma sürecinde bizim reklamlarımız da Mayıs ayında sona erdirilmiştir. Ya da her yıl Kasım'a kadar yapılırken 2013'de sezon sonu olan Mayıs ayında bitirilmiştir. Ben Mustafa Kurt'a da bu haksızlığın giderilmesi gerektiğini söyledim. Çünkü ortada bariz bir haksızlık vardı ve biz bir şekilde "ötekileştirilmiştik"; diğer dergilerin reklamları yaz aylarında da, sezon başında da devam ettirildi ve ben Mustafa Kurt'un, diğer dergilerin Aralık ayında bitirilecek sözleşmelerinden sonra da bu adaletsizliğe son vermeyeceğini düşünmeye başladım.
Mustafa Kurt'un gelişine sevinen tanıdığım birkaç kişi, bana yeni genel müdürün "samimi" olduğunu, verdiği sözleri mutlaka tutacağını, Ocak ayına kadar beklememiz gerektiğini söylüyorlardı. Ancak 30 yıldır gözlemlediğim tiyatro camiasına dair düşüncelerimden dolayı, bunun böyle olmayabileceğini hissediyordum. Bana göre yeni genel müdür vekili hem bizi, hem arkadaşlarını, hem de tiyatro kamuoyunu "samimi" olarak oyalıyordu. Gözlemlerimde yanılmadığım için sevinemiyorum; ancak başta da söylediğim gibi, Devlet Tiyatroları "kapatılıp küçültüleceği için" üzgünüm.
Ayrıca Lemi Bilgin karşıtı tanıdıklarımı da uyarmak isterim; lütfen "Küçük Romulusların" samimiymiş gibi görünen sözlerine aldanmayın; "DT'yi kapatacağız" diye size "ölümü" gösterdiler; uyanın; "sıtmaya" sakın razı olmayın. Mustafa Kurt'un "Büyük Romulus" olamayacağı kesinleşti, şu "sönük" repertuvar politikasına, bu ülkenin tiyatro "merkezinde" koskoca DT'ye sezon başından beri daha bir tek doğru dürüst "gala" yaptıramayışına bakıp, bu çap(sızlık)ta bir yöneticinin tiyatro yayınlarının memleketin tiyatro kültürü için ne anlama geldiğini kavramasını beklemek, boş bir hayal. Dürrenmatt der ki, Büyük Romulus Roma'yı "tasfiye" ederken hiç olmazsa ne yaptığını biliyordu ve bir "felsefesi" vardı; Mustafa Kurt'ta o da yok. Devlet Tiyatroları böyle olmamalıydı…
Sevgili Bulunmaz, Mustafa Kurt'la dergimizin ilişkisi kabaca budur.
Doç. Lemi Bilgin "tanık" olduğumuz son altı yıl boyunca Yeni Tiyatro Dergisi'ni "her şeye karşın" yok saymadı, sayamadı. Bir "tiyatro dergisinin" önemini anlayabildi. Lemi Bilgin'e "giderayak" reklam sözleşmemizi Mayıs ayında bitirmiş olmasına karşın kızgın değiliz, kırgınız; umarım ki "yanlış" yönlendirilmiştir ya da bu "durumdan" haberi yoktur.
Lemi Bilgin'le ilgili olarak "başyazı"mdan hareketle diyorsun ki; "Devlet Tiyatroları Eski Genel Müdürü Sayın Lemi Bilgin'in 'ALTI TRİLYONLUK REKLÂM' konusunu Yeni Tiyatro Dergisi'nin Ocak 2014 tarihli 54. Sayısı'ndaki 'BAŞYAZI' içeriğinde de gündeme getiren işbu derginin Genel Yayın Yönetmeni Sayın Yrd. Doç. Dr. Erbil Göktaş'ın 'BİLİRKİŞİ' olarak mutlaka dinlenilmesi gerekir."
Birincisi, yasalar ve demokratik teamüller gereği "yurttaşlık" görevimizi yerine getirmekten çekinmeyiz. Zaten bu yazı da "yurttaşlara" haksızlık yaptıkları zaman, bunun karşılıksız kalmayacağı konusunda yöneticileri uyarmak için, yani "yurttaş" olmayı önemsediğimiz için yazılmıştır... Evet, yurttaşlar "seçimle-atamayla" işbaşına getirdiklerini gerektiğinde çeşitli biçimlerde uyarırlar, uyarmalıdırlar.
İkincisi, bu "ilan ve reklamlar" muhakkak ki yasalara uygun olarak verilmiştir; ancak adalete uygun değildir, adil değildir. Sonrasında Mustafa Kurt tarafından yine aynı biçimde devam ettirilmesi, üstelik yaz aylarında bile devam ettirilmesi "vicdan"a da aykırıdır. "2014 Ocak ayında da devam edip etmediğini" bilmiyorum; çünkü şu ana dek (29 Ocak 2014) İstanbul'da Tiyatro Gazetesi ve Yeni Tiyatro Dergisi dışındaki reklam alan dergileri ısrarla aramamıza karşın ne kitapçılarda ne de D&R'larda bulabildik. Siz yaptığınız yayınlarda "çıkmadığını" söylüyorsunuz ancak bu çok ciddi bir suçlamadır, doğruysa bu da bizi üzer; muhataplarının sadece sizi değil "tiyatro kamuoyunu" da bilgilendirmeleri gerekir. Sadece "reklam" aldıkları için değil, şimdiye kadar kendilerine inanmış ve bir biçimde takip etmiş olan "okurlara" olan sorumlulukları gereği de bu durum açıklanmalıdır.
Üçüncüsü, bizi, Yeni Tiyatro Dergisi'ni lütfen "toptancı" söylemlerinizin dışında tutunuz, evet "taraf" olacaksınız ama bu konuda taraf olmak zorundasınız. Çünkü bizler ilan ve reklamları anamızın ak sütü gibi hak ettiğimize inanıyoruz, zaten öyle olmasa siz de bize reklam vermez, her sayımızdan beşer, onar tane almazdınız. Dergimizin İstanbul'da yaklaşık 20 noktada satıldığını biliyorsunuz; her sayıda paramız olsa da olmasa da "ücretsiz oyun kitabı eki" verdiğimizi biliyorsunuz. Elbette Yeni Tiyatro için kullandığın "en saygın ve en yaygın dergi" sözü sana aittir ancak çok yoğun gündemin içinde bazen “yanlış anlaşılma”lara neden olabilecek dikkatsizliklerde bulunman bizleri incittiği için seninle de polemiklere giriyoruz.
Evet Hilmi, gelelim şimdilik son sözüme...
Yukarıda alıntıladığım ifadelerinle benim amaçlamadığım bir biçimde Lemi Bilgin'in töhmet altında bırakılmasını benim "vicdanım" kabul etmiyor; diğer taraftan bence Lemi Bilgin de "daha vicdanlı" bir kapanış yapabilirdi. O yüzden buradan bütün yöneticilere sesleniyorum: Dost sandıklarınızın, en yakın bildiklerinizin, hatta "sözde" danışmanlarınızın sözlerinden önce kendi aklınızın, vicdanınızın ve yüreğinizin sesine kulak veriniz. Yoksa tarihin çöplüğünün "Romulusçuk"larla dolu olduğunu bizzat gördüğünüzde "her şey" için çok geç olabilir.
Sen de Hilmi, bunca aşamadan, bunca badireden sonra "hasımlarını" acımasızca kılıçtan geçirirken söylemini açık açık kurar, bizlerin de kolunu bacağını yaralamamaya, umarım her zamankinden daha çok özen gösterirsin.
Aklımla, vicdanımla, sevgimle…
Erbil Göktaş
Yeni Tiyatro Dergisi
Genel Yayın Yönetmeni
***
Ayrıca bakınız:
Dergisini yayınlamak yerine sentetik suçlar üreten Demirkanlı'ya ders...
Bulunmaz'ın Savcı Ahmet Gürses'e verdiği bilgiye yanıt veren çıkar mı?
Bulunmaz'ın savcıya verip belgelediği bu bilgiye hangi yiğit karşı çıkar?
Savcılığa verdiğimiz belgeyle ilgili yayınımıza telefonla kim yanıt verdi?
Telefon eden, Devlet Tiyatroları - dergiler ilişkisini anlatacağını söyledi!
LİNÇ alçaklığına bulaşmayan Erbil Göktaş 2 fotoğraf ve 1 not gönderdi!
Yeni Tiyatro Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Erbil Göktaş, açıklayacak!
Erbil yazdı: Devlet Tiyatroları "kapatılıp küçültüleceği için" üzgünüm!...
Erbil "ben üç kuruş reklam almışım almamışım, ne önemi var?" diyebildi
Erbil Göktaş, "gerçek"in "yanlış"a "yol açabileceği" noktasında da işkilli!
Erbil Göktaş "altı trilyon ilân-reklâm borcu" konusunda ısrarlı ve kararlı!
LİNÇÇİ olmadığı için, reklâmla cezalandırılan Yeni Tiyatro Dergisi sesi!
Göktaş, Mustafa Kurt'un samimî olmama hâlini de anlatmaya çalışıyor...
Erbil Göktaş, Mustafa Kurt'un felsefesi olmadığını gayet net dile getirdi!
Erbil Göktaş Devlet Tiyatroları Müdürü Mustafa Kurt'la sorununu anlattı
Erbil Göktaş nesnel yayıncılık yapmaya niyetli biri olarak dengeli yazdı!
Erbil Göktaş
29 Ocak 2014
Sevgili Hilmi Bulunmaz,
Gerçekten üzgünüm. Bunca yıl bu memleketin her yerine tiyatronun ışığını taşıyan koskoca bir Cumhuriyet kurumu çatırdarken, çatırdamakla kalmayıp gümbür gümbür gideceğinin sinyalleri veriliyorken, ben üç kuruş reklam almışım almamışım, ne önemi var? Mesele bu değil. Mesele şu:
Sitenizde yayınlanan "Bulunmaz'ın savcıya verip belgelediği bu bilgiye hangi yiğit karşı çıkar?" başlıklı yazıda "yanlış" anlaşılmalara neden olabilecek ifadeler kullanılarak ve böylece bazı "gerçek"ler bağlamından yön değiştirerek ele alındığından bende birtakım haksızlıklara "yol açabileceğim" kaygısı uyanmıştır.
Yeni Tiyatro Dergisi'nin Ocak 2014, 54. sayısındaki "sunuş" yazısında (siz "başyazı" demişsiniz, o da doğrudur.) Devlet Tiyatroları Eski Genel Müdürü Lemi Bilgin'in Mayıs 2013'de görevden alınma sürecinde bütün basına ilan-reklam vererek elindeki tüm ödenekleri tükettiği ve yerine vekaleten atanan Mustafa Kurt'a "altı trilyon ilan-reklam borcu" bıraktığını belirtmiştim. Ben bu bilgiyi Eylül ayında bir söyleşi yapmak için gittiğimiz Ankara Devlet Tiyatrosu'nda yetkili birinden sözlü olarak öğrendim. Bilgi kaynağımı açıklamayı yayıncılık etiğine uygun bulmuyorum. Ama 4982 Nolu "Bilgi Edinme Hakkı Yasası"na göre, dileyen her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, bir dilekçeyle Devlet Tiyatroları'na başvurup bu konuda bilgi edinebilir!
Derginin yukarıda adı geçen sayısında da yazdığım gibi, tiyatro dergilerinin rutin anlaşmaları yıl sonuna kadardır; bizimkisi de Kasım ayına kadardı şimdiye kadar. (Ve bunlar da sır değildir, T.C. yasaları çerçevesinde Basın-İlan Kurumu'nda her şey kayıtlıdır, isteyen gidip bilgi edinebilir.) Ancak Lemi Bilgin'in görevden alınma sürecinde bizim reklamlarımız da Mayıs ayında sona erdirilmiştir. Ya da her yıl Kasım'a kadar yapılırken 2013'de sezon sonu olan Mayıs ayında bitirilmiştir. Ben Mustafa Kurt'a da bu haksızlığın giderilmesi gerektiğini söyledim. Çünkü ortada bariz bir haksızlık vardı ve biz bir şekilde "ötekileştirilmiştik"; diğer dergilerin reklamları yaz aylarında da, sezon başında da devam ettirildi ve ben Mustafa Kurt'un, diğer dergilerin Aralık ayında bitirilecek sözleşmelerinden sonra da bu adaletsizliğe son vermeyeceğini düşünmeye başladım.
Mustafa Kurt'un gelişine sevinen tanıdığım birkaç kişi, bana yeni genel müdürün "samimi" olduğunu, verdiği sözleri mutlaka tutacağını, Ocak ayına kadar beklememiz gerektiğini söylüyorlardı. Ancak 30 yıldır gözlemlediğim tiyatro camiasına dair düşüncelerimden dolayı, bunun böyle olmayabileceğini hissediyordum. Bana göre yeni genel müdür vekili hem bizi, hem arkadaşlarını, hem de tiyatro kamuoyunu "samimi" olarak oyalıyordu. Gözlemlerimde yanılmadığım için sevinemiyorum; ancak başta da söylediğim gibi, Devlet Tiyatroları "kapatılıp küçültüleceği için" üzgünüm.
Ayrıca Lemi Bilgin karşıtı tanıdıklarımı da uyarmak isterim; lütfen "Küçük Romulusların" samimiymiş gibi görünen sözlerine aldanmayın; "DT'yi kapatacağız" diye size "ölümü" gösterdiler; uyanın; "sıtmaya" sakın razı olmayın. Mustafa Kurt'un "Büyük Romulus" olamayacağı kesinleşti, şu "sönük" repertuvar politikasına, bu ülkenin tiyatro "merkezinde" koskoca DT'ye sezon başından beri daha bir tek doğru dürüst "gala" yaptıramayışına bakıp, bu çap(sızlık)ta bir yöneticinin tiyatro yayınlarının memleketin tiyatro kültürü için ne anlama geldiğini kavramasını beklemek, boş bir hayal. Dürrenmatt der ki, Büyük Romulus Roma'yı "tasfiye" ederken hiç olmazsa ne yaptığını biliyordu ve bir "felsefesi" vardı; Mustafa Kurt'ta o da yok. Devlet Tiyatroları böyle olmamalıydı…
Sevgili Bulunmaz, Mustafa Kurt'la dergimizin ilişkisi kabaca budur.
Doç. Lemi Bilgin "tanık" olduğumuz son altı yıl boyunca Yeni Tiyatro Dergisi'ni "her şeye karşın" yok saymadı, sayamadı. Bir "tiyatro dergisinin" önemini anlayabildi. Lemi Bilgin'e "giderayak" reklam sözleşmemizi Mayıs ayında bitirmiş olmasına karşın kızgın değiliz, kırgınız; umarım ki "yanlış" yönlendirilmiştir ya da bu "durumdan" haberi yoktur.
Lemi Bilgin'le ilgili olarak "başyazı"mdan hareketle diyorsun ki; "Devlet Tiyatroları Eski Genel Müdürü Sayın Lemi Bilgin'in 'ALTI TRİLYONLUK REKLÂM' konusunu Yeni Tiyatro Dergisi'nin Ocak 2014 tarihli 54. Sayısı'ndaki 'BAŞYAZI' içeriğinde de gündeme getiren işbu derginin Genel Yayın Yönetmeni Sayın Yrd. Doç. Dr. Erbil Göktaş'ın 'BİLİRKİŞİ' olarak mutlaka dinlenilmesi gerekir."
Birincisi, yasalar ve demokratik teamüller gereği "yurttaşlık" görevimizi yerine getirmekten çekinmeyiz. Zaten bu yazı da "yurttaşlara" haksızlık yaptıkları zaman, bunun karşılıksız kalmayacağı konusunda yöneticileri uyarmak için, yani "yurttaş" olmayı önemsediğimiz için yazılmıştır... Evet, yurttaşlar "seçimle-atamayla" işbaşına getirdiklerini gerektiğinde çeşitli biçimlerde uyarırlar, uyarmalıdırlar.
İkincisi, bu "ilan ve reklamlar" muhakkak ki yasalara uygun olarak verilmiştir; ancak adalete uygun değildir, adil değildir. Sonrasında Mustafa Kurt tarafından yine aynı biçimde devam ettirilmesi, üstelik yaz aylarında bile devam ettirilmesi "vicdan"a da aykırıdır. "2014 Ocak ayında da devam edip etmediğini" bilmiyorum; çünkü şu ana dek (29 Ocak 2014) İstanbul'da Tiyatro Gazetesi ve Yeni Tiyatro Dergisi dışındaki reklam alan dergileri ısrarla aramamıza karşın ne kitapçılarda ne de D&R'larda bulabildik. Siz yaptığınız yayınlarda "çıkmadığını" söylüyorsunuz ancak bu çok ciddi bir suçlamadır, doğruysa bu da bizi üzer; muhataplarının sadece sizi değil "tiyatro kamuoyunu" da bilgilendirmeleri gerekir. Sadece "reklam" aldıkları için değil, şimdiye kadar kendilerine inanmış ve bir biçimde takip etmiş olan "okurlara" olan sorumlulukları gereği de bu durum açıklanmalıdır.
Üçüncüsü, bizi, Yeni Tiyatro Dergisi'ni lütfen "toptancı" söylemlerinizin dışında tutunuz, evet "taraf" olacaksınız ama bu konuda taraf olmak zorundasınız. Çünkü bizler ilan ve reklamları anamızın ak sütü gibi hak ettiğimize inanıyoruz, zaten öyle olmasa siz de bize reklam vermez, her sayımızdan beşer, onar tane almazdınız. Dergimizin İstanbul'da yaklaşık 20 noktada satıldığını biliyorsunuz; her sayıda paramız olsa da olmasa da "ücretsiz oyun kitabı eki" verdiğimizi biliyorsunuz. Elbette Yeni Tiyatro için kullandığın "en saygın ve en yaygın dergi" sözü sana aittir ancak çok yoğun gündemin içinde bazen “yanlış anlaşılma”lara neden olabilecek dikkatsizliklerde bulunman bizleri incittiği için seninle de polemiklere giriyoruz.
Evet Hilmi, gelelim şimdilik son sözüme...
Yukarıda alıntıladığım ifadelerinle benim amaçlamadığım bir biçimde Lemi Bilgin'in töhmet altında bırakılmasını benim "vicdanım" kabul etmiyor; diğer taraftan bence Lemi Bilgin de "daha vicdanlı" bir kapanış yapabilirdi. O yüzden buradan bütün yöneticilere sesleniyorum: Dost sandıklarınızın, en yakın bildiklerinizin, hatta "sözde" danışmanlarınızın sözlerinden önce kendi aklınızın, vicdanınızın ve yüreğinizin sesine kulak veriniz. Yoksa tarihin çöplüğünün "Romulusçuk"larla dolu olduğunu bizzat gördüğünüzde "her şey" için çok geç olabilir.
Sen de Hilmi, bunca aşamadan, bunca badireden sonra "hasımlarını" acımasızca kılıçtan geçirirken söylemini açık açık kurar, bizlerin de kolunu bacağını yaralamamaya, umarım her zamankinden daha çok özen gösterirsin.
Aklımla, vicdanımla, sevgimle…
Erbil Göktaş
Yeni Tiyatro Dergisi
Genel Yayın Yönetmeni
***
Ayrıca bakınız:
Dergisini yayınlamak yerine sentetik suçlar üreten Demirkanlı'ya ders...
Bulunmaz'ın Savcı Ahmet Gürses'e verdiği bilgiye yanıt veren çıkar mı?
Bulunmaz'ın savcıya verip belgelediği bu bilgiye hangi yiğit karşı çıkar?
Savcılığa verdiğimiz belgeyle ilgili yayınımıza telefonla kim yanıt verdi?
Telefon eden, Devlet Tiyatroları - dergiler ilişkisini anlatacağını söyledi!
LİNÇ alçaklığına bulaşmayan Erbil Göktaş 2 fotoğraf ve 1 not gönderdi!
Yeni Tiyatro Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Erbil Göktaş, açıklayacak!
Erbil yazdı: Devlet Tiyatroları "kapatılıp küçültüleceği için" üzgünüm!...
Erbil "ben üç kuruş reklam almışım almamışım, ne önemi var?" diyebildi
Erbil Göktaş, "gerçek"in "yanlış"a "yol açabileceği" noktasında da işkilli!
Erbil Göktaş "altı trilyon ilân-reklâm borcu" konusunda ısrarlı ve kararlı!
LİNÇÇİ olmadığı için, reklâmla cezalandırılan Yeni Tiyatro Dergisi sesi!
Göktaş, Mustafa Kurt'un samimî olmama hâlini de anlatmaya çalışıyor...
Erbil Göktaş, Mustafa Kurt'un felsefesi olmadığını gayet net dile getirdi!
Erbil Göktaş Devlet Tiyatroları Müdürü Mustafa Kurt'la sorununu anlattı
Erbil Göktaş nesnel yayıncılık yapmaya niyetli biri olarak dengeli yazdı!