Bulunmaz bugünkü mesaisine yine İstanbul Adalet Sarayı'nda başladı...

Emekçi halk işsizlikten ve tüyü bitmemiş yetim açlıktan tir tir titreyerek aç yatıp, uykusuzluk nöbeti tutarken, ben, gerine gerine keyifli bir uyku çekemem! Vatandaşı olduğum Türkiye tiyatrosu cayır cayır yanıyorken, topu taca atarak, sentetik ve gereksiz memleket meseleleriyle "iki tweet arası bir facebook"la kendimi kandırmam mümkün değil. Kervan yolda düzüldüğü gibi, kavga er meydanında verilir. Kavgadan kaçan kargadır!

2200 kollu 1100 alçak kişiliksiz kişinin düzenlediği "ENTELEKTÜEL VE HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" en fazla beni güçlendirdi... Bu kampanya "öyle bir gökkuşağı renkli kıvılcım" düşürdü ki yüreklere, korkunun zerresini silip süpürdü. Onlar beni kavgaya çağırdı, ben koşar adım gittim. Ben her er meydanına ulaştığımda, o alçaklar tozu dumana katarak fillerin arasına gizlenerek vandallar ordusuna er yazılıyorlardı... Ben asla korkmadım. Onlar korktular. Gemiyi önce fareler terk ederken dâvâyı önce avukatlar terk etti! Avukatların çantalı mafya tipiyle tiyatro sahnesine hücum ettiği bir âlemde, elimdeki kurşun kalemi erdemli bir tinlik sivrilttikçe, çaresizliğine sığınanlar, her türlü yalanı doğru diyerek pazarlamaya çıkan çerçiye döndüler. Onların toprağı benim yağdırdığım yağmurla ıslandıkça cıvık cıvık çamur olup, hızla bataklığa dönüşürken, şimşek hızıyla zehir saçıyordu. Onlar hayatımı zehir etmek istemişlerdi!

Sabırlıyım! Eyyüp sabrı taşıyorum. Sahte Eyyüplere karşı efsunluyum...

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz