Tiyatro boyut değiştirdi!...
Mesut Alptekin
25 Aralık 2013
Sahnelerden adliye koridorlarına uzanan ilginç bir yolculuk!... İlginç ve bir o kadar şaşırtıcı!... "Nereden nereye?" şaşkınlığına nâil olacak birçok durumu sık sık yaşıyoruz hayat yolculuğumuzda. "Hadi canım sen de!" diye es geçtiğimiz çoğu kulağa fantastik gelen sıradışı birçok olay zaman içinde hızla gerçekçi boyutlara sıçrayabiliyor. Kendi hayatımızın dışında başka hayatlarda da tanık olduğumuz bu durum bizi zamanla içerisinde bulunduğumuz değişken koşullara alıştırıyor... Ancak her zaman kabul edilmesi kolay olmuyor yada daha acımasız olanı asla kabûl etmiyoruz.
Benimkisi kabul edemediklerimden. Tiyatro dünyasına ilk atım attığım günleri anımsadığımda, bugün gelinen nokta, aradaki dağların ne denli büyük olduğunu ufuk çizgisini gizleyip belli etmeye çabalıyor. İlk ânlar, oyunculuk çalışmaları saatlerine göre haftada bir kez uğrayıp, yalnızca birkaç saat geçirebildiğim tiyatro, bugün âdeta içinde yemek yediğim ve uyuduğum, çalıştığım, üretimde bulunduğum ve gayet mutlu bir hayat sürdürdüğüm evim hâline geldi. Peki öyleyse kabul edemediğim nedir? Artık sahnelerden çok adliye koridorlarında boy göstermemiz tabiî ki!...
Oyunculuk sevdası ile kazmaya başladığım tünel adalet sarayına çıktı!... Hem de dudak uçuklatacak kadar pisliği gözler önüne sererek... Özetle takdir edeceğiniz gibi, tavşan deliği "Alice Harikalar Diyârı"na değil de, doğrudan kanalizasyona iniyor... Oyunculukla adım attığım bu alanda, şu ânki konumum çok daha farklı bir boyutta. Artık oyunculuğu kendi adıma biraz daha kenarda bırakıp video kaydı, kurgu-montaj, filmcilik üzerine kendimi geliştirmeye başladım... Değişen koşullar ve ilerleyen teknolojiyle yerimde durmam olanaksızdı. Sadece atölye çalışmaları ve oyun provaları ile akıp giden zamanda, durmaksızın gelişen teknolojiyle görselliği daha geniş kitlelere taşıyan video kayıt imkânı, evrimleşmeye büyük katkı sağlıyor. Kültür, sanat, estetik vb. kavramlarla sevimli hâle getirilmiş poz veren tozlu tiyatro perdesinin arkasında yaşanan "LİNÇ KAMPANYALARI", yalanlar ve iftiralar, tiyatroyu seyirci karşısından alarak yargıç karşısına çıkarttı. Hâl böyle olunca, bizim perdelerimiz de duruşma salonlarında açılır oldu. Yine de hoşnutuz ama bu durumdan. Ciddî ve dürüst bir mücadele veriyor olmanın gururu var alın terimizde.
Bunları gördükçe, yaşadıkça güç kaybetmek, yorulmak yerine sanılanın aksine daha da güçleniyorum. Daha da hırsla daha da aşkla sarılıyorum kamerama. Yaşam koşullarımla koşut şekilde uzun süreli bâzı ayrılıklar yaşasam bile, Bulunmaz Tiyatro'dan uzaklaşmanın verdiği üretememe sancısı peşimi bırakmıyor ve her yolu yine Bulunmaz'a çıkartıyor bana!
Geçmiş yıllara göre gerek teknik olanaklarım ve gerekse yeteneklerimle daha sağlam adımlar attığım bu süreçte adliye koridorlarında edindiğim deneyimler, ilerideki hayatımda üreteceğim film ve kitap projelerimde bana oldukça umut veriyor. Zor bir süreç bu. Zoru sevmek ve riski göze almak güçlendiriyor beni. O hâlde 3... 2... 1... Kayıt! Duruşma başlasın!
Mesut Alptekin
25 Aralık 2013
Sahnelerden adliye koridorlarına uzanan ilginç bir yolculuk!... İlginç ve bir o kadar şaşırtıcı!... "Nereden nereye?" şaşkınlığına nâil olacak birçok durumu sık sık yaşıyoruz hayat yolculuğumuzda. "Hadi canım sen de!" diye es geçtiğimiz çoğu kulağa fantastik gelen sıradışı birçok olay zaman içinde hızla gerçekçi boyutlara sıçrayabiliyor. Kendi hayatımızın dışında başka hayatlarda da tanık olduğumuz bu durum bizi zamanla içerisinde bulunduğumuz değişken koşullara alıştırıyor... Ancak her zaman kabul edilmesi kolay olmuyor yada daha acımasız olanı asla kabûl etmiyoruz.
Benimkisi kabul edemediklerimden. Tiyatro dünyasına ilk atım attığım günleri anımsadığımda, bugün gelinen nokta, aradaki dağların ne denli büyük olduğunu ufuk çizgisini gizleyip belli etmeye çabalıyor. İlk ânlar, oyunculuk çalışmaları saatlerine göre haftada bir kez uğrayıp, yalnızca birkaç saat geçirebildiğim tiyatro, bugün âdeta içinde yemek yediğim ve uyuduğum, çalıştığım, üretimde bulunduğum ve gayet mutlu bir hayat sürdürdüğüm evim hâline geldi. Peki öyleyse kabul edemediğim nedir? Artık sahnelerden çok adliye koridorlarında boy göstermemiz tabiî ki!...
Oyunculuk sevdası ile kazmaya başladığım tünel adalet sarayına çıktı!... Hem de dudak uçuklatacak kadar pisliği gözler önüne sererek... Özetle takdir edeceğiniz gibi, tavşan deliği "Alice Harikalar Diyârı"na değil de, doğrudan kanalizasyona iniyor... Oyunculukla adım attığım bu alanda, şu ânki konumum çok daha farklı bir boyutta. Artık oyunculuğu kendi adıma biraz daha kenarda bırakıp video kaydı, kurgu-montaj, filmcilik üzerine kendimi geliştirmeye başladım... Değişen koşullar ve ilerleyen teknolojiyle yerimde durmam olanaksızdı. Sadece atölye çalışmaları ve oyun provaları ile akıp giden zamanda, durmaksızın gelişen teknolojiyle görselliği daha geniş kitlelere taşıyan video kayıt imkânı, evrimleşmeye büyük katkı sağlıyor. Kültür, sanat, estetik vb. kavramlarla sevimli hâle getirilmiş poz veren tozlu tiyatro perdesinin arkasında yaşanan "LİNÇ KAMPANYALARI", yalanlar ve iftiralar, tiyatroyu seyirci karşısından alarak yargıç karşısına çıkarttı. Hâl böyle olunca, bizim perdelerimiz de duruşma salonlarında açılır oldu. Yine de hoşnutuz ama bu durumdan. Ciddî ve dürüst bir mücadele veriyor olmanın gururu var alın terimizde.
Bunları gördükçe, yaşadıkça güç kaybetmek, yorulmak yerine sanılanın aksine daha da güçleniyorum. Daha da hırsla daha da aşkla sarılıyorum kamerama. Yaşam koşullarımla koşut şekilde uzun süreli bâzı ayrılıklar yaşasam bile, Bulunmaz Tiyatro'dan uzaklaşmanın verdiği üretememe sancısı peşimi bırakmıyor ve her yolu yine Bulunmaz'a çıkartıyor bana!
Geçmiş yıllara göre gerek teknik olanaklarım ve gerekse yeteneklerimle daha sağlam adımlar attığım bu süreçte adliye koridorlarında edindiğim deneyimler, ilerideki hayatımda üreteceğim film ve kitap projelerimde bana oldukça umut veriyor. Zor bir süreç bu. Zoru sevmek ve riski göze almak güçlendiriyor beni. O hâlde 3... 2... 1... Kayıt! Duruşma başlasın!