29 Aralık 2013 Pazar

Bulunmaz, Melih Anık'ın "Fusun 'Dokunuş'"una bir derkenâr döktürdü!...

Yazar, yaşamak için yazarken, yazmak için yaşamaya göç edendir!

Ben, kırk yılı aşkındır yazı yazmama ve yirmi yılı aşkındır Türkiye Yazarlar Sendikası üyesi olmama karşın, kendimi "yazar" olarak göremeyip, böyle bir ruh zırhına bürünemiyorum. "Bir şey" için değil, "hiçbir şey" için yazarken, Melih Anık'ın da "hiçbir şey" (hiçbir çıkar) için yazdığına tanık olmak, bana yazma şevki, yazma zevki veriyor. Anık, zaman zaman kırılma noktasına sıçrayıp, "kalemlerini alıp gitmek" çukuruna düşer gibi olduğunda, kendisini uyarıyorum. Yazma eyleminin, bir yaşam biçimi olduğunu vurgulamak, Anık'ı ve/ya başka birilerini "ben gaza getiriyorum" anlamına gelmez. O kadar kirli bir mekân ve zaman içindeyiz ki, duymamak, görmemek, konuşmamak daha revaçtayken, yazmak (duymak, görmek, konuşmak) çok zor! Bunu ben de biliyorum... Ancak, bize susmak yok!


Diline, eline, gözüne sağlık Anık...


Ettiğim sözler, "yürü be oğlum" teşvik eyleminin Türkçe meali değil... Bu sözler, aynada kendime mırıldandığım terennümler!...


Hilmi Bulunmaz


(Kaynak: Dokunuş)