19 Aralık 2013 Perşembe

Halkın Avukatı Bulunmaz'ın mutlu ânları İstanbul Adalet Sarayı'ndakiler

Kavga, er meydanında verilebilir. Kavgaya çağrıldığında gitmek gerekir. "Gel!" dediler. Gittim!... Gittiğim yeri sevdim. O yerin niceliğini bilmeme karşın, niteliğini sürekli kendim oluşturdum. 2200 kollu 1100 LİNÇÇİ beni kavgaya çağırdı. Hiç ikirciklik yaşamadım. Onların, benim sanatsal ifade olanaklarımı ilga ve imhâ etmek istemesi, genellikle kanıksanmış bir durumdu! Onlar statükocu, ben devrimciydim. Onlar halk düşmanı, ben halk dostuydum. Onlar ki halka ve hakka karşıydılar, halkı ve hakkı sevenlere yaşam hakkı vermemek için her tür kalleşliği yapabilirlerdi... 

Onların bu normalliği, köpeklerin insanları ısırması kadar haber değeri taşımayan belli bir durumdur. Oysa ben, olanaksızı olanaklı kılmak için "Halkın Avukatı" rolüyle sahne aldığım "İstanbul Adalet Sarayı"nda mutluluk inşa ederken, insanın köpeği ısırması türünden haber oldum.

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz