Sanat, namus ve şeref için yapılır
Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Nejat Birecik'e yönelik ithamlarının arkasında olduğunu söylen Mehmet Çevik, Birecik ile sanat anlayışını her platformda tartışmaya hazır olduğunu söyleyerek, "Hodri Meydan" dedi!
BU kentin yetiştirdiği sevilen ve tanınan sanatçılarından Mehmet Çevik, Şehir Tiyatroları'nda yaşanan sorunlar nedeniyle istifa etti. Yaşanan haksızlıklara, kuralsızlıklara daha fazla dayanamadığını ve göz yummadığını söyleyerek istifa eden Çevik, bu kentin kendine yeni bir yol haritası çizdi. Sanat hayatında, sadece sahnede olmayan Çevik, yeri geldiğinde sendikalarda emek sınıfının hakkını savunurken, yeri geldiğinde sokakta bir esnafla sohbet ederken görebileceğiniz biri. Adaletsizliğe tahammül edemediğini söyleyen Çevik, "Bizans entrikalarının olduğu bir yerde kalamam!" dedi.
KRAL ÇIPLAK
Röportajımızı yaptıktan sonra İzmit sokaklarında gezerken Mehmet Çevik'i gören boyacılar, sokaktaki esnaflar, ünlü sanatçıya selam vermeden geçmedi. Hatta kendisini tanıyan boyacılar, yanlarından uzaklaşan Çevik'in arkasından "yine kral çıplak demişsin" diyerek seslendi. Büyük emek ve fedakarlıklarla kurulan Şehir Tiyatroları'nın başına getirilen Nejat Birecik'in tiyatroda baskı yarattığını belirten Çevik, birilerinin bu gidişe "DUR!" demesi gerektiğini ifade etti.
İstifa kararınızın gerekçelerini anlatır mısınız?
Şehir Tiyatroları bir sanat kurumu. Ürettiği şey sanat, üreteni ise sanatçıdır. Tabii ki belli yasa, kurul ve yönetmeliklerle yönetilir. Ama bunu yaparken o kurum ve kurallar, kendi sanatçısını algılayabilecek yetkinliğe sahip olmalı. Sanatçı tavrından başka bir yere koyuyorsa, orada sanat üretiminde sorun var demektir. Olup bitenlere sessiz kalmak, seyirci kalmak, sabrı sonsuzlaştırmak gibi bir tavır içinde olamazdım. Bu bir idari ve politik yanlışlar nedeniyle olsaydı daha büyük gürültülerle çıkardım. Ama tam tersi. Kendini mesleki anlamda sanatçı yapan diplomanın dışında asla sanatçı unsuruna sahip olmayan bir insan tarafından yöneltildiğimizi anlatmak için istifa süreci ortaya çıktı.
Nejat Birecik ile Şehir Tiyatroları'na gelmeden önce tanışmışlığınız var mı?
1997 yılında kurulduğunda mükemmel bir çıkışla ilk 5 yılında Avrupa'nın sayılı tiyatrolarının arasına giren bir tiyatronun önderliğinin en asgaride bu tarihe yakışır boyutta olması gerekir. Halbuki bu insanla aynı kurum içine gelmeden tanışmışlığımız yoktur. Aynı kuruma geldiği süreçte, kendisine şahsımda ve şahsımın çevresinde kümelenmiş olan sanatsal doneleri kullanmasına izin verdim ve zevkle yaptım bunu. Benimki kariyer savaşı değil. Ama ilerleyen süreç içinde gördüğüm şey tabiri caiz ise cin çarpışa döndüm. 5 lâfından biri "BEN BİZANS'TAN GELDİM." Bu anlayış beni korkuttu. Bunun dışında yaşadığım şeyler de inanılmaz.
İstifanın somut gerekçeleri var mı?
Ne yönetim kurulları usûlüne göre yapıldı, ne kararlar usûlüne göre alındı. Repertuvar kurulları oluşturulmadı. Keyfi oyun asımları oldu. Geçen yıl bir oyun asılımında bana bir rol verilmişti. Gelip role baktım ama yönetmen yoktu. Dünyanın bütün tiyatrolarında rol dağılımlarını yönetmenler yapar. Yönetmeni yapılmamış bir oyunda rol dağılımını Genel Sanat Yönetmeni'nin yapması gibi trajik bir şey yoktur. Mehmet Serimer soruşturma için içeriye dilekçe verdi. O dilekçe ortada yok. Balkanlar'da yaşananlara turneye katılanlara sorulduğunda ortaya çıkar. Kendisine yakın asılan güruha verilen rollere bakarsanız bu ortaya çıkar. ADALET DUYGUSU insanlara ait değil, ALLAH'A AİT ve insanlara emanet edilmiştir. Daha kısa bir süre önce onca iş yapmasına rağmen bir arkadaşımız istifaya zorlandı ve yaşadıklarına dayanamadığı için istifa etti.
Bu ithamlarınızı kanıtlayabilir misiniz?
Mehmet Serimer ile diğer unsurları bastırmak için HAKARET ve laf TACİZleriyle Balkanlar'da tatsız bir olay yaşatmıştır. Bu arkadaşın ikinci baskı unsuru ise "Kültür Bakanı'nın akrabasıyım. Bu belediyeden istediğim iki daire başkanını görevden aldırabilirim!" diyor. Balkan turnesinden 10 saatlik yol gidildikten sonra, 10 saate geri dönüldüğünde oyuncuların erkek kısmını yatmaya gönderiyor, 2-3 kadın arkadaşla da, konsolosla sohbet ortamı oluşturmaya çalışmıştır. Bunlar çok ağır ithamlar. Ben ispatlamayacağım ithamların peşinden koşmam. O tiyatroda insanlar mutsuz, gözlerindeki çocuk ölmüş, öldürülmüş. Söylediklerimi herkes araştırabilir. Eğer doğru değilse bana "YALANCI İBLİS" deyin, ya da "DEFOL GİT, SEN BU KENTE YAKIŞMIYORSUN!" diye Genel Sanat Yönetmeni'ne söyleyin.
Bu kentin halkı aranızdaki farkı görecek mi?
Şehir Tiyatroları kurulmadan önce yönetmeliklerini hazırlayan, kuruluşunu hazırlayan biriyim. Beyefendi bu tiyatroya gelene kadar hiçbir oyunu yönetmemiştir. 7-8 yıl önce mezun oldu ve 6. yılda genel sanat yönetmeni oluyor. Gerçekten Bizanslı olduğunu görmek için bir başka unsura gerek yok. İnsanlar bana inanmasınlar, araştırsınlar. Şansları yoksa baksınlar. Beni Yürüyüş Yolu'nda, Serdar Mahallesi'nde, bir eylemde, maçta, ekranda görebilirler. Ben tarihimi bu alanlarda yarattım. Tam tersine güce ve iktidar olma tutkuma inanmadan bir adam olmaya çalıştım. Bu arkadaşı da gözlemlesinler. İkimiz de kokuyoruz. Ben 50 yıllık ömrüm içinde mücadelemle Kocaeli kokuyorum. Onun ne koktuğunu yüreği olan ve görmesini bilen herkes ortaya çıkaracaktır.
Bağlı bulunduğunuz Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Müdürlüğü'ne istifadan önce yanlışların düzeltilmesi için girişimde bulundunuz mu?
Bu yanlışlıkları düzeltmek için ben önce içerde dilekçelere yöneldim. Bunları gidermek için adımlar attım. İstifadan önce, tiyatroda usûle, kanuna aykırı, özlük haklarına aykırı kararlar alındığını ve kurumsal kimlik dışında buranın Nejat Birecik tiyatrosuna dönüştürüldüğünü, yanılgıda bulunmuş olabilirim diye Daire Başkanlığı'na bir dilekçe verdim. Ama iki aydır hâlâ cevap gelmedi. O dilekçe sonucunda benim aykırılık dediğim şeyler yoksa ben özür dileyerek bu kurumdan istifa ederim dedim.
Birecik'in geldiğinde ilk icraatı ne olmuştu?
Nejat Birecik geldikten sonra çıkarttığı ilk kadro Genel Sanat Yönetmeni kadrosu. Türkiye'de bunu Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü kullanıyor. Bu şehir tiyatrolarının başında emekli olana kadar kalmak demektir. Bu kavram sanatçı olmadığınızı kanıtlar. Burayı kuran Işıl Kasapoğlu, Yücel Erten bile buna tenezzül etmedi. Ömrü billah buradan maaş alır.
Tiyatroda yaşananları Birecik ile halkın önünde tartışır mısınız?
Bu yaşananları gazetelerin köşelerinde değil, bir yerel televizyonda ya da sivil toplum örgütünün meydanında, beyefendi ile seyircimizin önünde yaptığı sanatı ve taşıdığı sanatçı kişiliğini tartışmaya hazırım. HODRİ MEYDAN.
Yaşanan bu sürecin arkasından yeni istifalar gelir mi?
Benim kavgam böyle olmaz. Tokadı yapıştırdım mı diğer taraftan duyulur. Net ve kesindir benim kavgam. SANAT NAMUS VE ŞEREFLE YAPILIR. Adaletle ve özgürlükçü bir yönetimle yapılır. Bunlardan biri noksansa ne sanat yönetirsiniz, ne sizden insan diye bahsetmek artık mümkün değildir. Ben de mi sussaydım? Bundan sonra Nejat Birecik çok dikkat etmek zorunda. Birisi daha çıkar da lanet olsun derse biter.
Güvenceniz olduğu için istifa ettiğinizi söyleyenler var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
İsyanı büyütmek için bir güvencem var. Ama bunu söyleyenlerin bir bütün tarihe bakmalarını salık veririm. Benim bir yıl maaşım kesildi. Ne o zaman dizi vardı, ne de dizimde beni teselli edecek bir adam. Ekmeğimi zor götürme pahasına yanlış olan her türlü olguya, "HAYIR BUNU YAPAMAZSIN!" diye her zaman söyledim. Bu ülkede paşalara, eleştirdiğim demokrasi anlayışına el uzatabilmekte, neyinize güveniyorsunuz? Apoletlerinize mi? diye sorduğumda dizi yapmıyordum. Diziyi para için yapıyorum ama tiyatroyu para için sevmedim. Bu yıl 7 film ret ettim. İş olsun diye oynamam.
Sezon boyunca hiç para almadım
Şehir tiyatrolarında oynamamanıza rağmen maaş aldığınız söyleniyor. Bu konuda ne diyeceksiniz?
3 yıldır buradan maaş alıp hiçbir oyunda oynamadığımı söylüyor. "Kaymaklı Dondurma Rengi Elbise" oyunu ben yönettim, "Derviş ve Ölüm" oyununda rol aldım. Bu yıl istifa ettim. Geçen sene ise Mehmet Çevik ücretsiz izindeydi. Sezon boyunca bir kuruş para almadım. Bu kadar aleni bir konuda bile yalan söylemek, söylediklerimin açıkça ispatıdır. "Kaymaklı Dondurma Rengi Elbise" bu kent tarafından çok sevilen ve beğenilen bir oyundu. Aynı yıl içinde diğer oyunların seyircilerinden daha fazla seyirci toplayan oyun kaldırılmıştır. Sebep Mehmet Çevik daha fazla reklam alıyor. Benim derdim reklam değil. Ben sahnenin üstünde olmasam bile bilet alacak parayı bulur yine arkadaşlarımı oyunlarında yalnız bırakmam ve onları alkışlarım. Benim istifa nedenim arkadaşlarımın mutsuzluğu. Lütfen beni bağışlasınlar.
Canımı acıtacak
Tiyatrodan ayrılmak canınızı acıtacak mı?
Tiyatroda olmamak benim canımı çok acıtacaktır. Ben ilk ekmeğimi, bu meslekten, namusluca ve onurluca kazandım. Kapalı kapılar ardından veya kulislerdeki entrikalardan yola çıkarak kazanmadım. Hep hayatın merkezinde yaşadım ve soluklamaya çalıştım. Hayatın merkezinde sanat yoktu, tam tersi sanatın merkezinde hayat vardı. Bana bu bilinci veren tiyatroyu yapmamak canımı acıtacaktır. Ama yakın bir süreçte başka bir yerde daha ülkede barış söylemleri yokken 1996 yılında "Nazım'a Türkü" ile bu ülkedeki tüm halkların diliyle oluşturulan türkülerle Nazımın şiirleriyle bir tiyatro yaptım. Buna benzer belki adı "Barışa Türkü" olan bir proje ile sezon ortasında İzmitlilerle buluşacağımı düşünüyorum.
(Kaynak: Demokrat Kocaeli)
***
Ayrıca bakınız:
KBBŞT müdürü Mehmet Çevik geç çıkan dergiye reklâm=PARA veriyor
Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Nejat Birecik'e yönelik ithamlarının arkasında olduğunu söylen Mehmet Çevik, Birecik ile sanat anlayışını her platformda tartışmaya hazır olduğunu söyleyerek, "Hodri Meydan" dedi!
BU kentin yetiştirdiği sevilen ve tanınan sanatçılarından Mehmet Çevik, Şehir Tiyatroları'nda yaşanan sorunlar nedeniyle istifa etti. Yaşanan haksızlıklara, kuralsızlıklara daha fazla dayanamadığını ve göz yummadığını söyleyerek istifa eden Çevik, bu kentin kendine yeni bir yol haritası çizdi. Sanat hayatında, sadece sahnede olmayan Çevik, yeri geldiğinde sendikalarda emek sınıfının hakkını savunurken, yeri geldiğinde sokakta bir esnafla sohbet ederken görebileceğiniz biri. Adaletsizliğe tahammül edemediğini söyleyen Çevik, "Bizans entrikalarının olduğu bir yerde kalamam!" dedi.
KRAL ÇIPLAK
Röportajımızı yaptıktan sonra İzmit sokaklarında gezerken Mehmet Çevik'i gören boyacılar, sokaktaki esnaflar, ünlü sanatçıya selam vermeden geçmedi. Hatta kendisini tanıyan boyacılar, yanlarından uzaklaşan Çevik'in arkasından "yine kral çıplak demişsin" diyerek seslendi. Büyük emek ve fedakarlıklarla kurulan Şehir Tiyatroları'nın başına getirilen Nejat Birecik'in tiyatroda baskı yarattığını belirten Çevik, birilerinin bu gidişe "DUR!" demesi gerektiğini ifade etti.
İstifa kararınızın gerekçelerini anlatır mısınız?
Şehir Tiyatroları bir sanat kurumu. Ürettiği şey sanat, üreteni ise sanatçıdır. Tabii ki belli yasa, kurul ve yönetmeliklerle yönetilir. Ama bunu yaparken o kurum ve kurallar, kendi sanatçısını algılayabilecek yetkinliğe sahip olmalı. Sanatçı tavrından başka bir yere koyuyorsa, orada sanat üretiminde sorun var demektir. Olup bitenlere sessiz kalmak, seyirci kalmak, sabrı sonsuzlaştırmak gibi bir tavır içinde olamazdım. Bu bir idari ve politik yanlışlar nedeniyle olsaydı daha büyük gürültülerle çıkardım. Ama tam tersi. Kendini mesleki anlamda sanatçı yapan diplomanın dışında asla sanatçı unsuruna sahip olmayan bir insan tarafından yöneltildiğimizi anlatmak için istifa süreci ortaya çıktı.
Nejat Birecik ile Şehir Tiyatroları'na gelmeden önce tanışmışlığınız var mı?
1997 yılında kurulduğunda mükemmel bir çıkışla ilk 5 yılında Avrupa'nın sayılı tiyatrolarının arasına giren bir tiyatronun önderliğinin en asgaride bu tarihe yakışır boyutta olması gerekir. Halbuki bu insanla aynı kurum içine gelmeden tanışmışlığımız yoktur. Aynı kuruma geldiği süreçte, kendisine şahsımda ve şahsımın çevresinde kümelenmiş olan sanatsal doneleri kullanmasına izin verdim ve zevkle yaptım bunu. Benimki kariyer savaşı değil. Ama ilerleyen süreç içinde gördüğüm şey tabiri caiz ise cin çarpışa döndüm. 5 lâfından biri "BEN BİZANS'TAN GELDİM." Bu anlayış beni korkuttu. Bunun dışında yaşadığım şeyler de inanılmaz.
İstifanın somut gerekçeleri var mı?
Ne yönetim kurulları usûlüne göre yapıldı, ne kararlar usûlüne göre alındı. Repertuvar kurulları oluşturulmadı. Keyfi oyun asımları oldu. Geçen yıl bir oyun asılımında bana bir rol verilmişti. Gelip role baktım ama yönetmen yoktu. Dünyanın bütün tiyatrolarında rol dağılımlarını yönetmenler yapar. Yönetmeni yapılmamış bir oyunda rol dağılımını Genel Sanat Yönetmeni'nin yapması gibi trajik bir şey yoktur. Mehmet Serimer soruşturma için içeriye dilekçe verdi. O dilekçe ortada yok. Balkanlar'da yaşananlara turneye katılanlara sorulduğunda ortaya çıkar. Kendisine yakın asılan güruha verilen rollere bakarsanız bu ortaya çıkar. ADALET DUYGUSU insanlara ait değil, ALLAH'A AİT ve insanlara emanet edilmiştir. Daha kısa bir süre önce onca iş yapmasına rağmen bir arkadaşımız istifaya zorlandı ve yaşadıklarına dayanamadığı için istifa etti.
Bu ithamlarınızı kanıtlayabilir misiniz?
Mehmet Serimer ile diğer unsurları bastırmak için HAKARET ve laf TACİZleriyle Balkanlar'da tatsız bir olay yaşatmıştır. Bu arkadaşın ikinci baskı unsuru ise "Kültür Bakanı'nın akrabasıyım. Bu belediyeden istediğim iki daire başkanını görevden aldırabilirim!" diyor. Balkan turnesinden 10 saatlik yol gidildikten sonra, 10 saate geri dönüldüğünde oyuncuların erkek kısmını yatmaya gönderiyor, 2-3 kadın arkadaşla da, konsolosla sohbet ortamı oluşturmaya çalışmıştır. Bunlar çok ağır ithamlar. Ben ispatlamayacağım ithamların peşinden koşmam. O tiyatroda insanlar mutsuz, gözlerindeki çocuk ölmüş, öldürülmüş. Söylediklerimi herkes araştırabilir. Eğer doğru değilse bana "YALANCI İBLİS" deyin, ya da "DEFOL GİT, SEN BU KENTE YAKIŞMIYORSUN!" diye Genel Sanat Yönetmeni'ne söyleyin.
Bu kentin halkı aranızdaki farkı görecek mi?
Şehir Tiyatroları kurulmadan önce yönetmeliklerini hazırlayan, kuruluşunu hazırlayan biriyim. Beyefendi bu tiyatroya gelene kadar hiçbir oyunu yönetmemiştir. 7-8 yıl önce mezun oldu ve 6. yılda genel sanat yönetmeni oluyor. Gerçekten Bizanslı olduğunu görmek için bir başka unsura gerek yok. İnsanlar bana inanmasınlar, araştırsınlar. Şansları yoksa baksınlar. Beni Yürüyüş Yolu'nda, Serdar Mahallesi'nde, bir eylemde, maçta, ekranda görebilirler. Ben tarihimi bu alanlarda yarattım. Tam tersine güce ve iktidar olma tutkuma inanmadan bir adam olmaya çalıştım. Bu arkadaşı da gözlemlesinler. İkimiz de kokuyoruz. Ben 50 yıllık ömrüm içinde mücadelemle Kocaeli kokuyorum. Onun ne koktuğunu yüreği olan ve görmesini bilen herkes ortaya çıkaracaktır.
Bağlı bulunduğunuz Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Müdürlüğü'ne istifadan önce yanlışların düzeltilmesi için girişimde bulundunuz mu?
Bu yanlışlıkları düzeltmek için ben önce içerde dilekçelere yöneldim. Bunları gidermek için adımlar attım. İstifadan önce, tiyatroda usûle, kanuna aykırı, özlük haklarına aykırı kararlar alındığını ve kurumsal kimlik dışında buranın Nejat Birecik tiyatrosuna dönüştürüldüğünü, yanılgıda bulunmuş olabilirim diye Daire Başkanlığı'na bir dilekçe verdim. Ama iki aydır hâlâ cevap gelmedi. O dilekçe sonucunda benim aykırılık dediğim şeyler yoksa ben özür dileyerek bu kurumdan istifa ederim dedim.
Birecik'in geldiğinde ilk icraatı ne olmuştu?
Nejat Birecik geldikten sonra çıkarttığı ilk kadro Genel Sanat Yönetmeni kadrosu. Türkiye'de bunu Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü kullanıyor. Bu şehir tiyatrolarının başında emekli olana kadar kalmak demektir. Bu kavram sanatçı olmadığınızı kanıtlar. Burayı kuran Işıl Kasapoğlu, Yücel Erten bile buna tenezzül etmedi. Ömrü billah buradan maaş alır.
Tiyatroda yaşananları Birecik ile halkın önünde tartışır mısınız?
Bu yaşananları gazetelerin köşelerinde değil, bir yerel televizyonda ya da sivil toplum örgütünün meydanında, beyefendi ile seyircimizin önünde yaptığı sanatı ve taşıdığı sanatçı kişiliğini tartışmaya hazırım. HODRİ MEYDAN.
Yaşanan bu sürecin arkasından yeni istifalar gelir mi?
Benim kavgam böyle olmaz. Tokadı yapıştırdım mı diğer taraftan duyulur. Net ve kesindir benim kavgam. SANAT NAMUS VE ŞEREFLE YAPILIR. Adaletle ve özgürlükçü bir yönetimle yapılır. Bunlardan biri noksansa ne sanat yönetirsiniz, ne sizden insan diye bahsetmek artık mümkün değildir. Ben de mi sussaydım? Bundan sonra Nejat Birecik çok dikkat etmek zorunda. Birisi daha çıkar da lanet olsun derse biter.
Güvenceniz olduğu için istifa ettiğinizi söyleyenler var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
İsyanı büyütmek için bir güvencem var. Ama bunu söyleyenlerin bir bütün tarihe bakmalarını salık veririm. Benim bir yıl maaşım kesildi. Ne o zaman dizi vardı, ne de dizimde beni teselli edecek bir adam. Ekmeğimi zor götürme pahasına yanlış olan her türlü olguya, "HAYIR BUNU YAPAMAZSIN!" diye her zaman söyledim. Bu ülkede paşalara, eleştirdiğim demokrasi anlayışına el uzatabilmekte, neyinize güveniyorsunuz? Apoletlerinize mi? diye sorduğumda dizi yapmıyordum. Diziyi para için yapıyorum ama tiyatroyu para için sevmedim. Bu yıl 7 film ret ettim. İş olsun diye oynamam.
Sezon boyunca hiç para almadım
Şehir tiyatrolarında oynamamanıza rağmen maaş aldığınız söyleniyor. Bu konuda ne diyeceksiniz?
3 yıldır buradan maaş alıp hiçbir oyunda oynamadığımı söylüyor. "Kaymaklı Dondurma Rengi Elbise" oyunu ben yönettim, "Derviş ve Ölüm" oyununda rol aldım. Bu yıl istifa ettim. Geçen sene ise Mehmet Çevik ücretsiz izindeydi. Sezon boyunca bir kuruş para almadım. Bu kadar aleni bir konuda bile yalan söylemek, söylediklerimin açıkça ispatıdır. "Kaymaklı Dondurma Rengi Elbise" bu kent tarafından çok sevilen ve beğenilen bir oyundu. Aynı yıl içinde diğer oyunların seyircilerinden daha fazla seyirci toplayan oyun kaldırılmıştır. Sebep Mehmet Çevik daha fazla reklam alıyor. Benim derdim reklam değil. Ben sahnenin üstünde olmasam bile bilet alacak parayı bulur yine arkadaşlarımı oyunlarında yalnız bırakmam ve onları alkışlarım. Benim istifa nedenim arkadaşlarımın mutsuzluğu. Lütfen beni bağışlasınlar.
Canımı acıtacak
Tiyatrodan ayrılmak canınızı acıtacak mı?
Tiyatroda olmamak benim canımı çok acıtacaktır. Ben ilk ekmeğimi, bu meslekten, namusluca ve onurluca kazandım. Kapalı kapılar ardından veya kulislerdeki entrikalardan yola çıkarak kazanmadım. Hep hayatın merkezinde yaşadım ve soluklamaya çalıştım. Hayatın merkezinde sanat yoktu, tam tersi sanatın merkezinde hayat vardı. Bana bu bilinci veren tiyatroyu yapmamak canımı acıtacaktır. Ama yakın bir süreçte başka bir yerde daha ülkede barış söylemleri yokken 1996 yılında "Nazım'a Türkü" ile bu ülkedeki tüm halkların diliyle oluşturulan türkülerle Nazımın şiirleriyle bir tiyatro yaptım. Buna benzer belki adı "Barışa Türkü" olan bir proje ile sezon ortasında İzmitlilerle buluşacağımı düşünüyorum.
(Kaynak: Demokrat Kocaeli)
***
Ayrıca bakınız:
KBBŞT müdürü Mehmet Çevik geç çıkan dergiye reklâm=PARA veriyor