"Tüzel kişi, hukuk bakımından birçok kişinin veya malın topluluğundan doğan ve tek bir kişi sayılan varlık.
Hukuki düzenlemeler bakımından 2 tür kişilik bulunmaktadır. Gerçek kişi ve 'Tüzel kişi' (Hükmî şahıs). Gerçek kişi, sağ ve tam doğmak şartı ile kişinin anne karnına düşmesinden ölümüne kadar geçen süreçte hukuken kişiler için kullanılan terimdir. Kişilik hak ehliyeti kavramıyla aynı anlamda kullanılmaktadır. Yani bu şahıslar alacak ve borç yaratabilme ehliyetine sahiptirler.
Tüzel kişi ise gerçekte kişilik sahibi olmayan ancak olarak kişilik sahibi olduğu varsayılan kişi veya mal topluluklarıdır. Tabi oldukları hukuk dalına göre ise 'özel hukuk tüzel kişisi' ve 'kamu hukuku tüzel kişisi' şeklinde ikili ayrıma tabi tutulabilir.
Dernek, vakıf, sendika, şirket gibi oluşumlar hukuken varlık kazandıkları anda tüzel kişilik kazanırlar ve bu tip oluşumlara özel hukuk tüzel kişisi denilmektedir. Dernek kişilerin belirli bir amacı gerçekleştirmeye dönük olarak bir araya gelmesi nedeniyle kişi topluluğu iken, vakıf belirli miktarda malın önceden belirlenen bir amacı gerçekleştirmeye özgülenmesi nedeniyle mal topluluğudur. Tüzel kişilikler, yasal organlarının oluşmasıyla tüzel kişilik kazanırlarken, dağılma (amacın gerçekleştirilmesi) ve dağıtma (yasal olmayan faaliyetlerin gerçekleştirilmesi sonucu fesih) nedenleriyle kişilikleri son bulur.
Tüzel kişilik taşıyan kuruluşların birbirlerine yazdıkları resmî yazılar birer resmi mektuptur. Tüzel kişilikler bakanlıklara bağlı olabilir." (Kaynak: VİKİPEDİ)
***
Kemal Aydoğan - Eskiden vardı böyle bir madde. Ancak Tiyatro Stüdyosu (TÜZEL KİŞİ)'ndan ayrılan Oyun Atölyesi (TÜZEL KİŞİ) bir tiyatronun devamı olduğu için yani
Ece K. - Gereği yeni kurulan özel tiyatroyu daha baştan başvuru hakkından yoksun bırakmaları gerekirdi böyle bir madde olsa idi.
Kemal Aydoğan - Yeni tiyatroyu kuranlar eskiden olan tiyatronun da kurucuları olduğundan yeni kurulmuş muamelesine tabi tutulmamışlardı. Ki
Ece K. - Kuralın zaman bakımından uygulanması yönünden yine boşa düşüyor abi. Bugün geçerli olan yönetmelikte böyle bir kaide yok.
Kemal Aydoğan - Bu tek örnek değil, başka tiyatrolar da var bu örneğe uyan. Kaldı ki yeni kurulsak nolur? Yapılan iş ortada, savunmaya gerek bile yok!
Hilmi Bulunmaz -
***
Parantez içindeki kırmızı harfli yazıları biz yazdık!...
Hukuki düzenlemeler bakımından 2 tür kişilik bulunmaktadır. Gerçek kişi ve 'Tüzel kişi' (Hükmî şahıs). Gerçek kişi, sağ ve tam doğmak şartı ile kişinin anne karnına düşmesinden ölümüne kadar geçen süreçte hukuken kişiler için kullanılan terimdir. Kişilik hak ehliyeti kavramıyla aynı anlamda kullanılmaktadır. Yani bu şahıslar alacak ve borç yaratabilme ehliyetine sahiptirler.
Tüzel kişi ise gerçekte kişilik sahibi olmayan ancak olarak kişilik sahibi olduğu varsayılan kişi veya mal topluluklarıdır. Tabi oldukları hukuk dalına göre ise 'özel hukuk tüzel kişisi' ve 'kamu hukuku tüzel kişisi' şeklinde ikili ayrıma tabi tutulabilir.
Dernek, vakıf, sendika, şirket gibi oluşumlar hukuken varlık kazandıkları anda tüzel kişilik kazanırlar ve bu tip oluşumlara özel hukuk tüzel kişisi denilmektedir. Dernek kişilerin belirli bir amacı gerçekleştirmeye dönük olarak bir araya gelmesi nedeniyle kişi topluluğu iken, vakıf belirli miktarda malın önceden belirlenen bir amacı gerçekleştirmeye özgülenmesi nedeniyle mal topluluğudur. Tüzel kişilikler, yasal organlarının oluşmasıyla tüzel kişilik kazanırlarken, dağılma (amacın gerçekleştirilmesi) ve dağıtma (yasal olmayan faaliyetlerin gerçekleştirilmesi sonucu fesih) nedenleriyle kişilikleri son bulur.
Tüzel kişilik taşıyan kuruluşların birbirlerine yazdıkları resmî yazılar birer resmi mektuptur. Tüzel kişilikler bakanlıklara bağlı olabilir." (Kaynak: VİKİPEDİ)
***
Kemal Aydoğan - Eskiden vardı böyle bir madde. Ancak Tiyatro Stüdyosu (TÜZEL KİŞİ)'ndan ayrılan Oyun Atölyesi (TÜZEL KİŞİ) bir tiyatronun devamı olduğu için yani
Ece K. - Gereği yeni kurulan özel tiyatroyu daha baştan başvuru hakkından yoksun bırakmaları gerekirdi böyle bir madde olsa idi.
Kemal Aydoğan - Yeni tiyatroyu kuranlar eskiden olan tiyatronun da kurucuları olduğundan yeni kurulmuş muamelesine tabi tutulmamışlardı. Ki
Ece K. - Kuralın zaman bakımından uygulanması yönünden yine boşa düşüyor abi. Bugün geçerli olan yönetmelikte böyle bir kaide yok.
Kemal Aydoğan - Bu tek örnek değil, başka tiyatrolar da var bu örneğe uyan. Kaldı ki yeni kurulsak nolur? Yapılan iş ortada, savunmaya gerek bile yok!
Hilmi Bulunmaz -
***
Parantez içindeki kırmızı harfli yazıları biz yazdık!...