Lev Nikolayeviç Tolstoy, "Shakespeare ve Dram Sanatı Üzerine" adlı yapıtında, William Shakespeare'in edebiyat hırsızı olduğunu "iki kere iki dört eder" kesinliğinde ve kılı kırka yararak kanıtlamasına karşın, emperyalizm, faşizm ve kapitalizm derslerinden sınıfta kalan sınıf ötesi tiyatro toplulukları, daha doğarken kulaklarına William Shakespeare adı fısıldandığı için, "kraliçeden çok kraliçeci" William Shakespeare'in kirli ipiyle kuyuya iniyorlar. İpimle kuşağım Shakespeare'in uşağıyım sloganıyla sahneleri kirleten tiyatrolar, "yağ satarım bal satarım ustam Shakespeare ölmüş ben satarım" şarkısıyla Ekim ayının başında perde açarak, Ekim ayının otuz birini ipiyle çekiyorlar. Kasım ayının ilk günü salon kiralarını ödemek zorunda olan özel tiyatrolar, Ekim ayının, Eylül ayı gibi otuz çekmemesini, otuz bir çekmesini neden delice seviyorlar?! Çünkü, Eylül ayına göre bir gün fazla olan Ekim ayının son gününde de salonlarını doldurabilme umudu taşıyan özel tiyatrolar, elde edecekleri geliri doğru salon sahibine götürecekleri için bir gün sonra mal sahibine gitmelerini kâr-hanesine yazabiliyorlar. Shakespeare'in beş para etmez bir yazar olduğunu kendileri de bilmesine karşın, ellerinde hiç seçenek bulunmadığı için, bu edebiyat hırsızına mahkûm olan tiyatrolar, er yada geç batıp kepenk indirecek. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste...
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz