Çocuklarına, "cami avlusuna terk edilen piç" kadar bile değer vermeyen sentetik tiyatro esnafının meyhane köşelerinde "tıka basa dedikodu" ile hayat çürüttüğü bir süreçte, çocuklarımın haklarını savunabilmek için, İstanbul Adalet Sarayı'nı grev çadırı olarak algılamaya başladım. Çağdaş hukukçuların "en büyük cadde"nin izbe sokağındaki dar koridorlu garip bir han köşesine gizlenmek zorunda olduğu zamanda, kapkara cübbeli hukukçuların gölgeleriyle kirlettiği güzel hayat, çocuklarımızın geleceği olan sosyalizmin ışığıyla temizlenecek! Yalanı meslek edinen yılan sesli kalpazanlar, asla insan olma erdemine sahip olmadıkları için, ölü sevici mimikleriyle hızla tiklerini örtüyorlar. Onlar ki, güneşi balçıkla sıvamak isteyen şeytanî yüzlü çaresizler gibi, hayatı hileli terazide eksik tartmak isterler, onlara betonda ot yoldurmak iyi gelir!... Kızım Cemre Eylül'ün çektiği yukarıdaki fotoğrafa dalıp gidince kızıl tümceler yağdı yüreğime!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz