Hayat gayet güzel. Yaşamaya değer bir mücadele sürecinden geçmenin hüzünlü gönencini yaşıyorum. Her ülkede olduğu gibi, bizim ülkede de iyilerle kötülerin mücadelesi sürüyor. Eteklerindeki taşları hangi doğru gerçekliğe dökeceklerini bilmeyen kötü insanlar, çok iyi insanların inşa etmek istedikleri estetik evreni bile ilga ve imhâ etmek için tüm kötücül emellerini kusuyorlar. İyilerin karşısına çıkan kötüler, vücutlarını saran paslı zırhın gıcırtılarıyla iyi insanların yüreklerindeki gelincik tarlalarını çiğnerken, bülbülü bile eti için öldürüyorlar... Asla uzlaşmaz çelişkilerin gergin telgraf tellerindeki insan sıcaklığını soğutan kötüler, unutkanlık hastalığını topluma da mâl etmek için, beyinsiz kafataslarının içindeki vıcık vıcık kalleşlik tohumuyla güzel tarlalara zebanilerden korkuluklar dikiyorlar. Bal yapan arının ve süt veren ineğin doğallığını ambalajlayıp sahte kimlik vererek market raflarına tutsak edebilen kötüler toplumun sümüğü gibi yaşamayı alışkanlık durumuna getirdikleri için, avuçlarını sadece sadaka için açıp, dizlerini domalma eylemlerinde anımsıyorlar...
Bugün, İstanbul Adalet Sarayı'na giderken konuştuğumuz taksi şoförü Taylan'ın sohbetinden memnun kaldım... Taylan'ın diğer kardeşlerinin adları Deniz ve Özgür... Baba, 12 Eylül Faşizmi zindanında yatmış biri...
İstanbul Adalet Sarayı'ndan dönüşte tuttuğum taksinin şoförü Nâzım, yirmi dokuz yaşında, evli ve eşi yirmi dört yaşında... Gidişteki devrimci şoför gibi, Nâzım da, hayata devrimci perspektifle bakıyor... Adliye'nin içinden bindiğim bir taksinin şoförü olduğu ve hukukî sorunlar üzerine sohbet ettiğimiz için Nâzım, beni garip bir avukat sanmış. Uzun bir süre sohbet ettikten sonra, cesaretlenen Nâzım, belgeleri neden bir çantada taşımak yerine, kötü bir poşette taşıdığımı sordu... Avukat olmadığıma emin olur olmaz gözleri parlayan Nâzım, "çantalı hırsız" olmadığıma sevindiğini belirtti. "Çantalı hırsız" sözünün anlamını sorduğumda, "para için yalan söyleyen insan" tanımlamasında bulundu. Ben, Nâzım'ı severek bağrıma bastım. "Çantalı hırsız" olarak ortalık yerde gezinip, "para için yalan söyleyen insan" tanımlanmasına uygun davranan o kadar kişiliksiz kişi var ki bu korkuluklarla hesaplaşıyorum!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
Bugün, İstanbul Adalet Sarayı'na giderken konuştuğumuz taksi şoförü Taylan'ın sohbetinden memnun kaldım... Taylan'ın diğer kardeşlerinin adları Deniz ve Özgür... Baba, 12 Eylül Faşizmi zindanında yatmış biri...
İstanbul Adalet Sarayı'ndan dönüşte tuttuğum taksinin şoförü Nâzım, yirmi dokuz yaşında, evli ve eşi yirmi dört yaşında... Gidişteki devrimci şoför gibi, Nâzım da, hayata devrimci perspektifle bakıyor... Adliye'nin içinden bindiğim bir taksinin şoförü olduğu ve hukukî sorunlar üzerine sohbet ettiğimiz için Nâzım, beni garip bir avukat sanmış. Uzun bir süre sohbet ettikten sonra, cesaretlenen Nâzım, belgeleri neden bir çantada taşımak yerine, kötü bir poşette taşıdığımı sordu... Avukat olmadığıma emin olur olmaz gözleri parlayan Nâzım, "çantalı hırsız" olmadığıma sevindiğini belirtti. "Çantalı hırsız" sözünün anlamını sorduğumda, "para için yalan söyleyen insan" tanımlamasında bulundu. Ben, Nâzım'ı severek bağrıma bastım. "Çantalı hırsız" olarak ortalık yerde gezinip, "para için yalan söyleyen insan" tanımlanmasına uygun davranan o kadar kişiliksiz kişi var ki bu korkuluklarla hesaplaşıyorum!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz