26 Ekim 2013 Cumartesi

Hilmi Bulunmaz'ı hiçbir 'ceza' asla ve kesinlikle yolundan döndüremiyor!

T.C.
İSTANBUL
10. SULH CEZA MAHKEMESİ

DURUŞMA TUTANAĞI

DOSYA NO: 2012/1758 Esas
DURUŞMA TARİHİ: 25/10/2013
CELSE NO: 2

HÂKİM: İSMAİL ERMİŞ 42157
KÂTİP: TUĞBA ÇİFTÇİ 128147

Belirli gün ve saatte 2. celse açıldı. Açık yargılamaya devam olundu. 

Sanık HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ, katılan MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI ve vekili Av. Reyhan Kayışlı geldi. Başka gelen olmadı.

Katılan vekilinin katılma dilekçesi vermiş olduğu görüldü. Okundu. Dosyasına konuldu.

Soruldu: "Katılan vekili olarak duruşmalara kabûlümüze karar verilsin." dedi.

G.D. /

1 - Suçtan zarar görme ihtimaline binaen, şikâyetçinin katılan, şikâyetçi vekilinin katıla vekili olarak duruşmalara kabûlüne karar verildi. Tefhimle açık duruşmaya devam olundu.

Sanığın 4 sayfadan ibaret beyan dilekçesi ibraz etmiş olduğu görüldü. Okundu. Dosyasına konuldu.

Sanığın sabıkasında bulunan 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2007/944 Esas, 2008/761 sayılı kararın kalem personeli tarafından UYAP ortamından çıkartılarak dosyamız arasına alındığı, söz konusu kararın 09/05/2012 kesinleştiği anlaşıldı. Okundu. Dosyasına konuldu.

İstanbul 35. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2012/260 esas, 2013/181 karar sayılı dosyasının ilgili mahkemeden gönderildiği, yapılan incelemede, katılan tarafın Oyun Atölyesi Görsel Sanatlar Tic. Ltd. ve Nihat Haluk Bilginer, Kemal Aydoğan, sanığın Hüseyin Hilmi Bulunmaz, suçun Sesli, Yazılı, Görüntülü Bir İleti İle Hakaret, suç tarihinin 18/09/2010 olduğu, yapılan yargılama sonucunda sanık hakkında TCK'nun 125/1, 125/2, 125/4, 62 maddeleri gereği katılanlar Kemal Aydoğan ve Nihat Haluk Bilginer'e hakaret suçundan sonuç olarak ayrı ayrı 1740'ar TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, ilgili mahkemenin 21/12/2011 tarih, 2011/3218 esas, 2011/263 karar sayılı ilamının 20/01/2012 tarihinde kesinleştiği, yapılan bildirim üzerinde yeniden yapılan değerlendirmede İstanbul 35. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 02/04/2013 tarih, 2012/263 esas, 2011/181 karar sayılı ilamı ile sanık hakkında Hükmün Açıklanması Yönünde Bir Karar Verilmesine Yer Olmadığı'na ve 6352 Sayılı Kanun'nun Geçici 1. Maddesi gereği Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı'nın İnfazının Ertelenmesi şeklinde karar verildiği anlaşıldı.

Gelen belgeler ve yapılan incelemeye karşı katılan vekilinden soruldu: "Gelen belgelere, yapılan incelemelere bir diyeceğimiz yoktur. Sanık hakkında İstanbul 35. Sulh Ceza Mahkemesi'nden yeni bir kararı daha verilmiştir. Kesin olarak verilmiştir. Sanık ile ilgili şikâyetimiz devam etmektedir. Esas hakkında şunları söylemek isteriz: Biz, bu hususa ilişkin müvekkilin asıl kendisi ayrıntılı dilekçeler ile daha önce iddialarını belirtmiştir. O dilekçedeki beyanları aynen tekrar ediyoruz. Sonuç olarak, sanık küfürleri inkar etmemektedir. Sanık, soyut olarak yaptığını veya müvekkilin bu küfürleri iddia etmektedir. Ayrıca dosya kapsamında da ayrıntıları bulunduğu üzere müvekkilimle ilgili sanık 'Linççi' nitelendirmesini yapmış, daha sonra bu 'linççi' örgütün başına müvekkilim olduğunu belirterek dilekçelerde belirttiğimiz üzere sürekli müvekkilime birden fazla küfür etmiştir. Her ne kadar sanık müvekkilimin ismini belirtmediğini ve bunları soyut olarak söylediğini müvekkilimin üzerine alındığını iddia etse de; TCK'nun 126 maddesinin açık hükmü karşısında bizzat hakaret içerikli sözlerin isim belirterek söylenmesine gerek yoktur. Mağdurun kimliği yapılan yayınlardan anlaşılabiliyorsa, sanığın cezalandırılması gerekir. Ki hedef alınan şahsın müvekkilim olduğu açıktır. Bu nedenle sanığın cezalandırılmasını talep ediyoruz." dedi.

Katılan asilden soruldu: "Avukatımın beyanlarını tekrar ediyorum. Tüm dosya kapsamında ben şahsın linç kapsamı örgütünün başı ve lideri olarak gösteriliyorum. Şimdi dosyaya sunulan belgede de bu ısrarla vurgulanmaktadır. Ben sanık şikâyetçiyim." dedi.

Gelen belgelere ve yapılan incelemeye karşı sanıktan soruldu: "Ben de, biraz önce beyan dilekçemi sundum. Verdiğim dilekçeyi tekrar ederim. Benim, yapılan incelemeye bir diyeceğim yoktur. Ben, dosyanın mahkeme hâkimince okunduğunu düşünüyorum. Daha önceki süreçte de savunmalarımı ayrıntılı olarak belirttim. O beyanlarımı aynen tekrar ederim. Beraatimi talep ederim." dedi. 

Sanıktan son sözü soruldu: "Ekleyeceğim başka bir husus yoktur." dedi.

Sanıktan esas hakkındaki son sözü soruldu: "Suçsuzum. Beraatimi talep ederim." dedi.

Araştırılacak başka husus kalmadığı görüldü.

Yargılamaya son verildiği bildirildi. 

Dosya incelendi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Gerekçesi ekli kararda açıklanacağı üzere;

SANIK HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ'IN MÜŞTEKİ MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI'YA YÖNELİK SÜBUT BULAN 'HAKARET' SUÇUNDAN EYLEMİNE UYAN TCK.'nın 125/2 maddesi delaletiyle TCK'nun 125/1. maddesi gereğince suçun işleniş biçimi, yeri, kastın ağırlığı, amaç ve saiki dikkate alınarak takdiren 90 gün Adlî para cezası ile cezalandırılmasına,

Sanığın hakaret suçunu alenen işlemesi nedeniyle TCK'nun 125/4 maddesi uyarınca takdiren 1/6 oranında artırımı ile 105 gün Adlî para cezası ile cezalandırılmasına,

Sanığın atılı hakaret suçunu bir suç işleme icrası kapsamında değişik zamanlarda aynı müştekiye karşı, aynı suçu birden fazla işlediği anlaşıldığından sanığa verilen cezanın TCK'nun 43/1. Maddesi uyarınca takdiren 1/4 oranında artırımı ile sanığın 131 gün Adlî para cezası ile cezalandırılmasına,

Sanığa verilen cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkileri gözetilerek cezasından TCK.nın 62. maddesi gereğince takdiren 1/6 oranında indirilerek 109 gün Adlî para cezası ile cezalandırılmasına,

Sanığa verilen 109 gün adlî para cezasının TCK.nun 52/1/2-3. Maddesi gereğince kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri dikkate alınarak bir gün karşılığı olarak takdiren 20-TL'den hesaplanarak toplum 2.180,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına,

Sanğa verilen 2.180,00 TL adlî para cezasının, ekonomik ve şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak TCK.nun 52/4 maddesi gereğince aylık 436 TL olmak üzere 5 eşit taksitle taksitlendirilmesine,

Taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi hâlinde, geri kalan kısmının tamamının tahsil edileceği ve Sanığa doğrudan verilen adlî para cezasının 30 gün içinde ödenmesi için Cumhuriyet Başsavcılığı'nca tebliğ edilen ödeme emri üzerine, sanığın belli süre içerisinde adlî para cezasını ödememesi hâlinde ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarınca Cumhuriyet Savcısı'nın kararı ile hapsedileceğinin sanığa ihtarına, (ihtar edildi)

Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûmiyetinin bulunduğu anlaşılarak sanık hakkında CMK'nun 231/6-a Maddesi uyarınca HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,

Katılan kendisi vekil marifeti ile temsil ettirdiğinden 660 TL maktul vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılan tarafa verilmesine,

Yargılama gideri olan 2 davetiye gideri 16 TL masrafın 6352 Sayılı Yasa'nın 100. Maddesi ile değişik CMK'nun 324/4. maddesi uyarınca 20 TL'nin altında olması nedeniyle kamu üzerinde bırakılmasına,

Dair karar; tarafların yüzüne karşı, açıkça yapılan yargılama sonucu, verilen adlî para cezasının miktarı gözetilerek 5320 Sayılı Kanun'un Geçiçi 2. maddesi gereği kesin olmak üzere karar verildi. 25/10/2013

Kâtip 128147                                                                                       Hâkim 42157