İki yazarın kitap anatomisi
Yusuf Ulufer
22 Ağustos 2013
Hilmi Bulunmaz'a ulaştığımda sıra dışı biri olduğundan şüphem yoktu.
Aslında, beni itmeye çalıştı... Ama ben, bunu önemsemedim. Yaklaşık olarak otuz kilometre teptikten sonra, boşuna gelmediğimi anladım!...
Bulunmaz, beni, István Örkény'ye benzetti. Çok sevdiği bir yazarmış...
Ben, bir sinemaseverim... Ama, Hilmi Bulunmaz'ın, Jean Luc Godard, Spaghetti Western, "Once Upon a Time in America" ve benzerlerinin dışında sevebildiği film pek yok!... "Türk Sineması" şablonundan nefret ediyor!... Benim de tiyatro sevdam pek yok... Ancak, bu durum, Hilmi Bulunmaz ile birlikte çalışmaya başlayınca, gayet değişeceğe benziyor...
Bir kitap yazma anatomisi, bir mirmarî esere içten bakmakla aynıymış
Bulunmaz'a göre. O, içime baktı ve bendeki "sanatsal ben"i iyice anladı.
Bulunmaz'la saatlerce sohbet ettikten sonra, dünyadaki tüm tiyatroları beraber gezmek isteğiyle dolup taştım... Mutlu bir şekilde, hayata karşı bulunmaz bir ateşle içimdeki sanat çekirdeği parlayacak ve hızla çiçek açacak olan bu çekirdek, bana sevgi, saygı, onur ve zaferle geri dönecek.
Üç yüz kelimenin dışına taşan bir birliktelik başladı evrenle aramda!...
***
Ayrıca bakınız:
Okunduktan sonra üzerinde uzun uzun düşünülecek önemsenen kitap!
