Çok uzun yıllardır arkadaşlığımızı sürdürdüğümüz Ulvi Alacakaptan'ın hiçbir ahlâksızlığına, namussuzluğuna, onursuzluğuna, şerefsizliğine tanık olmasam da, kendilerine "solcu" yaftası teyelleyen âciz alçakların LİNÇÇİ kimliğine bürünebildikleri zaman, ne kadar ahlâksız, ne kadar namussuz, ne kadar onursuz, ne kadar şerefsiz olduğuna tanık oldum...
Ben, Ulvi Alacakaptan'ın yazdığı hemen hemen bütün yazıları okuyan, onun tüm yazılarında tutarlı bir mantık dizgesi, estetik bir bilinç, hattâ devrimci diyalektik imge bulan bir sanatçıyım. Oysa, epik ve diyalektik tiyatro konusundaki yetkin birkaç kişiden biri olma ayrıcalığı içerisinde bulunan bu önemli zâtı karalamak için terbiyesizlik yapmakla birlikte, hem onu, hem de bizi (Coşkun Büktel'le beni) LİNÇ etmek için emek düşmanlığı dirseği çürüten ahlâksızları sürekli olarak lânetleyeceğim!...
Yukarıda kapak fotoğrafını gördüğünüz kitap, 1999 yılında basılmasına ve ben, bu kitabı, on yılı aşkın bir zaman önce, çölde mahsur kalmış bir insanın günler sonra kavuştuğu suyun etkisinde kalan bir derin duygu hararetiyle okumuş bulunmama karşın, kendimi İstanbul / Mumbai uçağına atar atmaz okumaya başlamayı bir zorunluluk olarak gördüm... Mumbai hava sahasına girdiğimizde gözümdeki ağır uyku seline karşın, yüreğime akıttığım bu kitabın içeriğini tüm okurlara coşkuyla öneririm.
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
