Beş günümüzü geçirdiğimiz Erdek'in Ocaklar Beldesi'nden sonra gelip, bir gün kaldığımız Erdek'te olağanüstü renkli bir süreç yaşadık. Ocaklar Beldesi'nden bindiğimiz taksiden Erdek'te iner inmez elimizdeki pembe bavulu emanete teslim edince, birkaç kilometrelik yürüyüşten sonrası, kendimizi aile çay bahçelerinin yoğun olduğu sahile attık... Onlarca çay bahçesinin adını pek beğenmediğimiz için, "Erdek Aile Çay Bahçesi"nde soluklanmaya karar verebildik. Koltuklarımıza oturur oturmaz şaşırtıcı derecede sıcak ilgiyle karşılanınca, gazetelerimizi poşetlerimizden gayet ağır biçimde çıkarıp yutarcasına okuduk. Gazeteler, bulmaca köşelerine kadar işgâl edilince, sırt çantamdaki kitaplarımı okşayıp birini okumaya başladım. Bu arada, eşim, peynirli gözleme ve ayran siparişini verince, hemen karşıdaki seyyar manavdan armut, incir ve şeftali satın aldı. Çok lezzetli meyveler tükenmeye yüz tutunca, gözleme ve ayranlar da geldi. Arada kitap okumaya, insanlarla sohbet etmeye daldığımızda, önümüze konan sıcacık çaylar ve buz gibi sularla taze hâle geldik. Tabiî ki, "Erdek Gülü" ile sohbetimizin tadına hiç doyum olamazdı. "Erdek Gülü" ile ilgili olarak apayrı bir yazı yazmayı düşünüyorum. Evet, Erdek, AKP'nin tüm zifirî karanlığına karşın, capcanlı, insan sıcaklığında yaşayan bir kasaba.
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
Oyun'dan önemli not: "ENTELEKTÜEL VE HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" nedeniyle, gayet yakıcı siyasal, tarihsel ve toplumsal olaylara müdahil olmakta olağanüstü boyutta zorlanıyoruz. Aşacağız!...
