Türkiye, böyle bir ülke: Savaşı, kanı ve işkenceyi seven garip bir ülke... Alnında karanlığı ilk hisseden tiyatro esnafının "ENTELEKTÜEL VE HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" düzenleyecek kadar insanlık değerlerinden uzaklaştığı, haksızlıkların yasalarla korunduğu ülkede, Ali Can Sünnetçioğlu'na yapılan işkencenin nedenselliğini gayet rahat anlayabiliyoruz. Bu ülke, kendi çocuklarını asla ve kesinlikle sevmiyor!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
Ali Can Sünnetçioğlu'ndan küçük bir tadımlık sunup canınızı sıkıyoruz:
"Sokağın ortasında insanları dövüyordu polisler, biz 3-4 saat çıkmadık. Parti binasının girişe gaz atmaya başladılar, indik aşağıya, kapıları kapattık, sürgüledik, açık yerleri bezlerle kapattık. Beklemeye koyulduk. Kimse eylem yapmıyordu, polisin istediği buydu zaten, insanlar evlerine gitmek için bekliyordu. Saat 22 sularında binayı kuşattılar, Ağa Camisi yanında bir kapı var, bir de arkada kapı var. Güven timleri ve çevik kuşattı, koç başlarıyla kapılara yüklendiler, içeriye spreyle gaz sıkıyorlardı. Kapılar demir ama dayanacak gibi değil, koç başlarıyla kırdılar kapıları. İnsanlar korku içinde kaçışmaya başladı. herkese saldırıyorlardı, korkuyla bulduğumuz ilk merdivenden çıktık, 20 kişi kadardık, polis peşimizden geldi, kameralar filan yoktu, orada polis ve biz vardık, dakikalarca dayak yedik, en çok dövülen bendim galiba 20 kişi arasında, en son beni aldılar, yerlerde sürüklediler, küfürler ettiler, hiç durmadan, cop, tekme, yumruk, başıma tekme yedim, bize, ailemize küfrediyorlardı. Kolumdan tutup merdivenlerden sürüklediler. İlaçlı TOMA suyu var ya pet şişlere doldurmuşlar, onlardan başımdan aşağıya döküp tekrar dövdüler. Ne olduğunu bilmiyorum ama cildim yandı, o gün gözaltına alınırkenki Twitter'a düşen fotoğrafta ıslağım ya o yüzden. Merdivenden indirdiklerinde ayağa kalkacak halim kalmamıştı."
(Kaynak: Cumhuriyet)
***
Oyun'dan önemli not: "ENTELEKTÜEL VE HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" nedeniyle, gayet yakıcı siyasal, tarihsel ve toplumsal olaylara müdahil olmakta olağanüstü boyutta zorlanıyoruz. Aşacağız!...
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
Ali Can Sünnetçioğlu'ndan küçük bir tadımlık sunup canınızı sıkıyoruz:
"Sokağın ortasında insanları dövüyordu polisler, biz 3-4 saat çıkmadık. Parti binasının girişe gaz atmaya başladılar, indik aşağıya, kapıları kapattık, sürgüledik, açık yerleri bezlerle kapattık. Beklemeye koyulduk. Kimse eylem yapmıyordu, polisin istediği buydu zaten, insanlar evlerine gitmek için bekliyordu. Saat 22 sularında binayı kuşattılar, Ağa Camisi yanında bir kapı var, bir de arkada kapı var. Güven timleri ve çevik kuşattı, koç başlarıyla kapılara yüklendiler, içeriye spreyle gaz sıkıyorlardı. Kapılar demir ama dayanacak gibi değil, koç başlarıyla kırdılar kapıları. İnsanlar korku içinde kaçışmaya başladı. herkese saldırıyorlardı, korkuyla bulduğumuz ilk merdivenden çıktık, 20 kişi kadardık, polis peşimizden geldi, kameralar filan yoktu, orada polis ve biz vardık, dakikalarca dayak yedik, en çok dövülen bendim galiba 20 kişi arasında, en son beni aldılar, yerlerde sürüklediler, küfürler ettiler, hiç durmadan, cop, tekme, yumruk, başıma tekme yedim, bize, ailemize küfrediyorlardı. Kolumdan tutup merdivenlerden sürüklediler. İlaçlı TOMA suyu var ya pet şişlere doldurmuşlar, onlardan başımdan aşağıya döküp tekrar dövdüler. Ne olduğunu bilmiyorum ama cildim yandı, o gün gözaltına alınırkenki Twitter'a düşen fotoğrafta ıslağım ya o yüzden. Merdivenden indirdiklerinde ayağa kalkacak halim kalmamıştı."
(Kaynak: Cumhuriyet)
***
Oyun'dan önemli not: "ENTELEKTÜEL VE HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" nedeniyle, gayet yakıcı siyasal, tarihsel ve toplumsal olaylara müdahil olmakta olağanüstü boyutta zorlanıyoruz. Aşacağız!...