4 Temmuz 2013 Perşembe

Bulunmaz yargılanırken Seval Karahaliloğlu ile Murat Çoban'ı yargıladı

T.C.
KARŞIYAKA 
1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

DURUŞMA TUTANAĞI

ESAS NO: 2012/597 Esas


CELSE NO: 2

CELSE TARİHİ: 04/07/2013

HÂKİM: EMİNE HALMAN ÇETİN 31918

KÂTİP: TUĞBA ŞENGÖNÜL 126075

Belirli gün ve saatte celse açıldı.


Davacı Vekili Av. MURAT ÇOBAN, duruşmaya katıldı. Davalı HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ, duruşmaya katıldı. Açık yargılamaya devam olundu.


Davacı vekilinden soruldu: "Tanıklarımız hazırdır. Dinlensin." dedi.


Tanık yoklaması yapıldı.


Taraflara, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 262. Maddesi gereğince, tanığın sözünü kesmeleri, söz veya hareketle onu övmeleri veya tahkir etmelerinin yasak olduğu, buna aykırı davranan taraf veya vekilinin, hâkimin uyarısına rağmen, davranışını devam ettirecek olursa, HMK 9. Madde veya 151. Madde uyarınca işlem yapılacağı hatırlatıldı.


DAVACI TANIK BAKİYE TUNÇAY Şeref kızı, 1964 doğumlu, hâlen ikâmet adresinde oturur.


HMK 254. Maddesi'ne göre taraflarla akrabalığı ve yakınlığı olup olmadığı, tanıklığına duyulacak, güveni etkileyecek bir durum olup olmadığı soruldu: Tarafları tanıdığını bildirmekle usûlen yemini yaptırıldı.


HMK 256. Maddesi uyarınca tanığa görevinin önemi anlatıldı. HMK 260. Maddesi'ne göre tanıklık yapacağı, olay ile ilgili kendisine bilgi verildi ve tanıklık edeceği olayla ilgili bildiklerini söylemesi istendi.


HMK 258/2. Maddesi uyarınca hâkim de dahil olmak üzere salonda hazır bulunan herkes ayağa kalktı. HMK 258/3. Maddesi gereğince; "Tanık sıfatı ile sorulacak sorulara vereceğiniz cevapların gerçeğe aykırı olmayacağına ve bilginizden hiçbir şey saklamayacağınıza namusunuz, şerefiniz ve kutsal saydığınız bütün inanç ve değerler üzerine yemin ediyor musunuz?" diye soruldu;


Tanık da cevaben sorulacak sorulara; "Hiçbir şey saklamadan doğru cevap vereceğime namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum." dedi.


TANIK ANLATIMINDA: "Davacı Seval ile uzun süredir tanışırız, uzun süredir benim arkadaşımdır, yaptığı işe çok değer verir, davalının yapmış bulunduğu hakaretler davacı Seval'i çok üzdü, üzüntü duydu, bu arada üzüntü sebebi ile sağlık problemleri de başladı, bu yazılar davacının sağlık problemleri çıktıktan sonra da devam etti." dedi.


HMK 265/1-2. Maddesi gereğince yapacağı tanıklık karşılığında kendisine Mahkeme veznesinden 15 TL tanıklık ücretinin ödeneceği hatırlatıldı. Beyanı okundu, imzası alındı.


Tanık yoklaması yapıldı.

Taraflara, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 262. Maddesi gereğince, tanığın sözünü kesmeleri, söz veya hareketle onu övmeleri veya tahkir etmelerinin yasak olduğu, buna aykırı davranan taraf veya vekilinin, hâkimin uyarısına rağmen, davranışını devam ettirecek olursa, HMK 9. Madde veya 151. Madde uyarınca işlem yapılacağı hatırlatıldı.

DAVACI TANIK SERHAT YAĞDI Şahabettin oğlu, 1980 doğumlu, hâlen ikâmet adresinde oturur.

HMK 254. Maddesi'ne göre taraflarla akrabalığı ve yakınlığı olup olmadığı, tanıklığına duyulacak, güveni etkileyecek bir durum olup olmadığı soruldu: Tarafları tanıdığını bildirmekle usûlen yemini yaptırıldı.

HMK 256. Maddesi uyarınca tanığa görevinin önemi anlatıldı. HMK 260. Maddesi'ne göre tanıklık yapacağı, olay ile ilgili kendisine bilgi verildi ve tanıklık edeceği olayla ilgili bildiklerini söylemesi istendi.

HMK 258/2. Maddesi uyarınca hâkim de dahil olmak üzere salonda hazır bulunan herkes ayağa kalktı. HMK 258/3. Maddesi gereğince; "Tanık sıfatı ile sorulacak sorulara vereceğiniz cevapların gerçeğe aykırı olmayacağına ve bilginizden hiçbir şey saklamayacağınıza namusunuz, şerefiniz ve kutsal saydığınız bütün inanç ve değerler üzerine yemin ediyor musunuz?" diye soruldu;

Tanık da cevaben sorulacak sorulara; "Hiçbir şey saklamadan doğru cevap vereceğime namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum." dedi.


TANIK ANLATIMINDA: "davacı benim arkadaşım olur, davacı arkadaşım hakkında olumsuzluk bildiren yazıların yazıldığına şahit oldum, bundan ötürü davacı üzüldü rahatsızlandı, ancak davalının yazıları devam etti, davacı bundan ötürü üzüntü duydu" dedi.

HMK 265/1-2. Maddesi gereğince yapacağı tanıklık karşılığında kendisine Mahkeme veznesinden 15 TL tanıklık ücretinin ödeneceği hatırlatıldı. Beyanı okundu, imzası alındı.

TANIK

Bu arada davacı vekili davalı tanığı Turgay Demirkaya'nın tanıklığına ilişkin anlatımını mahkemeye verilmeden önce davalı tarafından İnternet sitesinde yayınlamıştır. Bu sebeple tanıklığını kabul etmiyoruz dedi.

Davalıdan soruldu: "Ben, şeffaf yayıncılıktan yanayım. Benim, 30, 40, 50 tane davam vardır. Tüm davalarımın sürecini böyle İnternet'te yayınlarım. Tanık da bana, vereceği ifadeyi gönderdi, ben de, bunu İnternet'ten yayınladım." dedi.

Tanık yoklaması yapıldı.

Taraflara, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 262. Maddesi gereğince, tanığın sözünü kesmeleri, söz veya hareketle onu övmeleri veya tahkir etmelerinin yasak olduğu, buna aykırı davranan taraf veya vekilinin, hâkimin uyarısına rağmen, davranışını devam ettirecek olursa, HMK 9. Madde veya 151. Madde uyarınca işlem yapılacağı hatırlatıldı.

DAVALI TANIK TURGAY DEMİRKAYA, Mustafa oğlu, 1983 doğumlu, hâlen ikâmet adresinde oturur.

HMK 254. Maddesi'ne göre taraflarla akrabalığı ve yakınlığı olup olmadığı, tanıklığına duyulacak, güveni etkileyecek bir durum olup olmadığı soruldu: Tarafları tanıdığını bildirmekle usûlen yemini yaptırıldı.

HMK 256. Maddesi uyarınca tanığa görevinin önemi anlatıldı. HMK 260. Maddesi'ne göre tanıklık yapacağı, olay ile ilgili kendisine bilgi verildi ve tanıklık edeceği olayla ilgili bildiklerini söylemesi istendi.


HMK 258/2. Maddesi uyarınca hâkim de dahil olmak üzere salonda hazır bulunan herkes ayağa kalktı. HMK 258/3. Maddesi gereğince; "Tanık sıfatı ile sorulacak sorulara vereceğiniz cevapların gerçeğe aykırı olmayacağına ve bilginizden hiçbir şey saklamayacağınıza namusunuz, şerefiniz ve kutsal saydığınız bütün inanç ve değerler üzerine yemin ediyor musunuz?" diye soruldu;


Tanık da cevaben sorulacak sorulara; "Hiçbir şey saklamadan doğru cevap vereceğime namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum." dedi.


TANIK ANLATIMINDA: "Ben, ifademi yazılı olarak hazırladım, sunuyorum." dedi. Tanıktan sözlü olarak soruldu: "Hüseyin Hilmi Bulunmaz ile İzmirli yazar Seval Deniz Karahaliloğlu'nun tiyatro eleştiri farklılıklarını İnternet'ten takip ediyorum. Seval hanımın, eleştiri adı altındaki yazıları, bence, düzeysizdir. Bu yazılara karşı, Hüseyin bey, hakaretten uzak yazılar yazmayı sürdürmektedir. Ben, Seval hanımı, İzmirli yazar olarak, Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nde yazdığı yazıları doğru bulmuyorum. Ben, davalının yanında, İzmir şubesinde çalışanım. Davalının gelir durumu hakkında bilgim yoktur. Kendisi emeklidir. Topluma hizmet verdiği için, kendisi, kendi kendine idare etmekte zorlanmaktadır." dedi.


HMK 265/1-2. Maddesi gereğince yapacağı tanıklık karşılığında kendisine Mahkeme veznesinden 15 TL tanıklık ücretinin ödeneceği hatırlatıldı. Beyanı okundu, imzası alındı.

TANIK


Dinlenen tanık anlatımlarına karşı, davacı vekilinden soruldu: "Davalı tanığının anlatımını kabul etmiyoruz, davalı koyduğu video ve yazılarla davacıya hakaret etmektedir, ceza davası açılmıştır, Yargıtaydadır, kesin hüküm verilmiştir, kesin hükmü temyiz etmiştir, reddedilen kararı yeniden temyiz etmiştir, karar kesinleşmiştir, fiil sabittir, ceza davasının beklenmesine gerek yoktur, talebimiz doğrultusunda karar verilsin" dedi.

Dinlenen tanık anlatımlarına karşı, davalıdan soruldu: "Karşı tarafın tanıklarını kabul etmiyorum. Avukat kendi doğrularını söylemektedir. Beraatime karar verilsin." dedi.

Tahkikat aşamasının tamamlanmış olduğu görüldü. Sözlü usûle geçildi. 

Davacı vekilinden soruldu: "Talebimiz gibi karar verilsin" dedi.

Davalıdan soruldu: "Davanın reddine karar verilsin." dedi. 

Dosya incelendi. Duruşmanın bittiği bildirildi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

1 - Davanın KISMEN KABULÜ ile 2.000,00 TL manevi tazminatın 28/05/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar davacı vekili ile davalı asilin yüzüne kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere açıkça okunup usûlen anlatıldı. 04/07/2013   09:32:31

Kâtip 126075                                                                                     Hâkim 31918