12 Temmuz 2013 Cuma

Bulunmaz, yanlış karar veren İst. 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne karşı!...

TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
İSTANBUL
4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO: 2010/278
KARAR NO: 2013/184
HÂKİM: NESRİN KAYA 26052
KÂTİP: MELEK KAR 96215

DAVACI: ÖMER FARUK KURHAN - 37423394690
VEKİLLERİ: Av. EYYÜP FIRAT KUYURTAR - Karanfil Cd. No: 24 Beşiktaş / İSTANBUL
DAVALI: HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ - TC 50482204038 Ali Baba Türbe Sokak Onur Han No: 13 / 8-9 Çemberlitaş / İSTANBUL

DAVA: MANEVÎ TAZMÎNAT
DAVA TARİHİ: 25/06/2010
KARAR TARİHİ: 16/05/2013
GEREKÇELİ KARAR TARİHİ: 14/06/2013

Davacı vekili tarafından davalı hakkında açılan davanın açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili, davalı tarafından http://vimeo.com/5361122 İnternet adresindeki "Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz ile işçi Mehmet Şahin, Bulunmaz Tiyatro vs. konuşuyorlar! (HB)" adlı video kaydında, müvekkilinin isminin defalarca kullanılmak suretiyle hakaret dolu, aşağılayıcı ve rencide edici, ağza alınmayacak, terbiyesiz sözler söyleyerek, herkesin ulaşabileceği İnternet sitesinde yayınlamaya devam ettiğini, davalının bu tutumu ile davacının sanatçı kimliğine ve kişilik haklarına ağır saldırıda bulunduğunu, yürütülmekte olan ceza soruşturmasında dahi, davalının ifadelerinde, davacıdan "ruhsal sorunları olan birisi" diye bahsettiği, davalı tarafından kasıtlı olarak yapılan bu saldırılar ile davacının onur ve şerefi rencide edilerek, kişilik haklarına ağır saldırıda bulunulduğu ileri sürülerek, 25.000,00 TL manevî tazmînatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı, davanın tamamen haksız olarak açıldığını, dava konusu yapılan İnternet sitesinde yayınlanan yazıların öncesine bakıldığı zaman, davacının kendisine defalarca İnternet kanalıyla saldırdığını, bu saldırıların sonucu kendisine ait İnternet sitesinde belirtilen yazıların yayınlandığını, ancak, yayınlanan yazılarda kesinlikle davacının kişilik haklarına bir saldırıdan söz edilemeyeceğini, tamamen sahne dilinin gerektirdiği bir dil kullanılarak, tiyatro dünyasından üçüncü kişilerin de hakaret olarak algılanamayacağı bir cümle kurduğunu, davacıdan ruhsal sorunları olan birisi olarak bahsetmiş olmasının, tamamen davacı hakkındaki kendi düşünceleri olduğunu, hakaret yada kişilik haklarına saldırı olarak düşünülemeyeceğini, manevî tazmînat koşullarının oluşmadığını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, M.K.'nin 24 ve B.K.'nin 49. maddelerine dayalı olarak açılmış olup, İnternet üzerinden yapıldığı ileri sürülen haksız, gerçeğe ve hukuka aykırı yayın sebebiyle manevî tazmînat ödetilmesi istemine ilişkindir. 

Taraflarca uyuşmazlık konusu davaya ilişkin iddia ve savunmalar doğrultusunda bildirilen deliller toplanmış, dava konusu yayına ilişkin video kaydı ve CD kopyası dosyaya sunulmuş, İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2010/8 sayılı dosyasının iddianame ve duruşma zabıtları UYAP üzerinden celb edilmiştir.

İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2010/8 E. sayılı dosyasında, davacının şikâyeti üzerine, davalı hakkında yayınlanan ve mahkememizde de dava konusu olan yayınlar ile ilgili 26.09.2009 suç tarihi itibariyle İnternet yoluyla hakaret suçundan sanık Hüseyin Hilmi Bulunmaz hakkında açılan davada mahkemenin 18.10.2011 tarihli kararıyla suç kastının bulunmadığı gerekçesiyle sanığın "BERAATİNE" karar verilmiş, karar kesinleşmemiştir. Davalı tarafından, ceza davasına ve dosyamıza konu yayınların bizzat kendisi tarafından yapıldığının ikrar edilmiş olması sebebiyle, sonuca etkili olmayacağından, mahkememizce usûl ekonomisi de gözetilerek, ceza dosyasının kesinleşmesinin beklenmesine gerek görülmemiştir.

Dava konusu yapılan yayınlarla ilgili CD çözümleri yapılmış, davacının ismi geçmek sureti ile "... Orhan Alkaya yazısında; 'Ömer Faruk Kurhan'a açık açık yalancısın' diyor. Ben de, burada aynen tekrar ediyorum: Maymunla orantıladığımız zaman, maymunun sadece .ötü kırmızıdır. Ömer Faruk Kurhan'ın her yeri kırmızı..." şeklindeki ifadeler birden fazla kullanıldığı, davalının bu ifadeleri kullandığını, herhangi bir kastın söz konusu olmadığını, hakaretten söz edilemeyeceğin, bildirmek sureti ile dava konusu yazıların bizzat davalı tarafından yazılmış olduğunun kabul ve ikrar edildiği ve tarafların beyanları, CD çözümünün içeriği, dosya kapsamı ile birlikte incelendiğinde, davalının İnternet aracılı ile davacıya yönelik sarf ettiği sözlerin eleştiri sınırlarını aştığı, davacının onur ve saygınlığını rencide eden ağır hakarete varan içerikte olduğu sabittir.

Tüm dosya kapsamı toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, manevî tazmînat talep koşulları oluştuğundan, manevî tazmînatın hukuksal niteliği, davacının olay sebebiyle etkilenme derecesi, kastın yoğunluğu, M.K.nun 4. Maddesi'nde öngörülen hak ve nesafet ilkeleri, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, işgâl ettikleri makamlar gözetilerek davanın kısmen kabulü ile 7.000,00 TL manevî tazmînatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.

Yukarıdaki nedenlerle,

HÜKÜM: Davanın KISMEN KABULÜNE, 7.000,00 TL manevî tazmînatın 29/06/2009 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,

Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 478,17 TL karar harcının davalıdan tahsiline, peşin harcın mahsubuna,

Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 1.320,00 TL vekâlet ücreti ile davacı tarafından yatırılmış olan 371,25 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yazılı 60,65 TL yargılama giderinin ret ve kabul oranına göre takdiren % 28'inin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 

Davalı tarafından yapılan 5,00 TL tebligat giderinin ret ve kabul oranına göre takdiren % 72'nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 

Davacı vekili ve davalının yüzüne karşı, açık yargılama sonunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içinde temyizi kâbil olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 16/05/2013

Kâtip 96215                                                                                    Hâkim 26052