"Eğer korkuyorsan ısırılmayı hak ediyorsun demektir!..."
Bu sözü, olağanüstü imge üreticisi Sovyet yazar Mikhail Bulgakov'un "Köpek Kalbi" romanının on üçüncü sayfasından alarak size sundum...
Yaklaşık olarak iki haftadır Amerika Birleşik Devletleri'ndeyim ve şunu çok net görebiliyorum: ABD, ne kağıt, ne kaplan, ne de kağıttan kaplan!
ABD, reklâmların ürettiği bir imge ve biz, bu imgenin yüreğimize saldığı korku simgesinden çok korkuyoruz. ABD, ABD olduğu için değil, bizim ABD'miz olduğu için "emperyalizm imgesi" olarak varlık gösterebiliyor!
Biz, ABD'den iyice korktuğumuz için, emperyalizm tarafından güdülüp, yönetilmeyi hak ediyoruz... Birazcık evrensel cesarete sahip olabilsek, değil ABD'den korkmak, ABD'nin düşkünlüğünden ürkmemiz gerekir.
ABD, sadece reklâmlarla, evet yalnızca reklâmlarla ayakta durabiliyor... Tabiî ki, ilaç sanayi, silah sanayi ve temel insan haklarına aykırı envai çeşit sanayi sayesinde ayakta duran ABD'yi devirmek zor, hem de çok zor. Ancak, içimizdeki ABD'yi yıkıp atmak çok kolay! Nasıl mı kolay?!...
Şu ândan başlayıp; Coca Cola, Marlboro, McDonald's ve sağlığa aykırı binlerce ürünü satın almazsak, emperyalizmin tekerine çomak sokarız.
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
