12 Eylül Faşizmi'yle tam olarak hesaplaşamamış durumdaki ülkemizin, her alanda faşizmle hesaplaşabilmesi için, bir çaba harcaması gerekiyor. Dünyanın hiçbir yerinde vukû bulmamış bir durumla karşı karşıyayız:
"ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI"... Türkiye tiyatrosunu hızla, hem de şimşek hızıyla kirleten 1100 kişilik faşist kişinin başlattığı bur kampanya, Coşkun Büktel'le benim sanatsal ifade olanaklarımızı ilelebet ilga ve imhâ etmek için başlatıldı... Peki, neden sadece Coşkun Büktel ve neden yalnızca ben?... Bunun birçok nedeni var... En önemli neden Coşkun Büktel'le benim çok net bir biçimde anti-faşist olmamız.
Türkiye tiyatrosundaki faşist damarın kesilip atılabilmesi için, kendimi
"HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" bataklığına bilerek attım ben. Bizim entelektüel mücadelemizi ilga ve imhâ etmek isteyen alçaklarla mücadele ederken, tahminî bir nicelik bilgisine sahip olsam da, gayet net somut verilere gereksinim duyuyordum... Daha önceleri Mehmet Esatoğlu'na karşı başlatılan faşist kampanya konusunda çok emin olamadığım için, sert bir dille eleştirdiğim kişi, kuruluş ve kurumların, bana aynı hararetle eleştiride bulunmasını arzu ettim. Ancak, Türkiye tiyatrosunun faşist damarını oluşturan kişi, kuruluş, kurumlar, benim gibi yetenekli düzeyde eleştiri yazabilecek düzeyde olmadıkları için, işi hakarete, iftiraya, küfre, tehdit etmeye kadar götürdüler. Karşılarında, korkudan tir tir titreyerek kuyruğunu arka bacaklarının arasına iyice saklayacak zavallılıkta ürkek bir adam olmadığını gören Türkiye tiyatro faşistleri o ân "HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" başlatacaklardı.
Tahmin ettiğim gibi yaparak, "HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI"
başlattılar. Ben, siyasal dünya görüşüm gereği "haksızlıkların yasalarla korunduğu ülkede" hiç kimseyi yargılatmak istemesem de, Türk tiyatro faşistleri beni yargılatma sürecine girmeliydiler ki, onları da yargılatma hakkım doğsun. Plan tam tamına işledi ve şimdi sıra bende. Ben, Türk tiyatro faşistlerine, HAKARET, İFTİRA, TAZMİNAT davaları açıyorum.
Yine İstanbul Adalet Sarayı'na gideceğim... Kimse sırasını bozmasın!...
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
"ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI"... Türkiye tiyatrosunu hızla, hem de şimşek hızıyla kirleten 1100 kişilik faşist kişinin başlattığı bur kampanya, Coşkun Büktel'le benim sanatsal ifade olanaklarımızı ilelebet ilga ve imhâ etmek için başlatıldı... Peki, neden sadece Coşkun Büktel ve neden yalnızca ben?... Bunun birçok nedeni var... En önemli neden Coşkun Büktel'le benim çok net bir biçimde anti-faşist olmamız.
Türkiye tiyatrosundaki faşist damarın kesilip atılabilmesi için, kendimi
"HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" bataklığına bilerek attım ben. Bizim entelektüel mücadelemizi ilga ve imhâ etmek isteyen alçaklarla mücadele ederken, tahminî bir nicelik bilgisine sahip olsam da, gayet net somut verilere gereksinim duyuyordum... Daha önceleri Mehmet Esatoğlu'na karşı başlatılan faşist kampanya konusunda çok emin olamadığım için, sert bir dille eleştirdiğim kişi, kuruluş ve kurumların, bana aynı hararetle eleştiride bulunmasını arzu ettim. Ancak, Türkiye tiyatrosunun faşist damarını oluşturan kişi, kuruluş, kurumlar, benim gibi yetenekli düzeyde eleştiri yazabilecek düzeyde olmadıkları için, işi hakarete, iftiraya, küfre, tehdit etmeye kadar götürdüler. Karşılarında, korkudan tir tir titreyerek kuyruğunu arka bacaklarının arasına iyice saklayacak zavallılıkta ürkek bir adam olmadığını gören Türkiye tiyatro faşistleri o ân "HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" başlatacaklardı.
Tahmin ettiğim gibi yaparak, "HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI"
başlattılar. Ben, siyasal dünya görüşüm gereği "haksızlıkların yasalarla korunduğu ülkede" hiç kimseyi yargılatmak istemesem de, Türk tiyatro faşistleri beni yargılatma sürecine girmeliydiler ki, onları da yargılatma hakkım doğsun. Plan tam tamına işledi ve şimdi sıra bende. Ben, Türk tiyatro faşistlerine, HAKARET, İFTİRA, TAZMİNAT davaları açıyorum.
Yine İstanbul Adalet Sarayı'na gideceğim... Kimse sırasını bozmasın!...
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz