TEMEL DEMİRER
“Bir çığlık, bir çığ
meydana getirir.”[1]
Ethem’in Dostları, Kardeşleri, Yoldaşları yani
Başkaldıranlar ile birlikte; Anadolu Celaliler’inden, Paris Komünarları’ndan,
15-16 Haziran 1970’den aldığı ilhamla ayağa kalktığı günlerde Ethem Sarısülük
Yoldaşımızı yolcu ettik…
Israrla tekrarlıyor ve hatırlatıyorum: O ölmedi…
O; 15 Haziran 2013’de Adli Tıptan aldığımızda üzerimize
yağan yağmurdu…
O; 15 Haziran 2013 gecesi despotlara karşı, Taksim’de ve her
yerde özgürlüğü savunanların yanındaydı…
O; şimdi hepimize yol gösteren bir Kutup Yıldızı’dır…
Onun için sakın ola gözyaşı dökmeyin; bu Onu çok üzer!
Ethem’i hep umut dolu vakur gülümsemesiyle anımsayın ve anımsatın…
O fütursuz gülümsemesiyle şimdi her itirazın, direnişin,
isyanın yanı başında duran Ethem, coğrafyamızda esen özgürlük rüzgârıdır;
Taksim Gezi Parkı’ndaki ulu bir çınardır; isyancı baharın müjdecisidir…
Pir Sultan’ın, Demirci Kawa’nın torunu Ethem Büyük
İskender’in, “Korkuyu yenen ölümü alt eder,” diye betimlediği bir kahramanıdır.
Kahramanlık
yaşam ateşidir; Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, İbrahim Kaypakkaya, Mazlum Doğan,
Mehmet Fatih Öktülmüş gibi örnek alınan, cesaret ve ilham veren, yaşam
enerjisini tazeleyen ve devam etme isteği verendir. . .
Ethem hepimize
zulme karşı direnme gücü verdi; o, halkların kardeşliğine giden yola adadı
aklını ve bedenini… Bu nedenle Onun hikâyesi ölümsüz kahraman(lar)ın,
insan(lık)ın başkaldırısıdır.
Mücadelesiyle “ölümsüz”
olan Ethem şimdi milyonların kalplerinde, zihinlerinde yaşıyor, yol gösteriyor…
Ethem
Sarısülük yoldaşımızı kaybettik!
Bir polis
kurşunu aramızdan aldı O'nu!
Polis mi
dedim? Hayır… Ethem’in beyninden çıkartılan, devletin kurşunuydu!
Sözün tükenip,
acılarımızın öfkeyle, isyanla kuşanacağı günlerden geçiyoruz.
Sevdalarımızı,
öfkelerimizi, ağıtlarımızı hep birlikte, tek ağızdan haykırıyor ve zulme karşı
sonuna kadar mücadele sözümüzü tekrarlıyoruz Ethem’e…
Hayır, göz
yaşı dökmeyeceğiz, ağlamayacağız, dik durup, dikleneceğiz zulme; Ethem’i,
bizden kopartıp alanları biliyoruz…
Onlar 15
Haziran 2013 gecesi Taksim Gezi Parkı’nı, çevresini ve direnen her yeri savaş
alanına çevirenlerdir…
“Terör ne
Terörist kim” mi?
John Knox’un,
Şiddete başvurmak, peşin hükümlere dayalı kararları kabul ettirmenin en kolay
yoludur”; Şebnem Sönmez’in, “Şiddet korkakların işidir”; Mohandas Karamçand
Gandhi’nin, “Şiddetle kazanılan zaferin sonu yenilgidir, çünkü böylesi bir
zafer geçicidir,” sözleriyle betimlenen neo-liberal AKP tiranlığıdır!
Coğrafyamızı
savaş yerine çeviren polis devleti terörüne bakın… Neyin ne olduğunu görecek ve
anlayacaksınız!
Gezi Parkı’na
müdahale sonrasındaki açıklamasında İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, “Böyle
bir ortamda Taksim’e gelin demek, gelin polisle çatışın demek. Elbette anayasal
hakların kullanılmasıyla ilgili izinler verilir. Ama bunun vakti yarın
değildir…
Marjinal
grupların polisimizle bir çatışma pozisyonu oldu. Bunlara da uygun bir
müdahaleyle Gezi Parkı boşaltılmış oldu. Gezi Parkı’yla ilgili yapmış olduğumuz
bu çalışmanın fevkâlâde düzgün, sıkıntı olmaksızın, kısa sürede tamamlanmış
olması memnuniyet oluşmuştur… Sıkıntılı bir vaka oluşmamıştır,”[2] dese de; vahşet orta yerdedir…
Gazdan
etkilenip, Divan Otel’e sığınan Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Claudia
Roth, “Olanların canlı tanığıyım. Savaştaki gibiydi. Kadın ve çocuk demeden gaz
bombası atıldı,” derken;[3]
Hayat TV’nin Divan Oteli’nden yaptığı bağlantıda plastik
mermi kullanıldığını, içeride revir hizmeti olmasına rağmen gaz atıldığını
ortaya koydu, Hilton’dan bağlananlar ise, yakın mesafeden gaz fişeği ile bir
kişinin yaralandığını ve zor nefes aldığını belirtti...
Olay yerindeki
Avukat O. Meriç Eyüboğlu, “Geziye yakınız, Harbiye’deyiz. Gaz falan hikâye sürekli
plastik mermi atılıyor,”[4]
derken; yine bir başka avukat, Yıldız İmrek de haykırıyordu: “Gezi’de bulunan
direnişçilerin, annelerin ellerinden başka kendilerini savunacak hiç bir
şeyleri yok”![5]
Ethem’i
kurşunlayan, bebeleri gazlayan, anaları coplayan zulüm orta yerdedir…
Halk
direnişinin ilk gününden beri ortaya konan haklı talepleri, AKP öncelikle
görmezden gelirken; direnişçilere yönelen sınırsız devlet şiddetiyle 18 günde
Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert katledildi. Binlerce
yurttaşımız görme, işitme ve uzuv kaybına neden olacak şekilde yaralandı,
sakatlandı.
Herkesin biat
etmeye zorlandığı AKP despotizmi karşısında sokakta kararlı ve dik duruş
sergileyenler, belkemiksiz Halil Berktay’ın, “Maksimalist boy ölçüşmecilik,
barışa ve demokratik kazanımlara zarar verecek,”[6]
yolundaki AKP yalakalığına prim vermeksizin Ethem gibi direndi ve direnecek de!
Kolay mı?
15 Haziran
2013 gecesi boyunca Boğaziçi Köprüsü’nden yürümek isteyenlere polis saldırdı.
Ancak halk 16 Haziran 2013 sabahının ilk ışıklarında “karşıya” geçmeyi başardı.
Anadolu yakasında Taksim’e gitmek için Boğaziçi Köprüsü’nü yürüyerek geçen
gruba polis Mecidiyeköy’de saldırsa da…
Ankara’da gecekondularıyla, Kennedy Caddesi’yle ayaklandı…
Adana’da
AKP İl Başkanlığı’na yürümek isteyen göstericilere polis saldırdı…
Eskişehir’de
30 bini aşkın kişi yürüdü…
İzmir’de,
Gündoğdu Meydanı’nda bir araya gelen protestocular, Basmane Meydanı’na aktı...
Çanakkale’deki
göstericiler İskele Meydanı’nda yere oturup yolu trafiğe kapattı…
Gezi Parkı’na
müdahale Mersin, Zonguldak, Manisa ve Balıkesir’de protesto edildi…
Bursa’da 15
Haziran 2013 akşam saatlerinden itibaren Heykel’de toplanan kalabalık araç
trafiğine kapanan yolda çadır kuruldu...
Ethem’in açtığı yoldan bir “son”un ve yeni bir dönemin, bir
başlangıcın eşiğindeyiz…
Şimdi hepiniz “Tüm gerçekler üç adımda
gelirler. Önce alay edilir. İkinci olarak şiddetle karşı çıkılır. Son olarak,
zaten belli olan şey denir ve kabul edilir,” diyen Arthur Schopenhauer’un
sözleri ile “Despotizm özgürlüğe açılır,” diye
haykıran Honore de Balzac’ın uyarısını anımsayın…
Ölümsüz Ethem’in biz(ler)e hatırlattığı: Son
sözü hep direnler söylediği; güneşli günler göreceğimiz ve yeryüzünün aşkın
yüzü olacağıdır…
Bundan kimsenin kuşkusu olmasın; zulmü
yeneceğiz; eşkıyalar dünyaya hükümdar olamayacaktır…
16 Haziran 2013 10:58:05, Ankara.
N O T L A R
[1] A. Soljenitsin.
[2]
“Vali Mutlu’dan Müdahale Açıklaması”, Hürriyet, 16 Haziran 2013.
[3]
“Roth da Gazdan Etkilendi”, Haber Türk, 16 Haziran 2013.
[4] O.
Meriç Eyüboğlu, “surekli plastik mermi atiliyor...”, baris_icin_vicdani_red, 15
Haziran 2013
[5]
Yıldız İmrek, baris_icin_vicdani_red, 15 Haziran 2013 21:10.