10 Mayıs 2013 Cuma

Murat Çoban ile Seval Deniz Karahaliloğlu Bulunmaz'dan ders alıyorlar!

T.C.
KARŞIYAKA
1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ YARGIÇLIĞI'NA GÖNDERİLMEK ÜZERE

İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ YARGIÇLIĞI'NA

ESAS NO: 2012/597 Esas

KONU: 7 Mayıs 2013 Salı günü sabahı 09:36:25'de sona eren davanın birinci duruşmasında belirttiğiniz tüm eksiklikleri giderme açıklaması...

AÇIKLAMALAR:

Davacı Seval Deniz Karahaliloğlu ve onun tuttuğu avukat Murat Çoban, nesnel gerçekleri değil, öznel gerçekleri, hattâ gerçek olmayan ifadeleri mahkeme yargıcına sunarak, kendilerince beni, daha baştan mahkûm ettirebilmek için, gerçeklerin çok somut yanlarını gizlemeyi yeğliyorlar. Örnekse, birinci duruşmada net bir biçimde görüldüğü gibi, Karşıyaka 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nde bana karşı DOSYA NO: 2012/289 ile başlatılan ve benim aleyhime sonuçlanan davanın dosyası Yargıtay'da olmasına karşın, sanki o dava, tamamıyla benim aleyhime sonuçlanmış havası oluşturulmak istendi. Aslında ben araya girip de, işin gerçeğini, dava dosyasının Yargıtay'da bulunduğunu belirtmesem, Sayın Yargıç tarafından soruşturulacağını bilsem de, belki bir dalgınlığa gelinebilir ve yargılanma süreci benim aleyhime, onların lehine seyretmeye başlardı.

Daha önceki açıklamalarımda belli bir dozda ifade etmiş olabildiğim ve somut belgelerle desteklediğim süreci, dört maddeyle dile getireceğim...

1 - Şubat 1991 tarihinden beri bütün Türkiye tiyatrosunu hızla, hem de şimşek hızıyla kirleten, tiyatro sanatının dezestetize edilmesine neden olan bir yayın organı var: Tiyatro... Tiyatro... Dergisi. Dergi, zamanında, resmî tiyatro kurumlarından aldığı reklâm (PARA) karşılığında, resmî tiyatro kurumlarının oyun programlarını işlevsel olarak, her ayın tam birinde yayınlaması gerekirken, hiçbir zaman gününde yayınlanmadığı, günlerce, hattâ bâzen haftalarca sonra yayınlandığından (derginin çok geç yayınlandığını saptamak için İstanbul'un en büyük caddesindeki en büyük kitapçı "MEPHISTO KİTABEVİ" şirketindeki bilgisayar girdi belgelerinin tümü izlenmesi gerekir), benim, halkımın, tüyü bitmemiş yetimin verdiği vergilerle maaş alan Kültür Bakanlığı Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin'den, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Hilmi Zafer Şahin'den ve de Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Veysel Sami Berikan'dan haksız ve usûlsüz bir biçimde reklâm (PARA) alıyor. Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nin geç yayınlanmasını saptayabilmek için, bu derginin basıldığı matbaa tarihlerini, dergiyi dağıtan şirkete ulaşma tarihlerini, bu dergiyi satan kitapçıların bilgisayarlarına giriş tarihlerini, bu derginin Lemi Bilgin yönetimindeki Devlet Tiyatroları, Hilmi Zafer Şahin ile Veysel Sami Berikan yönetimindeki Şehir Tiyatroları ve diğer resmî tiyatro kurumlarına ulaşma tarihlerini öğrenebilmek yeterlidir...

Benim asal olarak en ciddi eleştirim, Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nin tam zamanında yayınlanmaması yönündedir. Seval Deniz Karahaliloğlu'nu da, bu derginin İzmirli yazarı olduğu için, kendisini bu somut durum ve benzeri durumlar için eleştirdim... Her ne kadar Karşıyaka 3. Sulh Ceza Mahkemesi Yargıcı, benim duruşmalara asla giremediğim bir yargılama sürecinde beni "mahkûm" etmiş olsa da dava dosyası henüz Yargıtay'da bulunduğu için, Türkiye Cumhuriyeti hukuk sürecindeki yasal hakkım henüz kaybolmamıştır... Şu ânda bile, hâlâ, sadece "ŞÜPHELİ" ve/ya "SANIK" sıfatına sahibim. Ne zaman ki, Yargıtay benim aleyhime çok ciddi bir karar verirse, işte o zaman, "MAHKÛM" sıfatıyla anılabilirim. Bu arada, tabiî ki, "AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ" sürecini başlatabilirim. "AİHM", her ne kadar, benim "MAHKÛM" olmamı engelleyemese de, en azından, kesinlikle içimden gelmemesine karşın, "TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ'Nİ 'MAHKÛM' ETTİREBİLME OLASILIĞINI DEĞERLENDİREBİLİRİM..."

2 - BURAK CANEY adı uygun bulunan ilginç bir İnternet canavarına, sanal âlem teröristine yaslanarak "BİRİNCİ ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" başlatıldı. Kampanya, Seval Deniz Karahaliloğlu'nun patronu Gülhan Avşar Demirkanlı ile Tiyatro... Tiyatro... Dergisi Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mustafa Şükrü Demirkanlı ve/yada bu şahısların yakın arkadaşlarınca başlatılmıştır kanısındayım.

"BİRİNCİ ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" NEDİR VE NE İŞE YARAMAK İÇİN, HANGİ AMAÇLA DÜZENLENDİ?...

Tiyatro yazarı Coşkun Büktel'in "THEOPE" adlı oyununa "iftira" atan Prof. Dr. Özdemir Nutku'yu sürekli olarak eleştirdiğimiz için, bize karşı başlatılan bu ilginç "kampanya", Coşkun Büktel'le benim sanatsal ifade olanaklarımızı ilelebet ilga ve imhâ etmek için örgütlenmiş çok ciddi bir "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" idi. Yaklaşık olarak beş yıl önce ve Özdemir Nutku'nun attığı iftiranın CD ile saptanmasının ardılı olarak gündeme gelen bu "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" içerisinde, her ne kadar Seval Deniz Karahaliloğlu bulunmasa bile, bu şahsın sürekli olarak çok ciddi bir biçimde desteklemiş olduğu Tiyatro... Tiyatro... Dergisi bu kampanya sürecinde son derecede aktif rol alabildi. Bana karşı başlatılan bu ilginç "LİNÇ KAMPANYASI" sürecinin özü, resmî kuruluşlardan haksız ve usûlsüz olarak alınan reklâm (PARA) konusunda benim göstermiş olduğum estetik duyarlılıktır. Seval Deniz Karahaliloğlu'nun bile içinde bulunabildiği Tiyatro... Tiyatro... Dergisi Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Sayın Mustafa Şükrü Demirkanlı, düzenlenen bu kampanyanın en büyük destekçisi, belki de mahlas adlı BURAK CANEY'in tam kendisidir. (Bu nedenle BURAK CANEY adlı sahte kişinin ortaya çıkarılıp IP'sinin saptanması gerekir.) Seval Deniz Karahaliloğlu "LİNÇ KAMPANYASI" sürecini bilmesine karşın, kendisi buna imza vermemiş olsa bile, ayrımında bulunduğu bu duruma neden olan Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'ne pasif biçimde destek sunmuştur. Hem bu "LİNÇ KAMPANYASI" ve hem de zamanında çıkmadığı için, almış olduğu reklâm (PARA) da haksız ve usûlsüz olan dergiye yardımcı olmak, hukukî olmasa da, toplumsal olarak bir suçtur.

3 - "BİRİNCİ ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" adıyla kavramsallaştırdığım süreç, bizim verdiğimiz entelektüel mücadele sonucu "OLUMSUZ" sonuçlanınca, Seval Deniz Karahaliloğlu'nun patronu Tiyatro... Tiyatro... Dergisi Sahibi Gülhan Avşar Demirkanlı ile Tiyatro... Tiyatro... Dergisi Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mustafa Şükrü Demirkanlı, bu kez de, kendi öz adlarını ve dergilerinin öz adını ortaya koyarak, yine bize (COŞKUN BÜKTEL / HİLMİ BULUNMAZ'a) karşı, "İKİNCİ ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" başlatabildiler. Tam tamına 1100 KİŞİLİK İMZA toplayan yazar Sayın Seval Deniz Karahaliloğlu'nun patronları, Türkiye tiyatrosundaki toplumsal yerimizi imhâ edebilmek için büyük bir kavga sürecine girerek, bizi de, şaşırtıcı kavga sürecine dahil ettiler. Yine bizim vermiş olduğumuz "ENTELEKTÜEL" mücadeleyle birlikte yaptığımız bilimsel eleştiriler sonucunda, onlar yeniden "yenilgi" sürecine girdiler.

4 - Tiyatro yazarı Seval Deniz Karahaliloğlu'nun patronları, bu kez de, benim "ENTELEKTÜEL VE HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" diye nitelediğim bir eylemlilik sürecine giriverdiler. Başta Gülhan Avşar Demirkanlı ile Mustafa Şükrü Demirkanlı olmak üzere, onlarca kişi ve kuruluş, bana hep "NOTER ONAYLI İHTARNAME" gönderip, beni savcılıklara "DAVA VE ŞİKÂYET" etmekle birlikte, benim hakkımda "HUKUK DAVALARI" bile başlattılar. Bir merkezden emir almış gibi davranarak, hemen hemen hepsi birden, aynı ânda davalar başlatan bu kişilerin ve kuruluşların bu tutumu karşısında, ben, yineliyorum, buna "HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" sıfatını gayet uygun buldum.

Ben, sadece ve yalnızca bir sanatçı olmakla yetinmeyerek, buna paralel olarak, aynı zamanda uluslararası işler yapan biri olduğum için, benden haksız bir biçimde para kazanmak isteyen kişi ve kuruluşlar, bana peş peşe manevi tazminat davası açmaya başladılar. İşbu kişi ve kuruluşlar, benim, hiçbir zaman için avukat tutmayan, avukatlara asla ve kesinlikle hiç güvenmeyen biri olduğumu bildikleri için, benim, ceza, hukuk, ceza hukuku, hukuk felsefesi konularında eksik biri olduğumu varsayarak, benden sürekli bir biçimde tazminat (PARA) talep etmeye başladılar... Yıllar önce benden 25.000,00 TL isteyen "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" elebaşılarından Sayın Ömer Faruk Kurhan, bana karşı başlattığı ve T.C. İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi "DOSYA NO: 2010/8"de sürdürülen "KAMU DAVASI" sonrası "BERAAT" etmiş olduğumdan, 25.000,00 TL tazminatı yıllardır alamamış olduğu için üzülüyor olsa gerek... Ömer Faruk Kurhan'ın ardından Mustafa Şükrü Demirkanlı da 25.000,00 TL'lik tazminat davası açtı. Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın tuttuğu avukat Reyhan Kayışlı bile 15.000,00 TL'lik ciddi bir tazminat davası açtı. Seval Deniz Karahaliloğlu da, malûmunuz 10.000,00 TL'lik tazminat davası açtı... Bunların tümü, asla derin bir üzüntü içerisinde bulundukları için değil, benim ciddi bir şirket sahibi olmamdan kaynaklanan nedenlerle, benden "para sızdırmak" istiyorlar.

Bu arada, işbu davaya ışık tutması içn, tanıkların adlarını sunuyorum:

Mehmet Cemalettin Bulunmaz
Alibaba Türbe Sk. Onur Han 5/8-9 Çemberlitaş Fatih / İstanbul
Tel: 0212 513 47 32-33

Turgay Demirkaya
Çankaya Mah. 928. Sokak Tezcan İş Hanı 55 / 103 İzmir
Tel: 0232 489 24 43

Coşkun Büktel
Adresi sonra bildirilecek.

Feridun Çetinkaya
Adresi sonra bildirilecek.

Sunmuş olduğum tiyatro sanatı gerçekliğinin, "TİYATRO HUKUKU TARİHİ" kavramı ve kurumuyla birlikte tarihe geçmesine yapacağınız katkının önemini çok iyi bildiğim için, saygılarımla arz ve talep ederim. 14/05/2013

HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ