Bu anlayışın ilk temsilcisi Haluk Bilginer. "Oyunculuk da bir iştir" diyen tiyatrocu. Hani "kutsallaştırmayın"ın mucidi(!).
***
Sanıyorum Haluk Bilginer için de Kubilay Tuncer için de geçerli bunlar. Onlar hep sahnede değil ama zihinleri sahnede, filmde. Onlar sahneye çıkmadan 2 porsiyon döner üstüne bir porsiyon şöbiyet yemiyorlar. Oyun arasında "Aman canım ne olacak, çek bir şalgam suyu" demiyorlardır. Ben seyirci olarak onlara giderken kendime her bakımdan dikkat ediyorum, hazırlanıyorum, onlar dikkat etmez olur mu? Ben bir oyun seyretmeden bir hafta önceden okumaya başlıyorum, onlar bana gösterdikleri role uyuyarak mı hazırlanıyor?
Tamamını okumak için tıklayınız: "Kubilay Tunçer'in 'Twit'i"