Türkiye her ne kadar "kavimler kapısı" bir coğrafya olarak nitelendirilip
"KARDEŞ TÜRKÜLER" mırıldanan bir ülke gibi algılanması empoze edilen bir "şey" olsa da, 12 Eylül Faşizmi ile "adam gibi" hesaplaşmadığı için, sürekli ve zincirleme olarak LİNÇ kültürü üretmeyi sürdürüyor!...
Her kişi, kendi çizdiği "tebeşir dairesi"nde kendine küçük bir özgürlük alanı oluştururken, kendi dışındakileri asla görmezden geliyor. Belki de kendi dışındaki kişileri ikinci, ikincil, ikircikli varlıklar olarak algılıyor... Barışçıl ideolojiye aşırı düşman kesilen büyük bir kesimin egemenlik kurduğu Türkiye'de, sentetik ittirmeyle, yapay zorlamayla kurulmak istenen barış inşaatı, tabiî ki, samimî bir istemle değil de, başta Suriye satranç tahtasındaki stratejik planlarının ivmelendirilmesi ile Atlantik ötesinden esen rüzgârla kurgulandığı için Suriye'nin tam parçalanması yada Beşar Esed'in tıpkı Kaddafi gibi LİNÇ edilmesinden sonra, kaldığı yerden devam edecek sentetik savaşa dönüşerek, belki bu kez, etnik bir savaşın önlenemez tırmanışı başlayacak. Barış namluda sona erecek!...
Oysa, savaş örgütlerine karşı, barış örgütlerini kurmak isteyen kişilerin üzerine kara kaplı silahlarla giden egemenler, gerçek anlamda "emekçi kardeşliği" sürecini başlatamayacakları, gerçek anlamda "KARDEŞ TÜRKÜLER" söyleyemeyecekleri için, "öteki beriki" kıskacına tutsak kalarak, Dilan Alp'lerin üzerine çok daha yoğun biçimde çullanacaklar...
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
"KARDEŞ TÜRKÜLER" mırıldanan bir ülke gibi algılanması empoze edilen bir "şey" olsa da, 12 Eylül Faşizmi ile "adam gibi" hesaplaşmadığı için, sürekli ve zincirleme olarak LİNÇ kültürü üretmeyi sürdürüyor!...
Her kişi, kendi çizdiği "tebeşir dairesi"nde kendine küçük bir özgürlük alanı oluştururken, kendi dışındakileri asla görmezden geliyor. Belki de kendi dışındaki kişileri ikinci, ikincil, ikircikli varlıklar olarak algılıyor... Barışçıl ideolojiye aşırı düşman kesilen büyük bir kesimin egemenlik kurduğu Türkiye'de, sentetik ittirmeyle, yapay zorlamayla kurulmak istenen barış inşaatı, tabiî ki, samimî bir istemle değil de, başta Suriye satranç tahtasındaki stratejik planlarının ivmelendirilmesi ile Atlantik ötesinden esen rüzgârla kurgulandığı için Suriye'nin tam parçalanması yada Beşar Esed'in tıpkı Kaddafi gibi LİNÇ edilmesinden sonra, kaldığı yerden devam edecek sentetik savaşa dönüşerek, belki bu kez, etnik bir savaşın önlenemez tırmanışı başlayacak. Barış namluda sona erecek!...
Oysa, savaş örgütlerine karşı, barış örgütlerini kurmak isteyen kişilerin üzerine kara kaplı silahlarla giden egemenler, gerçek anlamda "emekçi kardeşliği" sürecini başlatamayacakları, gerçek anlamda "KARDEŞ TÜRKÜLER" söyleyemeyecekleri için, "öteki beriki" kıskacına tutsak kalarak, Dilan Alp'lerin üzerine çok daha yoğun biçimde çullanacaklar...
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz