Türkiye tiyatrosu, estetik ve toplumsal sırat köprüsünden geçmek için, kendini ceza ve hukukla imtihan ediyor. Gerçekten ceset hâline gelmiş, çürüyüp küflenmiş Türkiye tiyatrosunun helvasını yemek ve de ruhuna Fâtiha okumak yerine, kendi küçücük cepkenlerindeki soysuz ceplerini hızla derinleştirmeye çalışan zavallı tiyatro esnafı, kendileri zerre kadar olsun herhangi bir inisiyatif kullanamadıkları hâlde, şimdi utanmayıp,
"TÜRKİYE SANAT KURULU" kuyruğunda patinaj çekiyor... Oysa, Türkiye tiyatrosu, önce kendiyle yüzleşerek, "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" sürecinde es geçtiği tabiat bilgisi dersine başlamalı...
Onun bu derse başlayabilmesinin ön koşuluysa, "HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" sürecinde yaşananları kılı kırka yararak okumaktır... Ceset hâlindeki Türkiye tiyatrosu bedeninde birer kurtçuk gibi kıvrım kıvrım kıvranan şahıslar, toplumsal görevlerini anımsayamaz durumda olmayı içlerine sindirdikleri oranda, ben, onlara derslerini anımsatacak ve kendilerini, bir pundunu bulup Adalet Sarayları'na davet edeceğim... Ben, yarın yine İstanbul Adalet Sarayı'nda olacağım. Beklerim efendim!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
"TÜRKİYE SANAT KURULU" kuyruğunda patinaj çekiyor... Oysa, Türkiye tiyatrosu, önce kendiyle yüzleşerek, "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" sürecinde es geçtiği tabiat bilgisi dersine başlamalı...
Onun bu derse başlayabilmesinin ön koşuluysa, "HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" sürecinde yaşananları kılı kırka yararak okumaktır... Ceset hâlindeki Türkiye tiyatrosu bedeninde birer kurtçuk gibi kıvrım kıvrım kıvranan şahıslar, toplumsal görevlerini anımsayamaz durumda olmayı içlerine sindirdikleri oranda, ben, onlara derslerini anımsatacak ve kendilerini, bir pundunu bulup Adalet Sarayları'na davet edeceğim... Ben, yarın yine İstanbul Adalet Sarayı'nda olacağım. Beklerim efendim!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz