7 Mayıs 2013 Salı

Seval Deniz Karahaliloğlu'na: "Avukat Murat Çoban seni savunamıyor!"

Seval kardeşim benim,

Senin tuttuğun avukat Murat Çoban'ı, bugün ilk kez olarak, Karşıyaka 1. Asliye Hukuk Mahkemesi Duruşma Salonu'nda nihayet görebildim... Avukatın çok durgun ve tutuk! Böyle bir avukatın, seni savunmasını bir yana bırak, kendini bile savunmaya asla gücü yetmez. Bunu çok net bir biçimde gözlemledim. Murat Çoban, duruşma sırasında, ellerini nereye koyacağını, hangi sözü nasıl söyleyebileceğini, ne gibi bir mimikle hangi jestin uygun düşeceğini bilemeyen bir beden ve düşünce diline sahip... 

Seval kardeşim benim,

Senden bir ricam var; ya avukatını uyar yada onun iyi bir tiyatro eğitimi almasını sağla! Senin avukatın eğer tiyatro eğitimi alırsa, ellerini nereye koyacağını, hangi sözü söyleyebileceğini, nasıl bir mimikle hangi jestin daha uygun düşeceğini bileceği bir beden ve düşünce diline sahip olur...

Seval kardeşim benim,

Senin bana karşı çok haksız bir suçlamayla açmış olduğun Karşıyaka 3. Sulh Ceza Mahkemesi'ndeki 2012/289 numaralı dosyanın Yargıtay'da olmasına (yani tam olarak sonuçlanmamasına) karşın, senin tuttuğun avukat Murat Çoban, bizim (benim, katibin, mübaşirin ve en önemlisi yargıcın) gözlerimizin içine derin derin bakıp, sanki doğruyu söylemiş gibi, Yargıtay'ın adını asla anmayarak, gerçeğin tamamını söylemeden 
"DAVALI, 'O' DAVADA SUÇLU BULUNMUŞTUR" mealindeki sözlerini edebiliyordu. Senin bin bir zahmetle tuttuğun avukat, benim birçok davada birden suçlu bulunduğumu dile getirince, yargıç, önce sağa, sonra sola, ardından Murat Çoban'a dikkatle bakıp şöyle söyledi: 

"Ben, birçok davayı değil, elimdeki dosyayı toparlamaya çalışıyorum!"

Seval kardeşim benim,

"Birçok dava" ne demek?... Ben bu sözü duyar duymaz, kendimin bile beklemediği kadar tiz bir ses çıktı bedenimin anlayamadığım yerinden:

"'Hükmün açıklanmasının geri bırakılması' dışında kalan hiçbir davadan kesinlikle suçlu bulunmadım... Avukat doğruyu söylemiyor..."

Söz söyleme sırasının kendinde olmasına, söz söyleme sırasının bende olmamasına karşın, senin tuttuğun o avukat, doğruyu söylemediği için, en azından yargıç huzurunda susarak çok garip bir huzur içerisine girdi!

Seval kardeşim benim,

Senin bana karşı, bir can sıkıntısıyla başlattığın "KAMU DAVASI", malûmun olduğu gibi, YARGITAY aşamasında. Lütfen, avukat olarak tuttuğun Murat Çoban'a, doğruyu söylemesini öğret. Sen, ona doğruyu söylemesini öğretirsen, ben, ona, cezayı, hukuku, ceza hukukunu, Ceza Muhakemesi Kanunu'nu, Hukuk Muhakemesi Kanunu'nu tereyağdan kıl çeker gibi hemencecik öğretebilirim. Yeter ki sen kabul edip "he" de.

Seval kardeşim benim,

Bu arada şunu da eklemeden edemeyeceğim: Senin çok acemice de olsa yazı yazabildiğin LİNÇ KAMPANYASI ana sponsorlarından Tiyatro... Tiyatro... Dergisi Sahibi Gülhan Avşar Demirkanlı, bu derginin Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mustafa Şükrü Demirkanlı, İzmir Temsilcisi Gürol Tonbul, sen, neden bu duruşmaya gelmediniz?!

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz