Fotoğraf: Cemal Bulunmaz
Benim gözlemim odur ki, gazeteler okunmak için değil de, ayıp örtmek için kullanılıyorlar. Uzun yıllardır gazete okuru olmama karşın, onların toplumsal işlevinden kuşku duyan bir ruh yapısına sahip olduğum için, okunmanın dışında, gazetelerin gerçek toplumsal işlevlerini sürekli bir biçimde sorguluyorum. Kendime inandırıcı net bir yanıt veremiyorum.
Ne zaman ki, inşaatın birinde yada bir piknikte yemek yenmek için diz çökülmüş olsa, elimizin altındaki gazeteye uzanarak, hemen yer sofrası kurarız. Amaç, ayıplı görüntüyü iyice gizleyecek bir görüntü çizmektir...
Ne zaman ki, kalabalığın çok yoğunluklu olduğu bir yerde ani bir ölüm gerçekleşse, o ölüme tanık olanların içerisindeki ilk soğukkanlı kişiler, hemen koltuklarının altındaki gazeteleri hızlı bir telaşla ölünün üzerine örterler. Amaç, ayıplı görüntüyü gizleyecek şirin bir görüntü çizmektir...
Peki, ya hiçbir toplumsal işlevi bulunmamasına karşın, sadece K. Lemi Bilgin'i, tamamıyla Hilmi Zafer Şahin'i, yalnızca Veysel Sami Berikan'ı ve diğerlerini hoşnut etmek ve saydığım bu adları yöneticilerin gözünde şirin göstermek için yayınlanırken, tam zamanında her ayın tam birinde asla yayınlanmayan, günlerce, hattâ bâzen haftalarca sonra yayınlanan içeriksiz naylon tiyatro dergileri acaba hangi ayıbın üzerini örtüyorlar?!
Yoğun olduğum için bunun yanıtını size bırakıyorum; yanıtını siz verin!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz