1 Mayıs 2013 Çarşamba

Bulunmaz, İDT kulesinin emperyalist McDonald's'a teslimine karşı çıktı!

30 Nisan akşam, 1 Mayıs sabah İDT kulesi nöbetindeydik! (Foto: Cemal Bulunmaz)

Ben, emperyalizme soyut olarak karşı çıkmakla birlikte, somut olarak da karşı çıkabilen bir sanatçısıyım. Bir kişi, kalbinin üzerindeki gömlek cebinde Marlboro taşıyıp, midesini Coca Cola ile zehirliyor, McDonald's yiyorsa, o kişinin attığı "KAHROLSUN EMPERYALİZM" sloganına kesinlikle inanmamak gerekir... Bir yandan emperyalist kültür taşıyıcısı ürünleri tüketip, diğer yandan emperyalizme karşı çıktığını iddia etmek, hiç kimseye asla inandırıcı gelmez. İşte bu nedenle, göğüslerine "aydın, entelektüel, münevver" etiketi yapıştıranlara karşı çok güzel bir söz var: 

"KISA KES DE, AYDIN HAVASI OLSUN!"

Ben, hayatım boyunca, hiçbir zaman için McDonald's yemeyerek, Coca Cola ve Marlboro içmedim... Bu gücüm sayesinde, gün yirmi dört saat emperyalizm karşıtı bir kültür oluşturuyorum. Bu nedenle, BİRİNCİ LİNÇ KAMPANYASI, İKİNCİ LİNÇ KAMPANYASI, ÜÇÜNCÜ (HUKUKSAL) LİNÇ KAMPANYASI sürecine dahil edildim ve bu nedenle saydığım bu LİNÇ KAMPANYALARI sürecinde derinlikli mücadele verebildim. Bir insan, emperyalizme karşı çıkmazsa, bu kadar yoğun saldırı karşısında değil mücadele vermek, ayakta bile duramaz!...

Ben, emperyalizme soyut olarak karşı çıkmakla birlikte, somut olarak da karşı çıkabilecek bir yüreğe sahip olduğum için, D.T. İstanbul Devlet Tiyatrosu reklâm kulelerinin emperyalist McDonald's tarafından işgâl edilmesine sonuna dek karşı çıkabiliyorum!... Neden benim dışımdaki herhangi bir tiyatrocu bu tür durumları duyumsamıyor?... Yinelemekte yarar var: Bunun biricik nedeni, benim, kararlı bir emperyalizm karşıtı olmamdır. Bu karşı oluşu, slogan boyutunda bırakmayıp, McDonald's yememeye, Coca Cola ve Marlboro içmemeye kadar tırmandırmamdır.

Ben, Şakir Gürzumar yönetimindeki İstanbul Devlet Tiyatrosu'na ait D.T. reklâm kulelerinin McDonald's işgâliyle kesinlikle sınırlamadığım tiyatral kavgamı, gerici, kapitalist, faşist, emperyalist uygulamalara da karşı sürdürüyorum. Burunlarından asla kıl aldırmayan, kıçlarında kıl dönmesi bulunan götü boklu tiyatro esnafı, narkozlanmış beyinleriyle barışık bir biçimde "Oblomov" karakteriyle uyumayı sürdürdükleri için, benim verdiğim bu mücadeleye ortak olmayı düşünemiyorlar... Coşkun Büktel ile Feridun Çetinkaya'yı esnaf olarak değil, tiyatro sanatçısı gibi değerlendirdiğim için, onlardan söz etmiyorum... Onlar, tiyatroya âşkla bağlı bulundukları için, onları ayrı bir kategoride muhafaza ediyorum...

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz