Dilan daha çocuk!
Ali Karahasanoğlu / Yeni Akit
04 Mayıs 2013 Cumartesi 00:11
Önce bir not..
17 yaşındaki kızımız Dilan'ın şahsına yönelik hiçbir eleştirim yok.
O daha küçük.
Kanunlarımıza göre, henüz reşit bile olmamış.
Kanun 18 yaşın altındakileri "Suça sürüklenen çocuk" diye tanımlıyor..
Kanundaki tanımda, konu izah edilmiş zaten..
"Suça sürüklenen..."
Gerçekten de Dilan "suça sürüklenen çocuk!"
O ne bilsin sendika ağalarının büyük hesaplarını...
O ne bilsin, politika sahnesinin ahtapotlarının, neyi hangi hesapla yaptıklarını...
O ne bilsin, medyanın hangi derin ilişkiler sebebi ile, halkı suç işlemeye tahrik ettiğini, yapılanları suç değilmiş gibi göstermeye kalkıştığını...
O bir küçük...
Suça sürüklenen bir çocuk...
O değil, suçlu olan.
Çocuklar üzerinden, "ağalığa soyunan sendikacılar..." Çocuklar üzerinden, "kendilerine iktidar arayan politikacılar..." Çocuklar üzerinden, "patronlarına dokunan hükümeti yıkıp, patronlarına dokunmayacak hükümeti kurdurmak isteyen gazeteciler..."
Suçlular bunlar...
Dilan daha lise öğrencisi...
Onun ne suçu olabilir ki?
Evinde ders çalışması gereken saatte, onu polisle karşı karşıya getirenler, esas suçlu,..
Bundan sonraki günlerde de, onu daha başka eylemlerde kullanmak için, gazete sayfalarında "Dilan'a 'Militan' dediler ama... Dilan'ın suç kaydı yok" diyerek, sözüm ona savunuyor görünenler suçlu..
"Hakkında mahkeme kararı yok" diye, Dilan'ı savunuyor gibi yapanlar, onu istismar etmek için "koruyor görünenler" suçlu...
O bir lise öğrencisi...
Ne işi var, İşçi Bayramı'nda?
Öğrenciler işçi mi oldu yoksa?
Hani nerde DİSK Başkanı Kani?
"Kızım, sen öğrencisin. Bu ülkede milyonlarca işçi var. Sana ihtiyaç yok. Sen git, dersine çalış" niye dememiş?
"Gel kızım, gel. Biz molotof atarsak, sendikacılığımız biter. Ama sen atarsan, indirime girer. Molotofu sen at, parsayı biz toplayalım. Sonra seni de görürüz..." anlamına gelecek çağrılarla, niye o küçük kızı alanlara davet etmiş?
Vali Bey açıklama yapınca, "Kızımız, daha önce tespit edilen bir militan" diye, hemen medya ayağa kalktı: "Kesinleşmiş bir cezası yok!"
Yuh yani...
Bir de kesinleşmiş cezası mı olacaktı?...
Daha 17 yaşında...
Türkiye'de ceza yargılamaları, zaten 1-2 yıl yerel mahkemede, 1-2 yılı da Yargıtay'da olmak üzere asgari 3-4 yıl sürer.
Ne yani, 13 yaşında mı suç işleyecekti ki, şimdi de sabıkalı olsun, Dilan...
Emniyet diyor ki, "Dilan'ın elinde molotof olan fotoğraf var..."
Medyadaki avukatlar hemen itiraz ediyorlar: "Yok o molotof değil, sirke sirke..."
Sormamız lazım bu çocuk istismarcılarına:
"Sirke alışkanlığı mı varmış, hanım kızımızın?"
Öyle ya...
İzin verilmeyen bir yerde, gösteri yapmaya gelmiş...
Başında kapşon...
Ağzı ve çevresini sarı bir bezle kapatmış.
Elinde sirke şişesi...
Bir yudum sirke...
Bir yudum haykırış: "Faşist polis..."
Bir yudum sirke, bir yudum bağırış: "Katil polis..."
Böyle mi olmuş, söyleyin ahlaksızlar...
Söyleyin, ahlaksız gazeteciler...
•
Hani 1 Mayısçılar diyorlar ya, "İzin verilseydi, hiçbir olay olmazdı.. Hiçbir suç işlenmezdi... Biz, güvenliği sağlardık..."
İzin verildiğinde işlenecek suçun sorumluluğunu aldıklarına göre...
İzin verilmediğinde işlenen suçların da sorumluluğu, onların sırtında olmalı.
Dilan'ın polise molotof atmasından kim sorumlu?
Bence DİSK yöneticileri.
"Biz gösteri yapacağız" diye açıklama yapan, onlar...
Halkı, çoluk çocuğu Taksim'e çağıran onlar...
18 yaşını dolduranlar tek başına yargılanır, sadece azmettirme sebebi ile DİSK'çiler sorumlu olur ama...
Küçük yaştakilerin tüm sorumluluğu, DİSK'li sendikacılarda...
Dağdaki PKK'lıların içinde, 13-14 yaşında çocuk görünce, kıyameti kopartıyoruz...
İzin verilmeyen yerde gösteri yapmak için polise direnme olayında da, aralarında küçük çocukların bulunmasından, "gösteriye davet çıkaran"lar sorumlu olmaz mı?
Olur..
Savcılar, olayı bu yönden de soruşturmalı...
Ve ibretlik bir iddianame hazırlamalı..
Ki, ilerki senelerde, çocuk istismarı, tekrarlanmasın!
(Kaynak: HABER VAKTİM)