Dün Gazeteciye Dayak, Bugün Avukata 'Sus'!
Ali Karahasanoğlu
9 Nisan 2013
İstanbul Barosu'na 25, 30 ve 35 yıldır kayıtlı olan avukatlara, düzenlenen törenle plaketleri verilmiş...
Baktım İstanbul Barosu'na kayıt olma tarihime...
25 yılı çoktan doldurmuşuz...
Ama araya gazetecilik girince, avukatlık kaydımı dondurunca, plaketi de alamadık.
İyi ki alamadık.
Böylesi bir barodan alınacak plaket ile, kim övünebilir ki?
Adı "Darbeci"ye çıkan bir barodan alınacak plaketten, kim gurur duyabilir ki?
"Üniversitelerde başörtü serbest olsun" diye açılan davada, buradan kalkıp AİHM'e kadar gidip, "Üniversitelerde başörtü yasak olsun. Biz davaya 'yasağın sürmesi' talebi ile müdahil olmak istiyoruz" diyen bir baroya üye olmaktan kim mutluluk duyabilir ki?
Baronun son aylarda gündeme geldiği konulardan rahatsız olan, 25 yıllık üyesi Av. Ömer Bozoğlu da, Pazar günü plaket alanlar listesinde imiş.
Ömer Bozoğlu, benim Hukuk Fakültesi'nden sınıf arkadaşım.
Sözünü esirgemeyen, medeni cesareti takdir edilecek bir avukat.
İstanbul Barosu'nun yönetim kurulu üyelerinin birçoğundan, kıdem olarak daha tecrübeli bir avukat...
Halen yönetim kurulu üyesi Ufuk Özkap'ın fakülteden, Süreyya Turan'ın ise, hem fakülte hem daha öncesinden sınıf arkadaşı...
Ama plaket töreninde, tahammül edememişler Bozoğlu'na.
Kendileri, Silivri'de Ağır Ceza Mahkemesi'nin savunma avukatlarına yeterli söz hakkı vermediğini ileri sürüyorlar.
Hatta dün, Baro Başkanı'nın da bulunduğu bir ortamda, mahkeme heyetine edilmedik hakaret bırakılmadı...
İstiyorlar ki, "Konuşalım, ha konuşalım. Mahkeme hiçbir iş yapmasın, sabahtan akşama kadar bizi dinlesin!..."
Mahkeme Başkanı'nın "Söz hakkını biraz sonra kullandıracağım" hatırlatmasına, Baro yönetim kurulu olarak toplanıp, mahkemeyi basarak tepki veriyorlar...
Mahkeme Başkanı'nın, duruşma salonunda kimin nerede duracağına ilişkin kararlarını dinlemeyip, yargılamayı adeta kendileri yönetiyorlarmış gibi karışıklık çıkartıyorlar...
Ama kendilerinin, "demokrasi testi"ne sıra gelince, Baro'nun 25 yıllık üyesinin, 2,5 dakika konuşmasına tahammül edemiyorlar...
Nasıl bir ikiyüzlülük bu?
Avukatı konuşturmadığı için Silivri'de mahkeme basan Ümit Kocasakal, plaket töreninde 25 yıllık avukatın elinden mikrofonu almaya kalkışan Fusün Dikmenli için, ne düşünüyor acaba?
Gelecek "plaket töreni"ni basıp, baro yönetim kurulu olarak, bir bildiri de "Baro plaket töreni"nde okumanın hazırlığını yapıyor mu acaba?
Silivri'de Celal Ülgen, hakimin izni olmadan konuşmak istediğinde, "Savunma kutsaldır. İstediği zaman konuşur" iddiası ile mahkemeyi basanlar.
Kendi baro toplantılarında, plaket verecekleri avukatın, 2.5 dakikalık konuşmasını dinleyemiyorlar...
Üç hafta önce, olağanüstü genel kurulda, muhabirimiz Mehmet Özmen'in fotoğraf çekmesine tahammül edememişlerdi...
Özmen, kürsüye geçerek durumu kurulun bilgisine sunmak isteyince, tekme tokat indirmişlerdi aşağıya...
Ardından tekmeler eşliğinde, salon dışına çıkarmışlardı, bir gazeteciyi...
O zaman kimi çevreler eleştiri getirdi: "Canım gazetecinin kürsüde konuşma hakkı yok ki!"
Haydi diyelim öyle olsun...
Peki "25 yıllık avukatın, kendisine plaket verildiği törende 2.5 dakikacık konuşma hakkı" da yok mu acaba?
Darbecileri savunurken, aslan kesilenler...
"Biz sanıkların suçları ile ilgili değiliz. Bizim hedefimiz, savunmanın haklarını aramak" diyenler...
Söyleyin bakalım...
25 yıllık üyeniz olan Av. Ömer Bozoğlu'ndan özür dileyecek misiniz?
"Silivri’de sınırsız söz hakkı isteyen baro yönetim kurulu üyeleri olarak, 25 yıllık üyemizin sözlerinin yarıda kesilmek istenmesi, elinden mikrofonun alınmak istenmesi, hiç de hoş olmamıştır" diyecek misiniz acaba?
Siz deseniz de, demeseniz de...
Hani "Kim kimi yargılayacak, göreceksiniz" diye şova dönüştürmeye kalkıştığınız Silivri 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde önümüzdeki günlerde duruşmanız var ya...
O duruşmada, hakim soracaktır size: "Genel kurulda gazeteciyi susturdunuz. Tekme tokat dışarı attırdınız. Plaket töreninde avukatı susturdunuz. Peki, mahkemede Celal Ülgen'in sınırsız konuşmasını, nasıl ve hangi hakla isteyebiliyorsunuz?"
Ne cevap verecek, sanık Ümit Kocasakal?
Ne cevap verecek, sanık Füsun Dikmenli!
(Kaynak: HABER VAKTİM)
Ali Karahasanoğlu
9 Nisan 2013
İstanbul Barosu'na 25, 30 ve 35 yıldır kayıtlı olan avukatlara, düzenlenen törenle plaketleri verilmiş...
Baktım İstanbul Barosu'na kayıt olma tarihime...
25 yılı çoktan doldurmuşuz...
Ama araya gazetecilik girince, avukatlık kaydımı dondurunca, plaketi de alamadık.
İyi ki alamadık.
Böylesi bir barodan alınacak plaket ile, kim övünebilir ki?
Adı "Darbeci"ye çıkan bir barodan alınacak plaketten, kim gurur duyabilir ki?
"Üniversitelerde başörtü serbest olsun" diye açılan davada, buradan kalkıp AİHM'e kadar gidip, "Üniversitelerde başörtü yasak olsun. Biz davaya 'yasağın sürmesi' talebi ile müdahil olmak istiyoruz" diyen bir baroya üye olmaktan kim mutluluk duyabilir ki?
Baronun son aylarda gündeme geldiği konulardan rahatsız olan, 25 yıllık üyesi Av. Ömer Bozoğlu da, Pazar günü plaket alanlar listesinde imiş.
Ömer Bozoğlu, benim Hukuk Fakültesi'nden sınıf arkadaşım.
Sözünü esirgemeyen, medeni cesareti takdir edilecek bir avukat.
İstanbul Barosu'nun yönetim kurulu üyelerinin birçoğundan, kıdem olarak daha tecrübeli bir avukat...
Halen yönetim kurulu üyesi Ufuk Özkap'ın fakülteden, Süreyya Turan'ın ise, hem fakülte hem daha öncesinden sınıf arkadaşı...
Ama plaket töreninde, tahammül edememişler Bozoğlu'na.
Kendileri, Silivri'de Ağır Ceza Mahkemesi'nin savunma avukatlarına yeterli söz hakkı vermediğini ileri sürüyorlar.
Hatta dün, Baro Başkanı'nın da bulunduğu bir ortamda, mahkeme heyetine edilmedik hakaret bırakılmadı...
İstiyorlar ki, "Konuşalım, ha konuşalım. Mahkeme hiçbir iş yapmasın, sabahtan akşama kadar bizi dinlesin!..."
Mahkeme Başkanı'nın "Söz hakkını biraz sonra kullandıracağım" hatırlatmasına, Baro yönetim kurulu olarak toplanıp, mahkemeyi basarak tepki veriyorlar...
Mahkeme Başkanı'nın, duruşma salonunda kimin nerede duracağına ilişkin kararlarını dinlemeyip, yargılamayı adeta kendileri yönetiyorlarmış gibi karışıklık çıkartıyorlar...
Ama kendilerinin, "demokrasi testi"ne sıra gelince, Baro'nun 25 yıllık üyesinin, 2,5 dakika konuşmasına tahammül edemiyorlar...
Nasıl bir ikiyüzlülük bu?
Avukatı konuşturmadığı için Silivri'de mahkeme basan Ümit Kocasakal, plaket töreninde 25 yıllık avukatın elinden mikrofonu almaya kalkışan Fusün Dikmenli için, ne düşünüyor acaba?
Gelecek "plaket töreni"ni basıp, baro yönetim kurulu olarak, bir bildiri de "Baro plaket töreni"nde okumanın hazırlığını yapıyor mu acaba?
Silivri'de Celal Ülgen, hakimin izni olmadan konuşmak istediğinde, "Savunma kutsaldır. İstediği zaman konuşur" iddiası ile mahkemeyi basanlar.
Kendi baro toplantılarında, plaket verecekleri avukatın, 2.5 dakikalık konuşmasını dinleyemiyorlar...
Üç hafta önce, olağanüstü genel kurulda, muhabirimiz Mehmet Özmen'in fotoğraf çekmesine tahammül edememişlerdi...
Özmen, kürsüye geçerek durumu kurulun bilgisine sunmak isteyince, tekme tokat indirmişlerdi aşağıya...
Ardından tekmeler eşliğinde, salon dışına çıkarmışlardı, bir gazeteciyi...
O zaman kimi çevreler eleştiri getirdi: "Canım gazetecinin kürsüde konuşma hakkı yok ki!"
Haydi diyelim öyle olsun...
Peki "25 yıllık avukatın, kendisine plaket verildiği törende 2.5 dakikacık konuşma hakkı" da yok mu acaba?
Darbecileri savunurken, aslan kesilenler...
"Biz sanıkların suçları ile ilgili değiliz. Bizim hedefimiz, savunmanın haklarını aramak" diyenler...
Söyleyin bakalım...
25 yıllık üyeniz olan Av. Ömer Bozoğlu'ndan özür dileyecek misiniz?
"Silivri’de sınırsız söz hakkı isteyen baro yönetim kurulu üyeleri olarak, 25 yıllık üyemizin sözlerinin yarıda kesilmek istenmesi, elinden mikrofonun alınmak istenmesi, hiç de hoş olmamıştır" diyecek misiniz acaba?
Siz deseniz de, demeseniz de...
Hani "Kim kimi yargılayacak, göreceksiniz" diye şova dönüştürmeye kalkıştığınız Silivri 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde önümüzdeki günlerde duruşmanız var ya...
O duruşmada, hakim soracaktır size: "Genel kurulda gazeteciyi susturdunuz. Tekme tokat dışarı attırdınız. Plaket töreninde avukatı susturdunuz. Peki, mahkemede Celal Ülgen'in sınırsız konuşmasını, nasıl ve hangi hakla isteyebiliyorsunuz?"
Ne cevap verecek, sanık Ümit Kocasakal?
Ne cevap verecek, sanık Füsun Dikmenli!
(Kaynak: HABER VAKTİM)