"Hadi küfürleşelim Fazıl!"
Arzu Erdoğral
19 Nisan 2013
Türk halkının arabesk yavşaklığından utanan Fazıl Say, olmadık hakaretler ve aşağılamalardan sonra kendisine kızıp "Yavşak, o da sanatçı mı?" diyen Müslüm Gürses'e 50 bin TL'lik tazminat davası açmıştı.
Bir süre önce yaşamını yitiren Gürses'e açılan davaya ise o günlerde kimsecikler tepki göstermemişti.
…Her fırsatta insanları küçük görme hastalığına tutulan zavallı beyinler, içlerindeki kini dışarı vurmak için iradelerini hiç zorlamadan söyleyeceklerini dillendirmede kararlıdır.
Çünkü onlar üstündür! Bir ırkın başka ırkı kendinden üstün görmesi gibi…
İşte bu nedenle müzisyen Fazıl Say'ın twitter'daki ifadeleri nedeniyle "dini değerleri aşağılamak" suçundan 10 ay hapis cezasına çarptırılması birileri için paha biçilemez bir fırsata dönüştü. (Bu arada ceza 5 yıl ertelendi. 5 yıl içerisinde benzer bir suç işlemediği takdirde, Say'a verilen hapis cezası kaldırılacak.)
Fazıl'cılar bir anda ayaklandı. Onlara göre bu ülkede herkes zaten birbirine hakaret ediyordu. Aleviler, Ermeniler hiç mi aşağılanmıyordu? Asıl gerekçe yaramaz çocukları susturmak ve seslerini kısmaktı.
Gerekçeye bakar mısınız?
Hakaret kime yapılırsa yapılsın kabul edilemez denilmesi şartken bu nasıl bir kıyaslamadır anlamak mümkün değil.
"Nerede yavşak adi magazinci hırsız şaklaban varsa hepsi Allahçı" diyen Say değilmiş, bu sözü retweet'lemiş!
Hadi o sözü reetweet'ledi, hadi o söz Ömer Hayyam'a aitti, değil de öyle olsun, cenneti meyhane ve kerhaneye benzeten her fırsatta Allah'a, ezana yani dini değerlere hakaret eden de mi Fazıl Say değildi?
Ne zamandan beri hakaret ve nefret söylemi özgürlükler kapsamına giriyor?
T.C.'nin kanunları sizi kapsamıyor mu yoksa?!
Yok, tanımasak bilmesek!
Say'ın besteleri eşliğinde basın toplantısı düzenleyen CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen ise mahkumiyet kararı veren hakime Fazıl Say'ın bir CD'sini gönderecekmiş, hakim dinlerse belki bu hükmü verdiği için pişman olurmuş. Sanki Say kötü müzik yaptığı için ceza aldı.
Avrupa'ya da rezil olmuşuz ya bu ülkede insanlar haksız gerekçelerle ordudan atıldıklarında, fişlendiklerinde, küçük çocuklar hapse gönderildiğinde, başörtülü kadının kıyafeti Nazi gömleğine ve fahişe giysisine benzetildiğinde hiç rezil olmadık ama değil mi?
Doğru ya Avrupa bunları rezillik saymaz!
Hâlen insanlar inançlarından dolayı yargılanırken sesi çıkmayanlar "aynı cezayı siz de alın" diye boşuna beddua etmeyin, hiç kimseye hakaret edilmese de birçoğumuz yaptığımız haberlerden dolayı benzer cezaları alıyoruz. O nedenle rahat olun!
Ama tabiî öyle ya biz kimiz ki Fazıl Say'la benzer ceza alalım, çok daha fazlasını almalıyız hatta inanan insanların hepsi yok olmalı.
Siz demokrasi, yaşam hakkı, çağdaş lider ve hukuk istiyorsunuz değil mi?
Öyleyse siz 27 Mayıs'ları, 12 Eylül'leri, 28 Şubat'ları özlüyorsunuz!
Dindar insanlara yönelik baskılar, yasaklar, idamlar ve çatışmalar gerekli değil mi bu ülkeye…
İstediğiniz bu değilse özlemeni duyduğunuz yılları anlatın bize…
Olmadı sizin için CHP; halkın değerlerine, milletin dinine imanına rahatça küfreden ve buna karşın üstünlerin hukukunu koruyan mini bir paket teklifi sunsun meclise!
Veyahut siz bunları bırakın geçen yıl Muazzez İlmiye Çığ'ın Fazıl Say'a bir büyükanne olarak yaptığı ricasını uygulayıp rahatlayın...
Ne diyordu kısaca Çığ;
Sevgili Fazıl Say,
Sen de ne inanılmaz bir alçak gönüllülük var ama onlar anlayamaz! Zavallıların kafası öyle doldurulmuş ki. Bunlar Gavur dediklerinin eğittikleri! Ülkemizi karanlık çağa götürerek parçalara ayırmak için uğraşan düşmanlarımızın yardımcıları. Eğer Atatürk zamanında olsaydınız, o sizi koyacak yer bulamazdı. Şimdi de ruhunun benim arkamda olduğuna inandığım gibi sizin de arkanızda olduğuna inanıyorum.
Size bir büyükanne olarak ricam, densizce konuşanlara hiç kulak asmayın, sözle ve yazı ile en ufak bir yanıt vermeyin ki, çatlasınlar!...
Hiç dinlemiyorsunuz büyükannenizi hiç!
Sayın Çığ benim de büyükannem olsanıza hem ben Fazıl'a küfür etmiyorum, şaka söyledim küfürleşelim diye… Hem ne olur ki Atatürk benim de arkamda olsa.
Ne biliyorsunuz belki aydınlanırım!…
Söz bende o zaman birilerini çatlatırım, şimdi değil tabi aydınlanınca.
Yok yok tamam korkmayın vazgeçtim, yavşak kelimesini kullanmak aydınlanmaksa ben karanlıkta kaybolup giderim sevgili babaannecik!
Yeter ki Fazıl sizi dinlesin…
(Kaynak: HABER VAKTİM)
Arzu Erdoğral
19 Nisan 2013
Türk halkının arabesk yavşaklığından utanan Fazıl Say, olmadık hakaretler ve aşağılamalardan sonra kendisine kızıp "Yavşak, o da sanatçı mı?" diyen Müslüm Gürses'e 50 bin TL'lik tazminat davası açmıştı.
Bir süre önce yaşamını yitiren Gürses'e açılan davaya ise o günlerde kimsecikler tepki göstermemişti.
…Her fırsatta insanları küçük görme hastalığına tutulan zavallı beyinler, içlerindeki kini dışarı vurmak için iradelerini hiç zorlamadan söyleyeceklerini dillendirmede kararlıdır.
Çünkü onlar üstündür! Bir ırkın başka ırkı kendinden üstün görmesi gibi…
İşte bu nedenle müzisyen Fazıl Say'ın twitter'daki ifadeleri nedeniyle "dini değerleri aşağılamak" suçundan 10 ay hapis cezasına çarptırılması birileri için paha biçilemez bir fırsata dönüştü. (Bu arada ceza 5 yıl ertelendi. 5 yıl içerisinde benzer bir suç işlemediği takdirde, Say'a verilen hapis cezası kaldırılacak.)
Fazıl'cılar bir anda ayaklandı. Onlara göre bu ülkede herkes zaten birbirine hakaret ediyordu. Aleviler, Ermeniler hiç mi aşağılanmıyordu? Asıl gerekçe yaramaz çocukları susturmak ve seslerini kısmaktı.
Gerekçeye bakar mısınız?
Hakaret kime yapılırsa yapılsın kabul edilemez denilmesi şartken bu nasıl bir kıyaslamadır anlamak mümkün değil.
"Nerede yavşak adi magazinci hırsız şaklaban varsa hepsi Allahçı" diyen Say değilmiş, bu sözü retweet'lemiş!
Hadi o sözü reetweet'ledi, hadi o söz Ömer Hayyam'a aitti, değil de öyle olsun, cenneti meyhane ve kerhaneye benzeten her fırsatta Allah'a, ezana yani dini değerlere hakaret eden de mi Fazıl Say değildi?
Ne zamandan beri hakaret ve nefret söylemi özgürlükler kapsamına giriyor?
T.C.'nin kanunları sizi kapsamıyor mu yoksa?!
Yok, tanımasak bilmesek!
Say'ın besteleri eşliğinde basın toplantısı düzenleyen CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen ise mahkumiyet kararı veren hakime Fazıl Say'ın bir CD'sini gönderecekmiş, hakim dinlerse belki bu hükmü verdiği için pişman olurmuş. Sanki Say kötü müzik yaptığı için ceza aldı.
Avrupa'ya da rezil olmuşuz ya bu ülkede insanlar haksız gerekçelerle ordudan atıldıklarında, fişlendiklerinde, küçük çocuklar hapse gönderildiğinde, başörtülü kadının kıyafeti Nazi gömleğine ve fahişe giysisine benzetildiğinde hiç rezil olmadık ama değil mi?
Doğru ya Avrupa bunları rezillik saymaz!
Hâlen insanlar inançlarından dolayı yargılanırken sesi çıkmayanlar "aynı cezayı siz de alın" diye boşuna beddua etmeyin, hiç kimseye hakaret edilmese de birçoğumuz yaptığımız haberlerden dolayı benzer cezaları alıyoruz. O nedenle rahat olun!
Ama tabiî öyle ya biz kimiz ki Fazıl Say'la benzer ceza alalım, çok daha fazlasını almalıyız hatta inanan insanların hepsi yok olmalı.
Siz demokrasi, yaşam hakkı, çağdaş lider ve hukuk istiyorsunuz değil mi?
Öyleyse siz 27 Mayıs'ları, 12 Eylül'leri, 28 Şubat'ları özlüyorsunuz!
Dindar insanlara yönelik baskılar, yasaklar, idamlar ve çatışmalar gerekli değil mi bu ülkeye…
İstediğiniz bu değilse özlemeni duyduğunuz yılları anlatın bize…
Olmadı sizin için CHP; halkın değerlerine, milletin dinine imanına rahatça küfreden ve buna karşın üstünlerin hukukunu koruyan mini bir paket teklifi sunsun meclise!
Veyahut siz bunları bırakın geçen yıl Muazzez İlmiye Çığ'ın Fazıl Say'a bir büyükanne olarak yaptığı ricasını uygulayıp rahatlayın...
Ne diyordu kısaca Çığ;
Sevgili Fazıl Say,
Sen de ne inanılmaz bir alçak gönüllülük var ama onlar anlayamaz! Zavallıların kafası öyle doldurulmuş ki. Bunlar Gavur dediklerinin eğittikleri! Ülkemizi karanlık çağa götürerek parçalara ayırmak için uğraşan düşmanlarımızın yardımcıları. Eğer Atatürk zamanında olsaydınız, o sizi koyacak yer bulamazdı. Şimdi de ruhunun benim arkamda olduğuna inandığım gibi sizin de arkanızda olduğuna inanıyorum.
Size bir büyükanne olarak ricam, densizce konuşanlara hiç kulak asmayın, sözle ve yazı ile en ufak bir yanıt vermeyin ki, çatlasınlar!...
Hiç dinlemiyorsunuz büyükannenizi hiç!
Sayın Çığ benim de büyükannem olsanıza hem ben Fazıl'a küfür etmiyorum, şaka söyledim küfürleşelim diye… Hem ne olur ki Atatürk benim de arkamda olsa.
Ne biliyorsunuz belki aydınlanırım!…
Söz bende o zaman birilerini çatlatırım, şimdi değil tabi aydınlanınca.
Yok yok tamam korkmayın vazgeçtim, yavşak kelimesini kullanmak aydınlanmaksa ben karanlıkta kaybolup giderim sevgili babaannecik!
Yeter ki Fazıl sizi dinlesin…
(Kaynak: HABER VAKTİM)