Lütfen sakin olalım, vampirlere kanmayalım!
Ali Karahasanoğlu
15 Nisan 2013
Akil İnsanlar, bölgelerde halkla buluşuyor.
Amaç ne?
Nihai amaç; kavga ortamına son vermek...
Kavga ortamına son verilirken, gelişmelerden halkı haberdar etmek... Halkın da gelişmeler hakkında eleştirilerini, katkılarını not etmek...
Güzel bir çaba...
Hayırlı bir faaliyet...
Ama kavgadan beslenen vampirler hiç boş dururlar mı?
Her bölgede fırsat kolluyor, Akil İnsanlar toplantılarını provoke etmeye çalışıyorlar.
Önceki gün İç Anadolu'da... Dün Ege'de...
Halkın içinden birisi gelip "Şu konu nedir?" diye sorsa, hiç dert etmem...
Ailesinin bir ferdini şehit veren veya bir yakını gazi olan vatandaş gelip, "Ama şu konuda yanlışlık yapılmıyor mu?" dese, saygı ile karşılarım.
Ama itiraz edenlere bakın, hep aynı fabrikanın mamulleri..
Fabrika dediysem, hakaret amaçlı değil.
"Fabrikatör" kod adlı Ergenekon sanığının adamları, demek istiyorum.
Bakın o itirazcılara, mutlaka yolları bir şekilde İşçi Partisi ile buluşuyordur...
Söylemlerinden, konuşma tarzlarından, kullandığı sözcüklerden, hemen anlıyorsunuz, İşçi Partisi sempatizanlığını.
İşçi Partili olmak suç mu?
Onlar insan değil mi?
Onların bu ülkede olup-bitenlerle ilgili söz söyleme hakları yok mu?
Tabii ki İP'li olmak suç değil... Tabii ki onların da, "Akil İnsanlar" gibi ülke sorunları ile ilgili söz söyleme hakları var.
Ama geçmişlerini unutturmayacaklar...
1990'lı yılların başında, Doğu Perinçek'in mahkum olduğu konuşmalarda, "Türkiye’nin bir bölümünün ayrılıp, Kürt devleti kurulması gerektiği" söylemlerini unutturmayacaklar...
Önce o konuşmaları izah edecekler.
Sonra, bugünkü sürece karşı çıkacaklar.
Önce, Bekaa'da Perinçek ile teröristlerin kucaklaşmasının açıklamasını yapacaklar.
Sonra bugünkü gelişmelere eleştiri getirecekler...
Aksi takdirde, yaptıkları provokasyondan başka bir şey değildir.
Dün provokasyon yapıyorlardı, Kürt vatandaşlarımıza, "Haklısınız. Sizi kim tutar. Haydin, arkanızdayız" diyorlardı... Kürt vatandaşlarımız içinden bir kısmının, aldanarak PKK'ya katılımına alkış tutuyorlardı...
Bugün MHP'lilerle yan yana durup, "PKK'lıları affedecekler. PKK’nın başını, milletvekili yapacaklar" hayali iddialarıyla, MHP tabanlı insanlarımızı tahrik ediyorlar.
Sonuçta bunların tamamı, ülke nüfusuna oranlarsak, % 1 bile değiller...
Yapılmış seçimlerde, İşçi Partisi'nin oy oranına bakın: % 1 değil.
Ama çıkardıkları gürültüye bakın...
Medyanın da kendilerine kucak açması sayesinde, halkın azımsanmayacak bir kısmı, "Akil İnsanlar"a karşı imiş gibi bir hava veriyorlar...
Hatırlayın, 8 yıl kesintisiz eğitim yasası TBMM'den geçirilirken.. Kanunun kabul edilmesinin hemen sonrasındaki yakın aylarda.. Özellikle ANAP’lı milletvekilleri, kendi seçim bölgelerine giremez olmuşlardı...
Çocuklarını İHL'ye göndermek isteyen veliler... Hiçbir organizasyonun etkisinde kalmadan... Tamamen kendi mağduriyetlerini dile getirerek, yasanın yanlışlığını hatırlatıyorlardı... Kendi seçildiği ile, aylarca gidemeyen milletvekilleri oldu...
Nasıl yansıdı, bu gelişmeler medyaya?
Akit ve benzeri birkaç gazete dışında, hangi medya organı, bu gerçek durumu sizlere yansıttı?
Hiçbirisi.
Ama bugün yaşanan gelişmeler, çok satan, çok tirajlı medya organlarında hemen hepsinde birinci haber.
Hem de köpürtülerek.
Yok "Akil İnsanlara tepki var"mış...
Yok "Zor anlar yaşamışlar"mış...
Falan filan.
Oysa ortada tek somut, tek mantıklı itiraz yok.
Daha önemlisi, bakın itiraz edenlere...
Hepsi sorunlu kişiler.
Ben İzmir'deki itirazcıları, o bölgeden kulağı delik birilerine sordum...
Kimisi iflas, kimisi tapusuz taşınmazları üzerine geçirme... Kimisi kavga gürültü ile adliyelik olmuş kişiler...
Eeee? Bunların, "Akil İnsanlar"a ne deme hakkı var ki, medya bunları öne çıkartıyor.
Önce, itirazcıların, kim olduklarına bakalım...
Toplumun saygı gösterdiği isimler mi?
Toplumun sopa ile kovalayacağı tipler mi?
Ondan sonra medya, bu haberleri şişirsin...
Şişirebiliyorsa eğer!
(Kaynak: HABER VAKTİM)
Ali Karahasanoğlu
15 Nisan 2013
Akil İnsanlar, bölgelerde halkla buluşuyor.
Amaç ne?
Nihai amaç; kavga ortamına son vermek...
Kavga ortamına son verilirken, gelişmelerden halkı haberdar etmek... Halkın da gelişmeler hakkında eleştirilerini, katkılarını not etmek...
Güzel bir çaba...
Hayırlı bir faaliyet...
Ama kavgadan beslenen vampirler hiç boş dururlar mı?
Her bölgede fırsat kolluyor, Akil İnsanlar toplantılarını provoke etmeye çalışıyorlar.
Önceki gün İç Anadolu'da... Dün Ege'de...
Halkın içinden birisi gelip "Şu konu nedir?" diye sorsa, hiç dert etmem...
Ailesinin bir ferdini şehit veren veya bir yakını gazi olan vatandaş gelip, "Ama şu konuda yanlışlık yapılmıyor mu?" dese, saygı ile karşılarım.
Ama itiraz edenlere bakın, hep aynı fabrikanın mamulleri..
Fabrika dediysem, hakaret amaçlı değil.
"Fabrikatör" kod adlı Ergenekon sanığının adamları, demek istiyorum.
Bakın o itirazcılara, mutlaka yolları bir şekilde İşçi Partisi ile buluşuyordur...
Söylemlerinden, konuşma tarzlarından, kullandığı sözcüklerden, hemen anlıyorsunuz, İşçi Partisi sempatizanlığını.
İşçi Partili olmak suç mu?
Onlar insan değil mi?
Onların bu ülkede olup-bitenlerle ilgili söz söyleme hakları yok mu?
Tabii ki İP'li olmak suç değil... Tabii ki onların da, "Akil İnsanlar" gibi ülke sorunları ile ilgili söz söyleme hakları var.
Ama geçmişlerini unutturmayacaklar...
1990'lı yılların başında, Doğu Perinçek'in mahkum olduğu konuşmalarda, "Türkiye’nin bir bölümünün ayrılıp, Kürt devleti kurulması gerektiği" söylemlerini unutturmayacaklar...
Önce o konuşmaları izah edecekler.
Sonra, bugünkü sürece karşı çıkacaklar.
Önce, Bekaa'da Perinçek ile teröristlerin kucaklaşmasının açıklamasını yapacaklar.
Sonra bugünkü gelişmelere eleştiri getirecekler...
Aksi takdirde, yaptıkları provokasyondan başka bir şey değildir.
Dün provokasyon yapıyorlardı, Kürt vatandaşlarımıza, "Haklısınız. Sizi kim tutar. Haydin, arkanızdayız" diyorlardı... Kürt vatandaşlarımız içinden bir kısmının, aldanarak PKK'ya katılımına alkış tutuyorlardı...
Bugün MHP'lilerle yan yana durup, "PKK'lıları affedecekler. PKK’nın başını, milletvekili yapacaklar" hayali iddialarıyla, MHP tabanlı insanlarımızı tahrik ediyorlar.
Sonuçta bunların tamamı, ülke nüfusuna oranlarsak, % 1 bile değiller...
Yapılmış seçimlerde, İşçi Partisi'nin oy oranına bakın: % 1 değil.
Ama çıkardıkları gürültüye bakın...
Medyanın da kendilerine kucak açması sayesinde, halkın azımsanmayacak bir kısmı, "Akil İnsanlar"a karşı imiş gibi bir hava veriyorlar...
Hatırlayın, 8 yıl kesintisiz eğitim yasası TBMM'den geçirilirken.. Kanunun kabul edilmesinin hemen sonrasındaki yakın aylarda.. Özellikle ANAP’lı milletvekilleri, kendi seçim bölgelerine giremez olmuşlardı...
Çocuklarını İHL'ye göndermek isteyen veliler... Hiçbir organizasyonun etkisinde kalmadan... Tamamen kendi mağduriyetlerini dile getirerek, yasanın yanlışlığını hatırlatıyorlardı... Kendi seçildiği ile, aylarca gidemeyen milletvekilleri oldu...
Nasıl yansıdı, bu gelişmeler medyaya?
Akit ve benzeri birkaç gazete dışında, hangi medya organı, bu gerçek durumu sizlere yansıttı?
Hiçbirisi.
Ama bugün yaşanan gelişmeler, çok satan, çok tirajlı medya organlarında hemen hepsinde birinci haber.
Hem de köpürtülerek.
Yok "Akil İnsanlara tepki var"mış...
Yok "Zor anlar yaşamışlar"mış...
Falan filan.
Oysa ortada tek somut, tek mantıklı itiraz yok.
Daha önemlisi, bakın itiraz edenlere...
Hepsi sorunlu kişiler.
Ben İzmir'deki itirazcıları, o bölgeden kulağı delik birilerine sordum...
Kimisi iflas, kimisi tapusuz taşınmazları üzerine geçirme... Kimisi kavga gürültü ile adliyelik olmuş kişiler...
Eeee? Bunların, "Akil İnsanlar"a ne deme hakkı var ki, medya bunları öne çıkartıyor.
Önce, itirazcıların, kim olduklarına bakalım...
Toplumun saygı gösterdiği isimler mi?
Toplumun sopa ile kovalayacağı tipler mi?
Ondan sonra medya, bu haberleri şişirsin...
Şişirebiliyorsa eğer!
(Kaynak: HABER VAKTİM)