YAKINDA! ÇOK YAKINDA! PEK YAKINDA!!!
Hilmi Bulunmaz, "TİYATRO HUKUKU DERSİ" çalışmasına Ömer Faruk Kurhan ve onun tuttuğu avukatlar Eyyüp Fırat Kuyurtar ile Uğur Demirci Tosun'u da katıyor. Hilmi Bulunmaz bu derste, adlarını saydığı öğrencilerine hukukun inceliklerini anlatırken, aynen şunu da söyledi:
İSTANBUL 3. SULH CEZA MAHKEMESİ SAYIN YARGICI'nın vermiş olduğu karar "BERAAT" olduğuna ve bu kararın gerekçeli hâli de açıklandığına, şu ândaki duruma göre, somut olarak "BERAAT"
adıyla anılan hukuksal bir gerçeklik, adlî bir olgu, tarafları da bağlayıcı hukuksal bir metin var. Verilen bu ciddi "BERAAT" kararı, şimdilik kaydıyla son karardır. Kuramsal olarak, bu "BERAAT" kararının
Yargıtay'da bozulma olasılığı var. O olasılık gerçekleşirse, o zaman düşünülüp, ona göre hareket edilir. Ortada, herhangi bir başka kesinleşmiş karar olmadığına göre, bu durum, genel eğilimlere göre, "BERAAT" kararının onanması olmasına karşın, tabiî ki, kuramsal olarak, "BERAAT" kararının bozulması da söz konusu olabilmekle birlikte, sanki ben, iddia sahibi Ömer Faruk Kurhan ve onun tuttuğu avukatlar Eyyüp Fırat Kuyurtar ile Uğur Demirci Tosun'un kafalarında kurmuş oldukları "MAHKEME SALONU" mekânında "SUÇLU" olarak gösterilmek isteniyorum. Oysa, hiç kimse, "SUÇLU OLDUĞU SABİT OLMADIKÇA SUÇLU DEĞİLDİR!" Sadece, "SUÇLU SANILAN=SANIK"tır. Durum böyle olmasına karşın, hukukçuluk mesleğinden karnını doyuran Eyyüp Fırat Kuyurtar ile Uğur Demirci Tosun'un hukuk kavramına, hukuk kurumuna karşı saygısız davranış geliştirebilme girişimlerini hiç doğru bulmuyorum. Tarihe bırakıyorum.
***
Ayrıca bakınız:
Hilmi Bulunmaz, Ömer Faruk Kurhan ve onun tuttuğu avukatlar Eyyüp Fırat Kuyurtar ile Uğur Demirci Tosun'a "HUKUK DERSLERİ" veriyor!...
Hilmi Bulunmaz, "TİYATRO HUKUKU DERSİ" çalışmasına Ömer Faruk Kurhan ve onun tuttuğu avukatlar Eyyüp Fırat Kuyurtar ile Uğur Demirci Tosun'u da katıyor. Hilmi Bulunmaz bu derste, adlarını saydığı öğrencilerine hukukun inceliklerini anlatırken, aynen şunu da söyledi:
İSTANBUL 3. SULH CEZA MAHKEMESİ SAYIN YARGICI'nın vermiş olduğu karar "BERAAT" olduğuna ve bu kararın gerekçeli hâli de açıklandığına, şu ândaki duruma göre, somut olarak "BERAAT"
adıyla anılan hukuksal bir gerçeklik, adlî bir olgu, tarafları da bağlayıcı hukuksal bir metin var. Verilen bu ciddi "BERAAT" kararı, şimdilik kaydıyla son karardır. Kuramsal olarak, bu "BERAAT" kararının
Yargıtay'da bozulma olasılığı var. O olasılık gerçekleşirse, o zaman düşünülüp, ona göre hareket edilir. Ortada, herhangi bir başka kesinleşmiş karar olmadığına göre, bu durum, genel eğilimlere göre, "BERAAT" kararının onanması olmasına karşın, tabiî ki, kuramsal olarak, "BERAAT" kararının bozulması da söz konusu olabilmekle birlikte, sanki ben, iddia sahibi Ömer Faruk Kurhan ve onun tuttuğu avukatlar Eyyüp Fırat Kuyurtar ile Uğur Demirci Tosun'un kafalarında kurmuş oldukları "MAHKEME SALONU" mekânında "SUÇLU" olarak gösterilmek isteniyorum. Oysa, hiç kimse, "SUÇLU OLDUĞU SABİT OLMADIKÇA SUÇLU DEĞİLDİR!" Sadece, "SUÇLU SANILAN=SANIK"tır. Durum böyle olmasına karşın, hukukçuluk mesleğinden karnını doyuran Eyyüp Fırat Kuyurtar ile Uğur Demirci Tosun'un hukuk kavramına, hukuk kurumuna karşı saygısız davranış geliştirebilme girişimlerini hiç doğru bulmuyorum. Tarihe bırakıyorum.
***
Ayrıca bakınız:
Hilmi Bulunmaz, Ömer Faruk Kurhan ve onun tuttuğu avukatlar Eyyüp Fırat Kuyurtar ile Uğur Demirci Tosun'a "HUKUK DERSLERİ" veriyor!...