Ben, kültür ve sanat etkinliklerimizi sürdürmeye çabalıyorken, oğlum Cemal de, ekonomik özgürlüğümüzün garantörü olarak kılı kırka yarıp, dünyanın bütün ülkelerini karış karış arşınlayarak, "benim" diyebilen seyyahlara taş çıkartıyor... Ömrünün çoğunu Türkiye dışında geçirerek, ekonomik özgürlüğümüzün garantisiyle iştigâl eden Cemal, yaklaşık olarak bir haftadır Almanya, Fransa ve İsviçre'nin (sırasıyla) Freiburg, Mulhouse ve Basel kentlerinde bulunduğu için, yayınımız yine aksıyor.
Türk tiyatrosunun ceset hâline gelerek, ayaklar altında çürüyüp, dere kenarlarında küflendiği bir süreçte, dünyanın hiçbir tiyatrosunda vukû bulmayacak olan LİNÇ KAMPANYASI kavgasındaki yoğunluğun ve yorgunluğun sırat köprüsünden şimşek hızıyla geçiyorken, Cemal'in buradan uzaklaşması, işlerimizi iyice sarpa sarıyor. Ancak, yukarıda da değindiğim gibi, biz, toplumsal ve kültürel özgürlüğümüzü, ekonomik özgürlüğümüz sayesinde elde ediyoruz. Kesinlikle çanak yalamıyoruz!
Bir ân tereddüt edip mola versek, bir arzuhâlciden bile düşük seviyeye tutsak olan bir avukat gibi çaresiz kalarak, hukuksal usûlsüzlüklerden medet ummaya başlarız ki, böyle bir durumda da, HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI sürecinde iflâs etmiş oluruz. Ne iyi ki, kurduğumuz ekonomik araçlarımız var. Asla Kültür Bakanlığı Çanağı yalamıyoruz!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
