Erbil Göktaş - Mustafa Demirkanlı, (...) bana yazdığı özel maillerde de beni yine "tehdit" etmeyi ihmal etmiyor. (...) Nedeni de, Bulunmaz'ın Demirkanlı hakkında yaptığı yayınları benim yönlendirdiğini düşünmesi... (...) Demirkanlı'nın bu mantığı çok çarpık, Hilmi bana vuruyor, ben de Erbil'e vurayım; neden? Çünkü Erbil Hilmi'yle "tartışma-röportaj" yayınlıyor; yani bir derginin iç işlerine bu kadar karışılır, Yeni Tiyatro'ya ve Erbil Göktaş'a bu kadar haksızlık yapılır... Pes doğrusu...
Mustafa Demirkanlı - (...) Bulunmaz da artık yaptığı yalan yayınlardan utanmış olmalı ki, "Dergi (Yeni Tiyatro) bana ulaşmadan yayınlandı demem", deme gereğini duymuş... Hâlâ, ulaşmamış ki yayımlandı demedi... Bugün itibariyle ne satış noktalarında ne de ulaşması gereken yerlere ulaşmamıştı... P.tesi de geçti, sanırım Büktel'e de ulaşmamış... Takip edelim bakalım, ne zaman, nereye ulaşacak? Sizin: Hilmi-Erbil, pis ve bel altı yayınlarınız karşısında biz de biraz bel altı yayın ve takip yapalım, anlaşılan yöntem bu... uyalım... Bu pis süreci siz: Erbil ve Hilmi oluşturdunuz, önce hoşunuza gitti, biz de katılalım bu sürece daha keyifli olur... Basın İlan Kurumu'nun yönetmeliğini de kurcalayalım... Kurcalayalım tabii, eminim bu kurcalama en çok Büktel'in ve Hilmi'nin hoşuna gidecektir. "Tüyü bitmemiş yetimin hakları"na kim, nasıl göz dikiyormuş, hep birlikte görelim. Bakalım Yeni Tiyatro bu kurallara uymuş mu uymamış mı? Soralım bakalım Basın İlan Kurumu'na, onlar versin yanıtını... (...)
Erbil Göktaş - Mustafa Demirkanlı yargısız infaz yapıyor, iftira atıyor, tehdit ediyor, yalan söylüyor, sabaha karşı 04.30'da uyuyamayıp içip içip benim üstüme böğürüp beni de kirletmek istemesinin başka bir açıklaması yok; Demirkanlı artık iyice kafayı sıyırmış... Benim vicdanım rahat; hiç kimseye şimdiye kadar ne kötülük yaptım, ne de yapılmasını onayladım.
Sen Mustafa, Hilmi'yle olan sorunlarınıza beni de karıştırıp yargısız infaz yapacaksan da yap!... Zaten gizliden gizliye yaptıklarını dayanamayıp açık açık yapmaya başladın... Benim başlattığım hangi "pis" süreç var; ben ne zaman "belaltı" yayın yaptım; SEN KENDİNİ ANLATIYORSUN SANIRIM; ARKADAŞLARIMA, AİLEME GELEN İMZASIZ MAİLLER, BENİM ADIMA AÇILMIŞ MAİLLERLE ARKADAŞLARIMA GÖNDERİLMİŞ KÜFÜR MEKTUPLARI HEP BENİ VE YENİ TİYATRO DERGİSİ'Nİ ÇEKEMEYENLERİN İŞLERİYKEN SENİ HİÇ SUÇLAMADIM; AMA SEN BENİ HİLMİ BULUNMAZ'LA SANA KARŞI BELALTI YAYIN YAPMAKLA SUÇLUYORSUN; BENİM BU YÖNDE YAPTIĞIM TEK BİR ÖRNEK GÖSTEREMEZSİN, YALAN SÖYLEMEYİ VE İFTİRA ATMAYI BIRAK...
Herkes kendisine yakışanı yapar, benim içim gayet rahat; ilan milan da umurumda değil, zaten senin yüzünden kurumlar bütün dergilere kuşkuyla bakıyorlar ama Yeni Tiyatro'nun dağıtımı da yapıldı, ilgili yerlere de gönderildi, Hilmi'ye de dün gönderildi... Yeni Tiyatro abonesi Coşkun Büktel de, bugün evine yakın olduğu için bırakılan Simurg Kitabevi''nden alabilir. Ben hesabını veremeyeceğim hiç bir "pis" şey yapmam; şimdiye kadar yaptıklarım da senin bana sataşmalarına sadece cevap vermektir, onu da açık açık yaptım. Bana bu yollu mailler gönderip Coşkun'la Hilmi'yle olan husumetlerine, onlardan yediğin dayaklara beni de karıştırıp asıl sen belden aşağı vuruyorsun, sonra da beni suçluyorsun; benimle uğraşmaktan vazgeç, kendi işine bak, bunları yazman iyi olmuş, herkes kimin ne olduğunu, bana ve Yeni Tiyatro Dergisi'ne nasıl çamur attığını, nasıl belden aşağı vurduğunu çok iyi görüyorlar... Ben hala nefs-i müdafaa yapıyorum, sadece sana cevap veriyorum; eğer seni ve dergini batırmaya karar verirsem, o zaman sadece sen değil, sana alet olanlar da, kışkırtmaya çalıştıkların da bin pişman olurlar; beni ve Yeni Tiyatro Dergisi'ni buna zorlama; bu söylediklerim de "öz savunmadır"; beni cenke zorlama; psikolojik yardıma ihtiyacı olan birine kesinlikle vurmayacağım. Sen de elinden geleni ardına koyma!...
(Kaynak: facebook bataklığı)
Mustafa Demirkanlı - (...) Bulunmaz da artık yaptığı yalan yayınlardan utanmış olmalı ki, "Dergi (Yeni Tiyatro) bana ulaşmadan yayınlandı demem", deme gereğini duymuş... Hâlâ, ulaşmamış ki yayımlandı demedi... Bugün itibariyle ne satış noktalarında ne de ulaşması gereken yerlere ulaşmamıştı... P.tesi de geçti, sanırım Büktel'e de ulaşmamış... Takip edelim bakalım, ne zaman, nereye ulaşacak? Sizin: Hilmi-Erbil, pis ve bel altı yayınlarınız karşısında biz de biraz bel altı yayın ve takip yapalım, anlaşılan yöntem bu... uyalım... Bu pis süreci siz: Erbil ve Hilmi oluşturdunuz, önce hoşunuza gitti, biz de katılalım bu sürece daha keyifli olur... Basın İlan Kurumu'nun yönetmeliğini de kurcalayalım... Kurcalayalım tabii, eminim bu kurcalama en çok Büktel'in ve Hilmi'nin hoşuna gidecektir. "Tüyü bitmemiş yetimin hakları"na kim, nasıl göz dikiyormuş, hep birlikte görelim. Bakalım Yeni Tiyatro bu kurallara uymuş mu uymamış mı? Soralım bakalım Basın İlan Kurumu'na, onlar versin yanıtını... (...)
Erbil Göktaş - Mustafa Demirkanlı yargısız infaz yapıyor, iftira atıyor, tehdit ediyor, yalan söylüyor, sabaha karşı 04.30'da uyuyamayıp içip içip benim üstüme böğürüp beni de kirletmek istemesinin başka bir açıklaması yok; Demirkanlı artık iyice kafayı sıyırmış... Benim vicdanım rahat; hiç kimseye şimdiye kadar ne kötülük yaptım, ne de yapılmasını onayladım.
Sen Mustafa, Hilmi'yle olan sorunlarınıza beni de karıştırıp yargısız infaz yapacaksan da yap!... Zaten gizliden gizliye yaptıklarını dayanamayıp açık açık yapmaya başladın... Benim başlattığım hangi "pis" süreç var; ben ne zaman "belaltı" yayın yaptım; SEN KENDİNİ ANLATIYORSUN SANIRIM; ARKADAŞLARIMA, AİLEME GELEN İMZASIZ MAİLLER, BENİM ADIMA AÇILMIŞ MAİLLERLE ARKADAŞLARIMA GÖNDERİLMİŞ KÜFÜR MEKTUPLARI HEP BENİ VE YENİ TİYATRO DERGİSİ'Nİ ÇEKEMEYENLERİN İŞLERİYKEN SENİ HİÇ SUÇLAMADIM; AMA SEN BENİ HİLMİ BULUNMAZ'LA SANA KARŞI BELALTI YAYIN YAPMAKLA SUÇLUYORSUN; BENİM BU YÖNDE YAPTIĞIM TEK BİR ÖRNEK GÖSTEREMEZSİN, YALAN SÖYLEMEYİ VE İFTİRA ATMAYI BIRAK...
Herkes kendisine yakışanı yapar, benim içim gayet rahat; ilan milan da umurumda değil, zaten senin yüzünden kurumlar bütün dergilere kuşkuyla bakıyorlar ama Yeni Tiyatro'nun dağıtımı da yapıldı, ilgili yerlere de gönderildi, Hilmi'ye de dün gönderildi... Yeni Tiyatro abonesi Coşkun Büktel de, bugün evine yakın olduğu için bırakılan Simurg Kitabevi''nden alabilir. Ben hesabını veremeyeceğim hiç bir "pis" şey yapmam; şimdiye kadar yaptıklarım da senin bana sataşmalarına sadece cevap vermektir, onu da açık açık yaptım. Bana bu yollu mailler gönderip Coşkun'la Hilmi'yle olan husumetlerine, onlardan yediğin dayaklara beni de karıştırıp asıl sen belden aşağı vuruyorsun, sonra da beni suçluyorsun; benimle uğraşmaktan vazgeç, kendi işine bak, bunları yazman iyi olmuş, herkes kimin ne olduğunu, bana ve Yeni Tiyatro Dergisi'ne nasıl çamur attığını, nasıl belden aşağı vurduğunu çok iyi görüyorlar... Ben hala nefs-i müdafaa yapıyorum, sadece sana cevap veriyorum; eğer seni ve dergini batırmaya karar verirsem, o zaman sadece sen değil, sana alet olanlar da, kışkırtmaya çalıştıkların da bin pişman olurlar; beni ve Yeni Tiyatro Dergisi'ni buna zorlama; bu söylediklerim de "öz savunmadır"; beni cenke zorlama; psikolojik yardıma ihtiyacı olan birine kesinlikle vurmayacağım. Sen de elinden geleni ardına koyma!...
(Kaynak: facebook bataklığı)