Aşağıdaki korkunç yazıyı okuyunca şunu anımsadım: Kızım sekiz yaşındayken, resmî faşistler Bulunmaz Kültür Merkezi mekânını o kadar çok basıp, beni o kadar çok gözaltına alıyor ve bu mekânda o kadar çok karakol kuruyorlardı ki, sekiz yaşındaki kızım, benden tam tamına üç ay muz isteyip de satın alamadığım zaman, ağzımı sonuna kadar açıp, avazım çıktığı kadar aynen şöyle haykırmıştım:
"KAHROLSUN FAŞİZM!!!"
Şimdi kızım yirmi bir yaşında ve artık kendisi muz satın alabilecek durumda. Ancak, şimdi de LİNÇ KAMPANYASI ÖRGÜTÜ ile karşı karşıyayım. Şimdi Yağmur Balbay'ı düşünmek zorundayım!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
Yağmur Balbay'a okul aranıyor
Müyesser Yıldız
28 Mart 2013
Bu yazıyı yüreğim kana kana ağlayarak ve ellerim titreyerek yazıyorum…
Bir yanda dünyalar güzeli Balbay'ları küstürüp, belki de bir ömür boyu kaybetme ihtimali.
Ama öte yanda bir cinayete, hem de bir çocuk cinayetine seyirci, hattâ ortak olmak… Babasından önce bir çocuğun müebbet cezaya çarptırılmasını seyretmek…
Hani kader anı veya karar anı denir ya, öyle bir noktadaydık. Sonunda sevgili Barış Pehlivan'la tüm suçu, sorumluluğu ve bedeli üstlenip, görevimizi yapmaya karar verdik.
Bizi kahreden, böyle zorlu bir ikilemde bırakan olay şu:
Silivri'de 5. yılına giren Gazeteci-Yazar, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay'ın 12 yaşındaki kızı Yağmur'un başına inanılmaz şeyler getirildi.
Odatv'de yazmıştık. Balbay'ın eşi Gülşah ve kızı Yağmur yaklaşık 10 gün önce Norveç'e gidip, Norveç Gazetecilik Enstitüsü (Institutt for Journalistikk / The Norwegian Institute of Journalism )'nce düzenlenen "Özgür Medya Konferansı"na katıldı. Anne-kız burada birer konuşma yaptı, konuşmaları çok ses getirdi.
Yağmur, babasının tutuklanmasından sonra yaşadıklarını anlatırken, "Okulda teröristin kızı damgasını yedim" demişti.
İşte bu bir cümle Balbay ailesinin, özellikle de Yağmur'un hayatının alt üst edilmesine yetti.
Yağmur, Ankara'da ünlü Tevfik Fikret Lisesi orta kısım birinci sınıfında okuyor.
Ve böylesine ünlü bir okul, Yağmur'un bu sözlerinden rahatsızlık duyup, küçücük bir çocuğa fatura çıkarıyor. Hem de ne fatura.
"Konuştun, suçlusun!.." diye tasdikname verseler... Veremiyorlar… Böyle bir şeyi nasıl yazsınlar?
Ya ne oluyor? Çok başarılı Yağmur, birden bire tüm sınavlardan sıfır çekiyor!..
Soğukluk, ötekileştirme had safhada… "Git"tirmenin ileri versiyonu!..
Aile, 10 gündür kan kusuyor… Yağmur, okuldan soğumuş durumda… Karı-koca karar alıyor:
"Yağmur'a yeni bir okul bulana kadar kimse duymasın. Yağmur daha fazla yaralanmasın!..."
Gülşah Balbay günlerdir sokaklarda, Yağmur'a okul arıyor. Dönem ortası, kimi bu gerekçeyle kabul etmiyor, kimi, "sınavla alırız" diyor. Başka şeyler söyleyenler de var…
Şu kadarını bilin; Bu mesele Balbay'lara bırakılamayacak kadar ciddi bir boyuta varmıştır.
Kamu vicdanının el koyması gerekmektedir.
Babacan görünümlü Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, çocukları çok seven Başbakan Erdoğan, 12 yaşında bir çocuğa reva görülen bu zulme ne der bilemeyiz, ama şunu biliyoruz:
Bu, bağıra bağıra gelen bir cinayettir…
Türkiye'de hiç kimse böyle bir cinayeti seyretmemeli… Seyredemez…
Bu, bir çocuğun babasından önce müebbet hapis cezasına çarptırılmasıdır…
Türkiye'de hiç kimse böyle acımasız bir infaza göz yumamaz… Yummamalı…
Sevgili Mustafa Balbay, bilhassa da dünyalar güzeli sevgili Gülşah;
İnsanlık, ahlâk ve vicdan adına bunu yapmak zorunda kaldık.
Lütfen bizi bağışlayın.
(Kaynak: Odatv)
***
Ayrıca bakınız:
Tevfik Fikret Okulları Genel Müdürlüğü'nün sözleri bizi doyurmadı!
"KAHROLSUN FAŞİZM!!!"
Şimdi kızım yirmi bir yaşında ve artık kendisi muz satın alabilecek durumda. Ancak, şimdi de LİNÇ KAMPANYASI ÖRGÜTÜ ile karşı karşıyayım. Şimdi Yağmur Balbay'ı düşünmek zorundayım!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
Yağmur Balbay'a okul aranıyor
Müyesser Yıldız
28 Mart 2013
Bu yazıyı yüreğim kana kana ağlayarak ve ellerim titreyerek yazıyorum…
Bir yanda dünyalar güzeli Balbay'ları küstürüp, belki de bir ömür boyu kaybetme ihtimali.
Ama öte yanda bir cinayete, hem de bir çocuk cinayetine seyirci, hattâ ortak olmak… Babasından önce bir çocuğun müebbet cezaya çarptırılmasını seyretmek…
Hani kader anı veya karar anı denir ya, öyle bir noktadaydık. Sonunda sevgili Barış Pehlivan'la tüm suçu, sorumluluğu ve bedeli üstlenip, görevimizi yapmaya karar verdik.
Bizi kahreden, böyle zorlu bir ikilemde bırakan olay şu:
Silivri'de 5. yılına giren Gazeteci-Yazar, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay'ın 12 yaşındaki kızı Yağmur'un başına inanılmaz şeyler getirildi.
Odatv'de yazmıştık. Balbay'ın eşi Gülşah ve kızı Yağmur yaklaşık 10 gün önce Norveç'e gidip, Norveç Gazetecilik Enstitüsü (Institutt for Journalistikk / The Norwegian Institute of Journalism )'nce düzenlenen "Özgür Medya Konferansı"na katıldı. Anne-kız burada birer konuşma yaptı, konuşmaları çok ses getirdi.
Yağmur, babasının tutuklanmasından sonra yaşadıklarını anlatırken, "Okulda teröristin kızı damgasını yedim" demişti.
İşte bu bir cümle Balbay ailesinin, özellikle de Yağmur'un hayatının alt üst edilmesine yetti.
Yağmur, Ankara'da ünlü Tevfik Fikret Lisesi orta kısım birinci sınıfında okuyor.
Ve böylesine ünlü bir okul, Yağmur'un bu sözlerinden rahatsızlık duyup, küçücük bir çocuğa fatura çıkarıyor. Hem de ne fatura.
"Konuştun, suçlusun!.." diye tasdikname verseler... Veremiyorlar… Böyle bir şeyi nasıl yazsınlar?
Ya ne oluyor? Çok başarılı Yağmur, birden bire tüm sınavlardan sıfır çekiyor!..
Soğukluk, ötekileştirme had safhada… "Git"tirmenin ileri versiyonu!..
Aile, 10 gündür kan kusuyor… Yağmur, okuldan soğumuş durumda… Karı-koca karar alıyor:
"Yağmur'a yeni bir okul bulana kadar kimse duymasın. Yağmur daha fazla yaralanmasın!..."
Gülşah Balbay günlerdir sokaklarda, Yağmur'a okul arıyor. Dönem ortası, kimi bu gerekçeyle kabul etmiyor, kimi, "sınavla alırız" diyor. Başka şeyler söyleyenler de var…
Şu kadarını bilin; Bu mesele Balbay'lara bırakılamayacak kadar ciddi bir boyuta varmıştır.
Kamu vicdanının el koyması gerekmektedir.
Babacan görünümlü Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, çocukları çok seven Başbakan Erdoğan, 12 yaşında bir çocuğa reva görülen bu zulme ne der bilemeyiz, ama şunu biliyoruz:
Bu, bağıra bağıra gelen bir cinayettir…
Türkiye'de hiç kimse böyle bir cinayeti seyretmemeli… Seyredemez…
Bu, bir çocuğun babasından önce müebbet hapis cezasına çarptırılmasıdır…
Türkiye'de hiç kimse böyle acımasız bir infaza göz yumamaz… Yummamalı…
Sevgili Mustafa Balbay, bilhassa da dünyalar güzeli sevgili Gülşah;
İnsanlık, ahlâk ve vicdan adına bunu yapmak zorunda kaldık.
Lütfen bizi bağışlayın.
(Kaynak: Odatv)
***
Ayrıca bakınız:
Tevfik Fikret Okulları Genel Müdürlüğü'nün sözleri bizi doyurmadı!