akan bir su gibidir zaman
durup beklediğinde çürür insan
dünyanın bütün denizleri birleşir
boğulur insanın içindeki telaş
gölgesini yitirince ağaçlar
volkanik inziva çıkar ortaya
kısır bir döngünün sarkacına konar ân
en tiz sesiyle bağırır müezzin
çan çalar çan kan kokar zaman
yalnızlık merhem olmaz yaraya
soğuk bir su gibi akar zaman
donar insanın yüreğindeki diken
batmaz hiçbir yere hiçbir zaman
kanamaz yaraların dibindeki cerahat
yalnızlık yalnızlıktır asla ısınmaz
güneşin en sıcak olduğu ânda bile
hızla akan su donar birdenbire
yalnızlık yalnızlıktır yalnızlık yalnızlık
hilmi bulunmaz
bir şubat iki bin on üç
durup beklediğinde çürür insan
dünyanın bütün denizleri birleşir
boğulur insanın içindeki telaş
gölgesini yitirince ağaçlar
volkanik inziva çıkar ortaya
kısır bir döngünün sarkacına konar ân
en tiz sesiyle bağırır müezzin
çan çalar çan kan kokar zaman
yalnızlık merhem olmaz yaraya
soğuk bir su gibi akar zaman
donar insanın yüreğindeki diken
batmaz hiçbir yere hiçbir zaman
kanamaz yaraların dibindeki cerahat
yalnızlık yalnızlıktır asla ısınmaz
güneşin en sıcak olduğu ânda bile
hızla akan su donar birdenbire
yalnızlık yalnızlıktır yalnızlık yalnızlık
hilmi bulunmaz
bir şubat iki bin on üç