21 Şubat 2013 Perşembe

Şakir Gürzumar yönetimindeki İstanbul Devlet Tiyatrosu, kendisine ait reklâm kulelerini ticarî kuruluşların inisiyatifine teslim etmekten zevk alırken, "Çirkin" adlı oyuna karalama yapıldığını belirtmesine karşın, bu karalamayı kimin yaptığını kesinlikle dile getirmiyor!!!...

Türk tiyatrosu, kendine ait net bir dünya görüşü bulunmadığı için, her zaman için koltuk değnekleriyle yürümek zorunda kalıyor... Türkiye'de yeşeren oyun yazarlarının oyunlarına önem vermeden, İngiliz yönetmeniyle Alman oyunu sahneleten Devlet Tiyatroları, Coşkun Büktel ve Cuma Boynukara gibi oyun yazarlarının oyun yazarlığına gerektiği gibi saygı duymuyor. Coşkun Büktel'in "Theope" adlı oyununu asla oynamayan Devlet Tiyatroları, Cuma Boynukara'nın "Mem ile Zîn" oyununu da "asparagas" hâle getirip korsan bir biçimde oynamayı sürdürüyor. Böylelikle hızla çürüyor!

Daha bir basın bildirisi bile yazmaktan yoksun kişilerce yönetilen İstanbul Devlet Tiyatrosu, aşağıdaki basın bildirisinde göreceğiniz gibi, kendisine karşı yapılan "karalama ve linç kampanyası" eylemini kimin gerçekleştirdiğini dile getirmekten bile korkuyor... DT İstanbul Devlet Tiyatrosu'nun, kendisine karşı düzenlenen "karalama ve linç kampanyası" konusundaki korkaklığının temelinde nasıl bir mantık yattığını anlayabilmek için, aslında, bu kurumun inisiyatif sahibi bir yapıda olmadığını vurgulamak zâten yeterlidir. Bunu nereden anlıyoruz? Bunu birçok yerden anlamak mümkün olsa da, İstanbul Devlet Tiyatrosu inisiyatifindeki reklâm kulelerinin ticarî kuruluşların inisiyatifine çok kolayca geçtiğini anlamak bile başlı başlına somut bir kanıttır. İDT Müdürü Şakir Gürzumar, ne zamanki, İDT reklâm kulelerini ticarî kuruluşların elinden geri almayı başarırsa, işte o zaman, İDT, kendine karşı düzenlenen "karalama ve linç kampanyası" eylemine yiğitçe direnebilir ve bu eylemi başlatan kişi, kuruluş ve kurumu açık açık tiyatro kamuoyuna anlatabilir. Gerisi lâf-ü güzaf!...

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz

***

Devlet Tiyatrolarına ÇİRKİN Karalama

İSTANBUL DEVLET  TİYATROSU MÜDÜRLÜĞÜ

İstanbul Devlet Tiyatrosu'nun 2 Ekim'de prömiyer yapan ve o tarihten beri 49 temsil yaparak izleyiciden ve eleştirmenlerden son derece olumlu eleştiriler alan "Çirkin" adlı oyunumuza karşı bir karalama ve linç kampanyası başlatılmış olmasından üzüntü duyuyoruz. Dünyaca ünlü Alman yazar Marius von Mayenburg'un yazdığı oyun bugüne kadar pek çok dile çevrilerek dünyanın saygın tiyatrolarında izleyiciyle buluşmuştur. Oyun özünde çağımızda insanın geldiği noktayı keskin bir kara mizahla eleştirmekte ve herkesin yaşadığı toplumu ve kendisini sorgulamasını hedeflemektedir.

Bir oyun içinde pek çok düşünce tez ve karşı tez taşır. Tiyatromuzun en önemli misyonlarından biri de toplumda, dünyada olanları doğru ve yanlışıyla gözler önüne sererek, halkı eleştirel düşünceyle tanıştırmaktır. Ancak oyunun bağlamından kopartılmış sahnelerinin ve repliklerinin cımbızlanıp kamuoyuna servis edilerek konusunun ve mesajının çarpıtılması, ne yazık ki genelde sanat camiasını, özelde kurumumuzu kamuoyu önünde zor duruma sokma suiniyeti taşımaktadır. Kamuoyunu yansız ve doğru habercilikle bilgilendirmenin tüm basın ve medya kuruluşlarının asıl görevi olduğunu düşünüyor, çarpık ve yanlı haber anlayışıyla tiyatronun ve kurumumuzun önünü tıkamaya kalkanları şiddetle kınıyor ve bu üzücü durumun kısa sürede telafi edileceğini umuyoruz.

Oyunun konusuna gelince; Çirkin insanların fiziksel özelliklerine göre değerlendirildiği, güzelliğin başarının olmazsa olmaz ilk şartı olarak nitelendirildiği günümüz toplumuna ilginç bir eleştiridir. Günün birinde tüm dünyanın imreneceği bir güzelliğe sahip olan birinin kariyerinin, eşi ile ilişkilerinin, sosyal yaşamının ve prensiplerinin bundan ne derece etkilenebileceğini gösteren oyun, her şeyin dış güzellikle ölçüldüğü bir dünyada, iç güzelliğin hükmünün nasıl da yok olacağını anlatmaktadır.

(Kaynak: Tiyatro Dünyası)

***

Ayrıca bakınız:

SAHNE Dergisi Genel Yayın Yönetmeni T. Murat Demirbaş'ın, Tiyatro... Tiyatro... Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın, Yeni Tiyatro Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Erbil Göktaş'ın ipine bile takmadığı İstanbul Devlet Tiyatrosu reklâm kulelerinin ticarî kuruluşlar tarafından işgâl edilmesini hızla ortaya çıkarıp, bu kulelerin namusunu kendi namusu gibi korumaya yemin eden Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, SAHNE Dergisi'nin, Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nin, Yeni Tiyatro Dergisi'nin sayfalarını açma cesareti gösteremediği bu durumun peşini asla bırakmıyor...