Öncelikle ağır ağır, ince ince, yavaş yavaş şunu sormak istiyorum:
Türk tiyatrosunda niçin bu kadar çok LİNÇÇİ kişi ve kuruluş var?
Bu sorunun onlarca, yüzlerce ve hattâ belki de binlerce yanıtı var!
Ancak, benim için bu sorunun birinci, birincil, biricik yanıtı şu:
Türkiye'deki tiyatro etkinliği içerisinde bulunan kişi, kuruluş ve kurumlar, o denli düzeysiz bir ruh fakirliği içerisinde ki, ruhları zengin kişiler karşısında LİNÇ KAMPANYASI düzenlemekten başka herhangi bir yaptırımları kesinlikle söz konusu olamıyor!...
Peki, Türkiye tiyatro esnafı, neden ruh fakirliği içerisinde yaşıyor?
Tabii ki, bu sorunun da binlerce yanıtı olabilir. Kirli ve lekeli yüzünü pudrayla beyaz hâle getiren Türk tiyatro esnafı o kadar büyük bir cehalet bataklığında debeleniyor ki, cehaletini ancak bir LİNÇ KAMPANYASI düzenleyerek perdelemeye yelteniyor!...
Çünkü şu o kadar net bir durum ki, hiçbir kimse bizim gibi dilini sevmiyor, hiçbir kimse bizim gibi yazım kurallarına dikkat etmiyor ve hiçbir kimse bizim gibi estetik ve etik değerleri önemsemiyor!...
Peki, biz, bu bilincimizi nereden alıyoruz? Dünya görüşümüzden alıyoruz. Bizim dünya görüşümüz ne? Bizim dünya görüşümüz bilimsel sosyalizm! Bilimsel sosyalizmden esinlenmeyen ve/ya gerçeklik algısından yoksun kişi, kuruluş ve kurumlar, bırakınız herhangi bir tiyatro etkinliğinde bulunmayı bir yana, tuvalet kağıdı üzerine bile olsa iki kelâm çiziktirebilir mi? Hayır, asla, kesinlikle çiziktiremez! Örnekse, LİNÇ KAMPANYASI imzacısı Yaşam Kaya, SANSÜRCÜ BİRGün Gazetesi'ndeki köşesinde öyle bir saçmalamış ki, bu kişiye eleştiri ehliyeti vermeye hiç niyetim yok!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
Ayrıca bakınız:
SANSÜRCÜ BİRGün Gazetesi, LİNÇÇİ Yaşam Kaya'nın, sahte duygular mimarı Shakespeare'in duygusuz oyunu Hamlet'i çözümlediğini sandığı anlamsız yazısını yayınlayarak, tiyatro sanatından kilometrelerce uzak olduğunu bir kez daha kanıtlamış!
LİNÇÇİ Yaşam Kaya, SANSÜRCÜ BİRGün Gazetesi'nde yazdığı sözüm ona tiyatro yazılarında, ilköğretim öğrencilerinin gösterdiği yazım duyarlılığını bile göstermediği için, "de"yi asla ayıramıyor!...
SANSÜRCÜ BİRGün Gazetesi'nin çakma tiyatro yazarı LİNÇÇİ Yaşam Kaya, bir kent tiyatrosu olan "Ankara Devlet Tiyatrosu"nu "Ankara Devlet Tiyatroları" sanacak kadar tam bir tiyatro cahili!...
LİNÇÇİ Yaşam Kaya, eseri "ese" sandığı için tabii ki öyle yazıyor!
SANSÜRCÜ BİRGün Gazetesi tiyatro yazarı LİNÇÇİ Yaşam Kaya, "ı" ile "s"nin nereye konulacağını bilemeyecek kadar cahil olduğu için "yansıtmış" sözcüğünü iyice yamultarak "yanıstmış" yazmış!...
SANSÜRCÜ BİRGün'ün yazarı LİNÇÇİ Yaşam Kaya, Atletico Madrid oyuncusu Arda Turan'ın Hamlet'te oynadığını sanıyor!
SANSÜRCÜ BİRGün yazarı LİNÇÇİ Yaşam Kaya, 1969 yılından bu yana "Can Atilla" (çift 'l'li) olarak yaşayan müzisyenin soyadını sünnet ederek, tek 'l'li yazmayı anasının ak sütü gibi helal sanmış!
Türk tiyatrosunda niçin bu kadar çok LİNÇÇİ kişi ve kuruluş var?
Bu sorunun onlarca, yüzlerce ve hattâ belki de binlerce yanıtı var!
Ancak, benim için bu sorunun birinci, birincil, biricik yanıtı şu:
Türkiye'deki tiyatro etkinliği içerisinde bulunan kişi, kuruluş ve kurumlar, o denli düzeysiz bir ruh fakirliği içerisinde ki, ruhları zengin kişiler karşısında LİNÇ KAMPANYASI düzenlemekten başka herhangi bir yaptırımları kesinlikle söz konusu olamıyor!...
Peki, Türkiye tiyatro esnafı, neden ruh fakirliği içerisinde yaşıyor?
Tabii ki, bu sorunun da binlerce yanıtı olabilir. Kirli ve lekeli yüzünü pudrayla beyaz hâle getiren Türk tiyatro esnafı o kadar büyük bir cehalet bataklığında debeleniyor ki, cehaletini ancak bir LİNÇ KAMPANYASI düzenleyerek perdelemeye yelteniyor!...
Çünkü şu o kadar net bir durum ki, hiçbir kimse bizim gibi dilini sevmiyor, hiçbir kimse bizim gibi yazım kurallarına dikkat etmiyor ve hiçbir kimse bizim gibi estetik ve etik değerleri önemsemiyor!...
Peki, biz, bu bilincimizi nereden alıyoruz? Dünya görüşümüzden alıyoruz. Bizim dünya görüşümüz ne? Bizim dünya görüşümüz bilimsel sosyalizm! Bilimsel sosyalizmden esinlenmeyen ve/ya gerçeklik algısından yoksun kişi, kuruluş ve kurumlar, bırakınız herhangi bir tiyatro etkinliğinde bulunmayı bir yana, tuvalet kağıdı üzerine bile olsa iki kelâm çiziktirebilir mi? Hayır, asla, kesinlikle çiziktiremez! Örnekse, LİNÇ KAMPANYASI imzacısı Yaşam Kaya, SANSÜRCÜ BİRGün Gazetesi'ndeki köşesinde öyle bir saçmalamış ki, bu kişiye eleştiri ehliyeti vermeye hiç niyetim yok!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
Ayrıca bakınız:
SANSÜRCÜ BİRGün Gazetesi, LİNÇÇİ Yaşam Kaya'nın, sahte duygular mimarı Shakespeare'in duygusuz oyunu Hamlet'i çözümlediğini sandığı anlamsız yazısını yayınlayarak, tiyatro sanatından kilometrelerce uzak olduğunu bir kez daha kanıtlamış!
LİNÇÇİ Yaşam Kaya, SANSÜRCÜ BİRGün Gazetesi'nde yazdığı sözüm ona tiyatro yazılarında, ilköğretim öğrencilerinin gösterdiği yazım duyarlılığını bile göstermediği için, "de"yi asla ayıramıyor!...
SANSÜRCÜ BİRGün Gazetesi'nin çakma tiyatro yazarı LİNÇÇİ Yaşam Kaya, bir kent tiyatrosu olan "Ankara Devlet Tiyatrosu"nu "Ankara Devlet Tiyatroları" sanacak kadar tam bir tiyatro cahili!...
LİNÇÇİ Yaşam Kaya, eseri "ese" sandığı için tabii ki öyle yazıyor!
SANSÜRCÜ BİRGün Gazetesi tiyatro yazarı LİNÇÇİ Yaşam Kaya, "ı" ile "s"nin nereye konulacağını bilemeyecek kadar cahil olduğu için "yansıtmış" sözcüğünü iyice yamultarak "yanıstmış" yazmış!...
SANSÜRCÜ BİRGün'ün yazarı LİNÇÇİ Yaşam Kaya, Atletico Madrid oyuncusu Arda Turan'ın Hamlet'te oynadığını sanıyor!
SANSÜRCÜ BİRGün yazarı LİNÇÇİ Yaşam Kaya, 1969 yılından bu yana "Can Atilla" (çift 'l'li) olarak yaşayan müzisyenin soyadını sünnet ederek, tek 'l'li yazmayı anasının ak sütü gibi helal sanmış!