3 Ocak 2013 Perşembe

LİNÇ imzâcısı Genco Erkal'la Fazıl Say'ın Nâzım'a uyguladıkları sansür!

Fazıl Say ve Genco Erkal'dan Nâzım'a sansür

Aslında yeni bir olay değil. Sanırım 2001'de olmuş. Ama tam da Fazıl Say'ın "sansüre uğradım", "karanlığa gidiyoruz" diye feryat ettiği dönemde gündeme getirmenin faydalı olacağını düşündüm.

Buyurun bugün özgürlük savaşçısı, en büyük muhalefet, örnek sanatçı olarak alkışladığınız Fazıl Say ve Genco Erkal'ın, Kültür Bakanlığı'nın 2001'de çıkardığı, Fazıl Say: "Nâzım" adlı CD'de, Nâzım Hikmet'in "Akşam Gezintisi" şiirinde sansürlediği dizeler:

"Affetmedi bu Ermeni vatandaş

Kürt dağlarında babasının kesilmesini.
Fakat seviyor seni,
Çünkü sen de affetmedin
Bu karayı sürenleri türk halkının alnına."

Sanırım şöyle bir anlayış var: Bu ülkede Türklere ve ulusalcılara sansür getirilirse haber olur, Kürtlere, Ermenilere ve sosyalistlere sansür gelirse haber olmaz.

Demek ki neymiş? Her "AKP hıyar!" diyene elinde tuzlukla koşmamak gerekiyormuş.

Ha şimdi kimileriniz çıkıp, o sansürü bakanlık uyguladı Fazıl uygulamadı diye "bik bik" edebilir. Ben de derim ki:

"Kardeşim o zaman niye seslerini çıkarmadan paşa paşa uyguladılar sansürü?"

AKP'nin sansürü kötü de DSP'nin sansürü iyi mi yoksa?

Buyurun farklı farklı kaynaklardan konuyla ilgili yorumlar:

www.yenisafak.com.tr/...mmuz/07/kduzgoren.html

http://tiyatroyun.blogspot.com/...-sansr-ikilisi.html

www.kizilbayrak.org/2002/sykb22/sayfa_23.html

(dusunen hayvanin onde gideni, 17.01.2008 14:01 ~ 15:03)

***

Nâzım Hikmet'in yazdığı metinler üzerindeki tek sansür degil elbette bu. Nâzım'ın Akif'e yazdığı iltifatvari, biraz da itiraf barındıran mısraları Akif sevilmeyen birkaç aklı evvel tarafından vaktiyle sansürlenmiş. Buna da bulalım birkaç link hatta:

http://arsiv.zaman.com.tr/...nat/kultursanatdevam.htm
(Bu yazının alt kısımlarındaki Nâzım ve Akif bölümüne ininiz.)

www.yenisafak.com.tr/...01/subat/13/iozel.html
(bu adami sevmem ama sirf delil olsun diye ekledim)

Bir de bir rivayete göre Nâzım'ın nerededir bilmem ama saklanılan bir Mehmet Akif kitabı varmışmış. Bu gerçekse insana bir "oha" çekmek gerektiğini düsünüp "ey özgürlük"diyorum..

(ladyshallot, 17.01.2008 15:21 ~ 18.01.2008 19:37)

***

Genco Erkal'a nereden saldırsam acaba diye düşünen iki yüzlü dinci tayfasının imdadına yetişmiş, son dönemde sıkça kullandıkları bir sansür olmuştur bu. Hayır bu eleştirileri dile getirenlerin yazdıklarını okumasak, görmesek, düşüncelerini bilmesek, Nâzım Hikmet hayranı, özgürlük aşığı falan sanacağız. duydukları kinin ne kadarı Fazıl Say'ın AKP karşıtı demeçleri, ne kadarı Genco Erkal'ın Sivas 93 adlı oyunundan ileri geliyor merak ediyorum. Genco Erkal'ın açıklaması burada:

www.aksam.com.tr/...2/06/05/yasam/yasam15.html 

"Bazı şiirler bestelere uzun geldiği için Fazıl ve ben, ufak tefek kısaltmalar yapmak zorunda kaldık. ama kısaltma yaparken, aklımıza 'sansür etme' gibi bir düşünce gelmedi" diyor.

Genco Erkal ve fazıl say eleştiriden muaf mı? elbette hayır. yaptıkları savunma Nâzım Hikmet okurlarını ve özellikle Genco erkal dostlarını tatmin etmeyebilir, keşke o kısımlar çıkarılmasaydı denilebilir. ama bunu yapacak en son kişiler, zaman gazetesinin, Yeni Şafak'ın ve sözlüğümüzün sadece işlerine gelince nazım hikmet’i, Orhan Pamuk'u, Ermeniler’i hatırlayan kerameti kendinden menkul yazarlarıdır. biraz delikanlı olsunlar yıllarca sövüp saydıkları Nâzım Hikmet'i üç kuruşluk çıkarlarına alet etmesinler. herkes yemez bunları.

Öte yandan İslamcı medyanın hoşlarına gitmeyen kişileri bel altı vuruşlarla karalama çabaları, yine yıllarca sövüp saydıkları kişileri de çıkarları gereği övmeleri yeni değil. ezberledik artık bunları (bkz: #12481511).

(hattena, 29.04.2008 12:04)

***

Bugünkü "Kerem Gibi" gösterisinde bahsedilen pasajı sansürlememiştir Genco Erkal.

(missgeriden, 11.04.2010 22:25 ~ 25.04.2010 17:56)

***

Her şeyi "dinci tayfa"ya bağlayanların üstüne atlayarak, statükocu bir eylemi daha alkışlama fırsatı buldukları sansürdür. Öyle ya; söz konusu Ermeni meselesiyse, Nâzım teferruattır. ancak bir "dinci" buna tepki gösterebilir.

(kafkahigh, 11.04.2010 23:02)

***

"Nâzım Hikmet oratoryosunda, Nâzım'ın ermeni tehciri ve katliamı üzerine yazdığı dizeleri kullanmadığı söylenince bunu, iyi bir sanatçının kötü bir tercihi olarak değerlendirmiştim. Yakın zamanda bir kanalda izlediğim tekrarda Ermeni karabet usta ile ilgili dizelerin sorunsuz kullanıldığını gördüğümü de belirtmeliyim."

www.izmirizmir.net/...ari/yazi.php?yazi_no=194

(nuhungemisi, 19.08.2010 13:38)

***

Fazıl Say, Oral Çalışlar'ın konuyu tekrar gündeme taşıdığı yazısına cevaben bunun bir oto sansür olduğunu itiraf etmiştir.

Çalışlar'ın yazısı:

www.radikal.com.tr/...27.12.2011&categoryid=98

http://i.imgur.com/7iquf.jpg

Fazıl Say'ın cevabı:

www.radikal.com.tr/...27.12.2011&categoryid=82

http://i.imgur.com/ibgxt.png

facebook'da yaptığı açıklamanın orijinal hâli:

www.facebook.com/...az%c4%b1l-say/110050758510 

Kimi post'ları sildiği için metnin kopyasını ve fotoğrafını aşağıda veriyorum:

http://i.imgur.com/prxuy.png

"Oral Çalışlar bunu niye yapıyor?

Nâzım oratoryosunun yeri nedir?

İkinci cumhuriyetçi yazar oral Çalışlar, tabiri caizse, bir kaşık suda Genco Erkal'ı ve Fazıl Say'ı boğmuş.

Neymiş? Nâzım'ı sansürlemişiz. Sebebi zaten pek de mühim değil, onlar için Genco ve Fazıl'ı gömmek, artık sistem gereği, alışkanlık, artı puan...

Ben, Nâzım oratoryosunu bir kere dinlemiş bir sanatseverin böyle bir cümle kuramayacağından eminim.

*

Dostlar, Nâzım oratoryosu, şiir ile müziği, edebiyat ile orkestrayı, şarkı ile tiyatroyu, Nâzım ile Türk halkını en iyi şekilde buluşturan bir 75 dakikadır. Öyle ki, 2001 yılında Nâzım ile devlet, Nâzım ile Türk halkı henüz kaynaşmamıştı. "Ben içeri düştüğümden beri", "Yatar Bursa Kalesinde", "diz boyu karlı bir gece", "hapisten çıktıktan sonra", "vatan haini" gibi şiirlerinin medyada, radyoda, konser salonlarında duyulabilecegi dusunulemezdi bile.. yasakti. resmen yoktu..

"opus9, nazım" (2001) , bu buluşmayı görkemli gerçekleştiren, nazim'i nazım gibi ele almaya çalışan , nazim'i kendi siirleriyle anlatan,en kapsamlı eserlerden biridir.

Gelecek kuşaklardaki besteci ve şairlerin, Türkçe dilindeki, müzik edebiyat buluşması eserleri arasında yararlanacağı,ornek teşkil edici, en önemli kilometre taşlarından biridir, büyük bir boşluğu doldurur, Google ve youtube'a "Nâzım" yazdığınız vakit, bu oratoryonun milyonlarca kişi tarafından izlenmiş olduğu, bu durumu doğrular. Elbette ki, daha kapsamlısını, daha iyisini gelecek kuşaklar gerçekleştirecektir, ama, Nâzım oratoryosu, onların örnek alacağı, yola çıkacağı, en önemli örneklerden biri olacaktır şiiri, müziği, halkı buluşturmuş olan...

*

Oral Çalışlar, Orhan Pamuk'u koruma amaçlı, aydınlar bildirgesini ilk benim önüme koydu, ilk imzalayan da bendim. Ermeni meselesine, duyarlı yaklaşımımı bilir, yine de ,bakın, bu tür yazılar onların işidir, kurnazlığıdır, kültür sanattan nefret eden, sanatçısını çıkar ve ticaret uğruna, kariyer uğruna, çiğ köfte gibi ezen anlayışlarıdır kurdukları bu cümleler...

*

"Hapisten çıktıktan sonra" şiiri, bu eserin notasında (partisyonunda, isteyen schott müzikten şef partisyonunu kiralayabilir) aynen olduğu gibidir. Sansür filan yoktur. Bu şiirdeki Ermeni bakkal, bölümü son 4-5 konserimizde de aynen okundu. Yani biz, bu Ermeni soykırımı konusunun (tartışmasının) çok dertli, çok tehlikeli, çok ateşli olduğu dönemlerde, 2002-2006 arası olan Nâzım konserleri, bu eseri antik tiyatrolarda binlerce kiyiye sunarken, bu riski düşündük. Konumuz Ermeni meselesi değil, Nâzım gibi Nâzım olduğu içindi... Bir şiirdeki 7-8 kelime, zâten Ermeni meselesinin bir savunusu filan da değildir... O bölümün 7-8 kelimesini içeren bir oto sansür (şiire ve o anki müziğe, dolayısıyla, oto sansür) uygulamak zorunda kalmıştık birkaç konserde, tahrik ve olay çıkmasın diye. Buna sansür denilmez. bu kadarını anlamamazlık yapılamaz.

fs"

Bu post'a yorum yazan kimi hayranlarının kendisi ile benzer bir dile sahip olduğunu gözlemlemek ayrıca ilginç :

http://i.imgur.com/nnwi5.png

ayni konuya iliskin bir baska post'u oldukca eglenceli :

http://i.imgur.com/ibafx.png

"Bana ve eserlerime her gün karalamaca, her gün kirletmece, her gün iftira yağmakta, ne kadar canımın acıdığını bilemezsiniz. Bir sanatçının yıllarca emek verdiği eserleri, onun çocukları gibidir çünkü. bu seferki güncel konu, yandaş medya , Nâzım'ı Nâzım gibi anlatmamızdan rahatsız!!! İşin gerçeği; ateist ve komünist şair onların umurunda değildir. Hiçbir zaman da olmamıştır. Mesele beni karalamak, eserlerimi ve beni karalamak, kirletmek, mesele bana zarar vermek, üretkenliğimi, dünyada ve müzikte vardığım noktayı görmezden gelmek. Sebep? Mesele, benim muhalif olmam. Dün de anlattım, Nâzım oratoryosu bu ülke için değerli bir çalışmadır. Sansür filan yoktur. Birkaç konserde oto sansür yaptığımız birkaç kelime,(2002-2006 yılları arası) güncel karalama konuları. Hayır! Nâzım, yattığı yerde bu oratoryo ile hayat bulmuştur, Nâzım bu oratoryo ile gurur duyardı."

Alıntı: "Sansür filan yoktur. birkaç konserde oto sansur yaptığımız birkaç kelime ..." *

"Nâzım bu oratoryo ile gurur duyardı" sözünü okuyunca aşağıdaki satırları hatırlatmadan olmaz diye düşündüm:

(Bkz: Amerika yanlışlıkla 3-5 tane kız çocuğunu öldürdü.)

http://i.imgur.com/8nrcd.png

''Nâzım için 2001 yılında, 7 yaşındaki bir Afgan kız çocuğu çok farklı bir şiire yol açacaktı. 7 yaşındaki kız ölmedi, ölüydü zaten! Okul yasak, sanat yasak, müzik yok, yok, yasak, hayat yasak, yaşamak yasak! Savaşta şu anda gelinen noktayı pozitif değerlendirin. Amerika yanlışlıkla 3-5 tane kız çocuğunu öldürdü belki. Ama milyonlarca kız çocuğunu diriltti. Nâzım şu aşamada Amerika'ya 'aferin' derdi''

Tekrar:

''Nâzım şu aşamada Amerika'ya 'aferin' derdi!''

(osuruktan teyyarenin kabin amiri, 27.12.2011 16:19 ~ 17:54)

(Kaynak: Ekşi Sözlük)

***

Ayrıca bakınız:

LİNÇÇİ Genco Erkal ve Fazıl Say'ın sansür ettiği şiir gündemde!