Her cumartesi akşamı, Bulunmaz Tiyatro - İstanbul'a bazı katılımcılar gelip, "Shakespeare'iniz kim?" etkinliğine katılıyorlar. Cumartesi günleri 17.00 - 20.00 arasında sürdürdüğümüz oyunculuk ve yazarlık çalışmaları süreci içerisine de sızan ve/ya 20.00'den sonra süren "Shakespeare'iniz kim?" etkinliğine birkaç kişinin ötesinde fazla bir katılımcı gelmiyor. Bu haftaki etkinlik için bir kişi daha önceden telefonla bilgi verip, bu etkinliğine mutlaka katılmak istediğini belirtti. Ben de, bu etkinliğe her isteyenin dilediği zaman katılabileceğini dile getirdim.
Cumartesi günkü katılımcıyla aramızda şöyle bir diyalog geçti:
Bulunmaz - Shakespeare'e hayran birisi olduğuna göre, söyle bakalım kardeşim, bu adamın hangi oyunlarını okuyup beğendin?
Katılımcı - Ben, Shakespeare'in bütün oyunlarını beğendim!
Bulunmaz - Tamam da, hiç olmazsa bir tek kitabının adını söyle!
Katılımcı - Bu tutumunuz hiç hoşuma gitmedi. Burada değil de, başka bir yerde olsaydım, tavrım hiç bu kadar yumuşak olmazdı!
Bulunmaz - Ben, senin bu saldırgan tavrından hiç rahatsız değilim. İstersen bana küfür de edebilirsin. Yeter ki, bana Shakespeare'in hangi oyununu hangi nedenle beğendiğini anlat!
Katılımcı - Ben, bir başka yerde olsaydım, size küfür etmezdim de, çok daha değişik bir davranış geliştirebilirdim! Belki fiziksel...
Bulunmaz - Şiddet bile uygulayabilir, hattâ gücün yeterse beni dövebilirsin de... Yeter ki, bana bir tek olsun Shakespeare oyunu okuduğunu ve bu oyunun seni nasıl etkilemiş olduğunu sakin sakin anlat. Bunun üzerine bir Shakespeare sohbeti geliştirebiliriz.
Katılımcı - Okudum işte! Birçok oyununu okudum! Ancak, şu ânda adlarını söylemek istemiyorum! Kendimi sınava sokulmuş gibi hissetmeye başladım! Bu davranışınızı asla benimsemiyorum!
Bulunmaz - Peki öyleyse, konuşmayı kesip işimize bakalım...
Katılımcı - Ya neydi o? Mabet mi, ne? Onu okuyup beğendim!
Bulunmaz - Macbeth!...
Katılımcı - Ha, evet...
Bulunmaz - Peki, bu oyunun neresini, neden beğendin? Oyun, nasıl bir duygu tortusu bıraktı sende? Oyunun kurgusunu anlatabilir misin? Hangi yayınevinden çıkan bir kitaptı bu?
Katılımcı - Hatırlamıyorum!
Bulunmaz - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'ndan mı?
Katılımcı - Ben, Shakespeare'i Türkçe olarak değil, İngilizce okurum! Shakespeare'i Türkçe okumak, onu anlamamaktır!
Bulunmaz - Peki, hangi yayınevinden çıkmış Macbeth?
Katılımcı - Hatırlamıyorum!
Bulunmaz - Tolstoy'un "Sanat Nedir?" kitabını okudun mu?
Katılımcı - Kitabı okumaya başladım ama yarıda bıraktım.
Bulunmaz - Kitabın 301. sayfasıyla 375 sayfaları arasındaki "Shakespeare ve Dram Sanatı Üzerine" bölümünü okudun mu?
Katılımcı - Hayır, o bölümü hiç bilmiyorum. Okumadım!
Bulunmaz - İyi ama, sen bir Shakespeare hayranısın ve senin hayran olduğun kişi hakkında dünya çapında büyük bir yazar olarak kabul edilen Tolstoy bir kitap yazmış. Merak etmedin mi?
Katılımcı - Okumak istemedim. Ben Shakespeare hayranıyım...
Bulunmaz - Peki o zaman iyi akşamlar. Tolstoy'un Shakespeare hakkındaki sözlerini önemseyip gelirsen, yola devam edebiliriz.
Cumartesi günkü katılımcıyla aramızda şöyle bir diyalog geçti:
Bulunmaz - Shakespeare'e hayran birisi olduğuna göre, söyle bakalım kardeşim, bu adamın hangi oyunlarını okuyup beğendin?
Katılımcı - Ben, Shakespeare'in bütün oyunlarını beğendim!
Bulunmaz - Tamam da, hiç olmazsa bir tek kitabının adını söyle!
Katılımcı - Bu tutumunuz hiç hoşuma gitmedi. Burada değil de, başka bir yerde olsaydım, tavrım hiç bu kadar yumuşak olmazdı!
Bulunmaz - Ben, senin bu saldırgan tavrından hiç rahatsız değilim. İstersen bana küfür de edebilirsin. Yeter ki, bana Shakespeare'in hangi oyununu hangi nedenle beğendiğini anlat!
Katılımcı - Ben, bir başka yerde olsaydım, size küfür etmezdim de, çok daha değişik bir davranış geliştirebilirdim! Belki fiziksel...
Bulunmaz - Şiddet bile uygulayabilir, hattâ gücün yeterse beni dövebilirsin de... Yeter ki, bana bir tek olsun Shakespeare oyunu okuduğunu ve bu oyunun seni nasıl etkilemiş olduğunu sakin sakin anlat. Bunun üzerine bir Shakespeare sohbeti geliştirebiliriz.
Katılımcı - Okudum işte! Birçok oyununu okudum! Ancak, şu ânda adlarını söylemek istemiyorum! Kendimi sınava sokulmuş gibi hissetmeye başladım! Bu davranışınızı asla benimsemiyorum!
Bulunmaz - Peki öyleyse, konuşmayı kesip işimize bakalım...
Katılımcı - Ya neydi o? Mabet mi, ne? Onu okuyup beğendim!
Bulunmaz - Macbeth!...
Katılımcı - Ha, evet...
Bulunmaz - Peki, bu oyunun neresini, neden beğendin? Oyun, nasıl bir duygu tortusu bıraktı sende? Oyunun kurgusunu anlatabilir misin? Hangi yayınevinden çıkan bir kitaptı bu?
Katılımcı - Hatırlamıyorum!
Bulunmaz - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'ndan mı?
Katılımcı - Ben, Shakespeare'i Türkçe olarak değil, İngilizce okurum! Shakespeare'i Türkçe okumak, onu anlamamaktır!
Bulunmaz - Peki, hangi yayınevinden çıkmış Macbeth?
Katılımcı - Hatırlamıyorum!
Bulunmaz - Tolstoy'un "Sanat Nedir?" kitabını okudun mu?
Katılımcı - Kitabı okumaya başladım ama yarıda bıraktım.
Bulunmaz - Kitabın 301. sayfasıyla 375 sayfaları arasındaki "Shakespeare ve Dram Sanatı Üzerine" bölümünü okudun mu?
Katılımcı - Hayır, o bölümü hiç bilmiyorum. Okumadım!
Bulunmaz - İyi ama, sen bir Shakespeare hayranısın ve senin hayran olduğun kişi hakkında dünya çapında büyük bir yazar olarak kabul edilen Tolstoy bir kitap yazmış. Merak etmedin mi?
Katılımcı - Okumak istemedim. Ben Shakespeare hayranıyım...
Bulunmaz - Peki o zaman iyi akşamlar. Tolstoy'un Shakespeare hakkındaki sözlerini önemseyip gelirsen, yola devam edebiliriz.