Gezen Tilki Cemal Bulunmaz'ın yazdığı aşağıdaki yazı, 1 Aralık 2012 Cumartesi günü "GoldNews Dergisi"nde yayınlanacak! (Fotoğraf: Hilmi Bulunmaz)
***
Kazakistan
Cemal Bulunmaz
cemalbulunmaz@gmail.com
29 Kasım 2012
Ülkemizden baktığımızda, coğrafi konumu itibariyle çok uzaklarda, ta Orta Asya'da kurulmuş bulunan Kazakistan, sanayinin pek çok alanında olduğu gibi, kuyumculukta da sessiz sedasız ve emin adımlarla gelişmeye devam ediyor...
Gayet net bir biçimde bilindiği gibi, ülkelerin gelişmişliğinde olduğu kadar, yaşadıkları kriz sonrası toparlanmalarında da, altyapıları hayati önem taşır. Kazakistan da, pek çok eski Sovyetler Birliği ülkesi gibi, sanayi alanında çok büyük bir altyapıya sahip. Bu da, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından ve 1990'larda bölgede yaşanan büyük krizden sonra, çok çabuk toparlanmasını sağlamış. Ülke bugün, Orta Asya'nın en büyük ekonomisi konumunda. Nüfusunun çoğunluğu, doğal olarak Kazak olmasına karşın, ülkede yüzde yirmi dört gibi hiç azımsanmayacak bir Rus nüfusu da var. Bu durum da Kazakistan'ın Rusya ile devam den dinamik ilişkilerini koruyor. Dolayısıyla, Avrupa'daki gelişmeler, Rusya üzerinden büyük bir hızla Kazakistan'a yansıyor.
Tarihi altyapı olanağı ve coğrafi konumu dışında, iki binli yıllardaki politik tutumu da, Kazakistan'ı takip edilen ülkelerden biri hâline getirmiş durumda.
Orta Asya'nın ekonomik, sanayi ve ticaret lokomotifi Kazakistan, ciddi disipliniyle, kuyumculuk alanında da pek çok şey sunuyor. Her şeyden önce, bölgenin en önemli kuyumculuk fuarı, başkent Alma Ata'da düzenleniyor. Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan, hattâ Rusya'nın Sibirya bölgesi gibi güçlü ekonomiler arasında yer almasına karşın, Orta Asya'nın en büyük kuyumculuk fuarına ev sahipliği yapması çok önemli bir gelişme oluyor...
"Kaz Expo" tarafından düzenlenen "Aru-Almaty", Türkiye'den de pek çok katılımcıya ev sahipliği yapıyor. "İstanbul Kuyumculuk Fuarı" da, "Aru-Almaty"nin tanıtımda işbirliği yaptığı partnerleri arasında bulunuyor. Bu durum da, Kazakistan ve diğer Orta Asya ülkelerinden, ülkemize çok sayıda alıcının gelmesini neden oluyor. Önümüzdeki yıl, 28-31 Mart 2013 tarihleri arasında düzenlenecek olan "Aru-Almaty" ile ilgili daha ayrıntılı bilgiyi "Kaz Expo" web sitesinden öğrenebilirsiniz: www.kazexpo.kz/eng/aru/aru_eng.htm
Kazakistan'ın başkenti Alma Ata, coğrafi yakınlığı nedeniyle, özellikle Kırgız ve Özbek alıcıları da kapsayan çok önemli bir pazar olarak varlığını sürdürüyor. Kırgız ve Özbek'lerle birlikte düşünüldüğünde bölge nüfusu oldukça artıyor.
Eski Sovyet ülkesi olması, dolayısıyla Rusya ile ilişkilerinin hâlâ devam etmesi, Kazakistan'daki altın trendlerini de müthiş bir biçimde etkiliyor. Örneğin, son yıllarda Rusya'da oldukça popüler olan, "üzeri kalemli sade döküm yüzükler", Kazakistan'da da alıcı bulabiliyor. Kırmızı altın ve kırmızı tonlarında rodaj kaplamalı ürünler, Moskova'yla aynı ânda Alma Ata pazarındaki vitrinlerde de sergileniyor. Bu açıdan, "Doğu Avrupa" pazarlarında deneyimli üreticilerin öncelikli bölge olarak Kazakistan'ı da listelerine almasını ısrarla öneriyorum.
Kazakistan kuyumculuğu, bugün yavaş yavaş gelişen teknoloji temelli seri üretim bir yana, çok köklü bir sanatsal geçmişe de sahip. Geleneksel Kazak kuyumculuğu, çok uzun yıllar öncesine, ülkede hayvancılığın tek uğraş olduğu eski yıllara dayanıyor. Kazak kuyumculuğu, eski yıllarda hayvan otlatmaya çıkan çobanların açık arazilerde bulduğu altın, gümüş, bronz gibi metalleri, can sıkıntısından olsa gerek, işlemeleriyle başlamış. Çok ilkel bir biçimde başlayan bu uğraş, zamanla gelenek hâline gelmiş. Bu gelenek, gayet kısa bir sürede yöneticilerin dikkatini çekmiş ve kuyumculuk, büyük bir hızla yayılarak çok popüler hâle gelmiş. 16. Yüzyıl'dan itibaren, ülkede çok dağınık bir biçimde olsa da, kuyumculuk atölyeleri birbiri ardına açılmaya başlamış. Doğal minerallerin bölgede yaygın olması nedeniyle, kuyumculuk alanında çok farklı değerli taşlar kullanılmış. Taç, kılıç, kemer gibi statü sembolü objeler, pek çok eski kuyumcu ustalarının maharetli ellerinde canlanıp, çok büyük sanatsal değer kazanmış.
Günümüze hızlı bir biçimde dönersek, yukarıda da belirttiğim gibi, artık seri üretim, doğal olarak Kazak kuyumculuğunu ele geçirmiş durumda. Sanırım burada da, Kazak üreticilerin artık ciddi bir tercih yapmaları gerekiyor: Fransa, İspanya, İtalya ülkelerindeki gibi markalar oluşturacakları ve yüksek katma değer üretecekleri kaliteli üreticilere mi, yoksa ülkemizin de içinde bulunduğu kuşak, yani Türkiye, İran, Mısır, Hindistan, Malezya gibi daha sıradan, ancak yüksek miktarlarda toplu üretim yapacak büyük üreticilere mi dönüşecekler?…
Kazakistan'ın, işlenmiş altın alışı, hâlâ kendi üretimlerinin çok üzerinde olsa da, dünyadaki kuyumculuk makineleri sektöründe, alıcı olarak gelişme gösterdiği söylenebilir. Kazakistan, kuyumculuk teknolojileri alanında, İtalya ve Çin'in ardından, Türk makinecileri de yakından takip ediyor. Ne yazık ki, pek çok Türk makine, kalıp ve malzeme üreticisinin, Kazak kuyumculuk üreticilerinin deneyimsizliğinden yararlanarak, ülkemiz için çok kötü imaj oluşturan ticari faaliyetlerde bulunduğu çok somut bir gerçek. Ancak, yine de çok ucuz fiyatlar nedeniyle, Kazakistan ve diğer Orta Asya bölgesindeki kuyumculuk üreticileri, Türkiye'ye gelmeye devam ediyor. Bu yüzden, İstanbul Kuyumcular Odası (İKO), İstanbul Değerli Maden ve Metal İhracatçıları Birliği (İMMİB) gibi kuruluşların, bu olumsuz faaliyetleri takip ederek, ülkemiz hakkında kötü bir imajın oluşmasına engel olması için tüm yasal yollara başvurması gerekiyor.
Türkiye kuyumculuk ve kuyumculuk makineleri sektörünün Orta Asya'daki bir diğer sorunu ulaşım. Uzak coğrafi yapı nedeniyle, pek çok üretici Kazakistan’ı es geçiyor. Ancak, Türk Hava Yolları'nın Alma Ata'ya direkt uçuşu var. Her ne kadar Kazakistan'a uçuş uzun sürse de, "Business Class" olanağı kullanılarak, bu uçuş, keyifli bir hâle getirilebilir. Ne yazık ki, bu hatta, henüz "Comfort Class" seçeneği bulunmuyor. Kazakistan pazarının yanında, diğer Orta Asya pazarları için de pek çok THY direkt uçuşu mevcut. Ayrıca "Air Astana"nın da İstanbul'dan Alma Ata'ya direkt uçuşları var. Hepinize iyi uçuşlar, mutlu işler!
***
Kazakistan
Cemal Bulunmaz
cemalbulunmaz@gmail.com
29 Kasım 2012
Ülkemizden baktığımızda, coğrafi konumu itibariyle çok uzaklarda, ta Orta Asya'da kurulmuş bulunan Kazakistan, sanayinin pek çok alanında olduğu gibi, kuyumculukta da sessiz sedasız ve emin adımlarla gelişmeye devam ediyor...
Gayet net bir biçimde bilindiği gibi, ülkelerin gelişmişliğinde olduğu kadar, yaşadıkları kriz sonrası toparlanmalarında da, altyapıları hayati önem taşır. Kazakistan da, pek çok eski Sovyetler Birliği ülkesi gibi, sanayi alanında çok büyük bir altyapıya sahip. Bu da, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından ve 1990'larda bölgede yaşanan büyük krizden sonra, çok çabuk toparlanmasını sağlamış. Ülke bugün, Orta Asya'nın en büyük ekonomisi konumunda. Nüfusunun çoğunluğu, doğal olarak Kazak olmasına karşın, ülkede yüzde yirmi dört gibi hiç azımsanmayacak bir Rus nüfusu da var. Bu durum da Kazakistan'ın Rusya ile devam den dinamik ilişkilerini koruyor. Dolayısıyla, Avrupa'daki gelişmeler, Rusya üzerinden büyük bir hızla Kazakistan'a yansıyor.
Tarihi altyapı olanağı ve coğrafi konumu dışında, iki binli yıllardaki politik tutumu da, Kazakistan'ı takip edilen ülkelerden biri hâline getirmiş durumda.
Orta Asya'nın ekonomik, sanayi ve ticaret lokomotifi Kazakistan, ciddi disipliniyle, kuyumculuk alanında da pek çok şey sunuyor. Her şeyden önce, bölgenin en önemli kuyumculuk fuarı, başkent Alma Ata'da düzenleniyor. Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan, hattâ Rusya'nın Sibirya bölgesi gibi güçlü ekonomiler arasında yer almasına karşın, Orta Asya'nın en büyük kuyumculuk fuarına ev sahipliği yapması çok önemli bir gelişme oluyor...
"Kaz Expo" tarafından düzenlenen "Aru-Almaty", Türkiye'den de pek çok katılımcıya ev sahipliği yapıyor. "İstanbul Kuyumculuk Fuarı" da, "Aru-Almaty"nin tanıtımda işbirliği yaptığı partnerleri arasında bulunuyor. Bu durum da, Kazakistan ve diğer Orta Asya ülkelerinden, ülkemize çok sayıda alıcının gelmesini neden oluyor. Önümüzdeki yıl, 28-31 Mart 2013 tarihleri arasında düzenlenecek olan "Aru-Almaty" ile ilgili daha ayrıntılı bilgiyi "Kaz Expo" web sitesinden öğrenebilirsiniz: www.kazexpo.kz/eng/aru/aru_eng.htm
Kazakistan'ın başkenti Alma Ata, coğrafi yakınlığı nedeniyle, özellikle Kırgız ve Özbek alıcıları da kapsayan çok önemli bir pazar olarak varlığını sürdürüyor. Kırgız ve Özbek'lerle birlikte düşünüldüğünde bölge nüfusu oldukça artıyor.
Eski Sovyet ülkesi olması, dolayısıyla Rusya ile ilişkilerinin hâlâ devam etmesi, Kazakistan'daki altın trendlerini de müthiş bir biçimde etkiliyor. Örneğin, son yıllarda Rusya'da oldukça popüler olan, "üzeri kalemli sade döküm yüzükler", Kazakistan'da da alıcı bulabiliyor. Kırmızı altın ve kırmızı tonlarında rodaj kaplamalı ürünler, Moskova'yla aynı ânda Alma Ata pazarındaki vitrinlerde de sergileniyor. Bu açıdan, "Doğu Avrupa" pazarlarında deneyimli üreticilerin öncelikli bölge olarak Kazakistan'ı da listelerine almasını ısrarla öneriyorum.
Kazakistan kuyumculuğu, bugün yavaş yavaş gelişen teknoloji temelli seri üretim bir yana, çok köklü bir sanatsal geçmişe de sahip. Geleneksel Kazak kuyumculuğu, çok uzun yıllar öncesine, ülkede hayvancılığın tek uğraş olduğu eski yıllara dayanıyor. Kazak kuyumculuğu, eski yıllarda hayvan otlatmaya çıkan çobanların açık arazilerde bulduğu altın, gümüş, bronz gibi metalleri, can sıkıntısından olsa gerek, işlemeleriyle başlamış. Çok ilkel bir biçimde başlayan bu uğraş, zamanla gelenek hâline gelmiş. Bu gelenek, gayet kısa bir sürede yöneticilerin dikkatini çekmiş ve kuyumculuk, büyük bir hızla yayılarak çok popüler hâle gelmiş. 16. Yüzyıl'dan itibaren, ülkede çok dağınık bir biçimde olsa da, kuyumculuk atölyeleri birbiri ardına açılmaya başlamış. Doğal minerallerin bölgede yaygın olması nedeniyle, kuyumculuk alanında çok farklı değerli taşlar kullanılmış. Taç, kılıç, kemer gibi statü sembolü objeler, pek çok eski kuyumcu ustalarının maharetli ellerinde canlanıp, çok büyük sanatsal değer kazanmış.
Günümüze hızlı bir biçimde dönersek, yukarıda da belirttiğim gibi, artık seri üretim, doğal olarak Kazak kuyumculuğunu ele geçirmiş durumda. Sanırım burada da, Kazak üreticilerin artık ciddi bir tercih yapmaları gerekiyor: Fransa, İspanya, İtalya ülkelerindeki gibi markalar oluşturacakları ve yüksek katma değer üretecekleri kaliteli üreticilere mi, yoksa ülkemizin de içinde bulunduğu kuşak, yani Türkiye, İran, Mısır, Hindistan, Malezya gibi daha sıradan, ancak yüksek miktarlarda toplu üretim yapacak büyük üreticilere mi dönüşecekler?…
Kazakistan'ın, işlenmiş altın alışı, hâlâ kendi üretimlerinin çok üzerinde olsa da, dünyadaki kuyumculuk makineleri sektöründe, alıcı olarak gelişme gösterdiği söylenebilir. Kazakistan, kuyumculuk teknolojileri alanında, İtalya ve Çin'in ardından, Türk makinecileri de yakından takip ediyor. Ne yazık ki, pek çok Türk makine, kalıp ve malzeme üreticisinin, Kazak kuyumculuk üreticilerinin deneyimsizliğinden yararlanarak, ülkemiz için çok kötü imaj oluşturan ticari faaliyetlerde bulunduğu çok somut bir gerçek. Ancak, yine de çok ucuz fiyatlar nedeniyle, Kazakistan ve diğer Orta Asya bölgesindeki kuyumculuk üreticileri, Türkiye'ye gelmeye devam ediyor. Bu yüzden, İstanbul Kuyumcular Odası (İKO), İstanbul Değerli Maden ve Metal İhracatçıları Birliği (İMMİB) gibi kuruluşların, bu olumsuz faaliyetleri takip ederek, ülkemiz hakkında kötü bir imajın oluşmasına engel olması için tüm yasal yollara başvurması gerekiyor.
Türkiye kuyumculuk ve kuyumculuk makineleri sektörünün Orta Asya'daki bir diğer sorunu ulaşım. Uzak coğrafi yapı nedeniyle, pek çok üretici Kazakistan’ı es geçiyor. Ancak, Türk Hava Yolları'nın Alma Ata'ya direkt uçuşu var. Her ne kadar Kazakistan'a uçuş uzun sürse de, "Business Class" olanağı kullanılarak, bu uçuş, keyifli bir hâle getirilebilir. Ne yazık ki, bu hatta, henüz "Comfort Class" seçeneği bulunmuyor. Kazakistan pazarının yanında, diğer Orta Asya pazarları için de pek çok THY direkt uçuşu mevcut. Ayrıca "Air Astana"nın da İstanbul'dan Alma Ata'ya direkt uçuşları var. Hepinize iyi uçuşlar, mutlu işler!