senin eline bir metin vermişler
onunla yatıp onunla kalkıyorsun
sen ki o metinle birlikte doğmuş
onunla birlikte gireceksin mezara
senin kendine ait bir görüşün yok
sen shakespeare'in iğrenç bahçesinde yetişmiş
kurtlu bir elmadan farksız çıplak bir ademsin
senin hiç kımıldamadan oturduğun sıcak kucak
seni bir türlü bırakmıyor kimsenin inisiyatifine
kendini özgür biri sanman ne aptalca bir terane
senin ağzına aldığın shakespeare'in elma şekeri
demek ki bitti derin bataklığın başına gelinince
sen kendini ne sanıyordun be yavşak yönetmen
senin eline tutuşturulan üçüncü hamur metin
shakespeare'in iğrenç bahçesindeki kurtlu elma
ağzına aldığın sapı senden büyük elma şekeri
hepsi birer birer eridiler düşlerinin kirli aynasında
siktir git ve kemale ermek için iyice terle hamamda
hilmi bulunmaz
on dokuz kasım iki bin on iki
hilmi bulunmaz
on dokuz kasım iki bin on iki
