24 Kasım 2012 Cumartesi

Tiyatroyu kişisel çıkar ortamı olarak görmeyen Melih Anık yazdı!


Türkiye'de tiyatroyla uğraşan kişilerin "hemen hemen" bütünü, hepsi, tamamı, "tümü kirli ilişkiler içerisinde" soluk alıp veriyor. İlk tümcedeki "hemen hemen..." ve ardılı sözcükleri kullanmak yerine, "tümü kirli ilişkiler içerisinde" yargısına tam varmamamızı sağlayan bazı istisnalar var. Bu istisnalardan biri de Melih Anık!...

Bir gerçek olarak değil, bir taklit olarak kurulan "BATI TİPLİ TİYATRO", ülkemizin entelektüel, etik, estetik değerlerine hizmet etmek yerine, 1100 KİŞİLİK ALÇAK KİŞİNİN BİR ARAYA GELİP LİNÇ KAMPANYASI düzenleme duvarına dek gelip tosladı!...

Bütün dünya tiyatrosunun teslim olup rıza gösterdiği Shakespeare ve ardıllarını taklit ederek yazılan oyunların işgâl ettiği Türk tiyatrosu, kendisine ışık tutan ender ışıldakların sıcaklığına yaklaşacağına, örnekse Lev Tolstoy'un "Shakespeare ve Dram Sanatı Üzerine" yapıtını okuyup ezberlemek yerine, Goethe'nin dünya sahnelerine ittirdiği Shakespeare'le "katolik nihâhı" kıydı!...

Hiçbir zaman için kendisi olamayacak kadar taklit batağına iyice saplanan Türk tiyatrosu, kendisine ait hiçbir özgün tiyatro metni yazamayacak kadar duygu yoksunu Shakespeare gibi bir asparagas tiyatro esnafının kösnül duygularına teslim olup rıza gösterdiği için, "BATI TİPLİ TİYATRO" dayatması sonucu, asparagas tiyatro yönetmenlerinin varlığına temel hazırlayıp taklidi hızlandırdı!...

Doğacak her türlü doğruluğu, güzelliği, iyiliği "BATI TİPLİ TİYATRO" etiketinin altına sinmiş bir mucize olarak algılayan alınlarında ışığı ilk hissediyormuş gibi yapan beton renkli tiyatro yönetmenleri sayesinde hızla, hem de şimşek hızıyla uçuruma yuvarlanan Türk tiyatrosu, evrensel değerlere sahip yazarların sahnede göstermek istedikleri özneleri, nesneleri, durumları göstermek yerine, kendi kıt akıllarındaki özneleri, nesneleri, durumları göstererek, yazınsal değeri olan sahne eserlerini değil, görsel değeri olan sahne "şeylerini" sunma yarışına girdiler!...

Yaklaşık bir hafta önce çok ciddi bir yangın felaketi yaşamak zorunda kalışımız, Bulunmaz Tiyatro - İstanbul yönetim binasında bilgisayarsız, İnternetsiz, kitapsız kalmakla birlikte, bu yetmezmiş gibi, üstüne üstlük, bir de, hem tiyatro binamızdaki ve hem de evimizdeki bilgisayarlarımızın bozulması nedeniyle, herhangi bir tiyatro olayına müdahil olamamanın üzüntüsü içerisindeyim. Nihayet, şu ânda, oğlumun telefonundaki İnternet olanağından yararlanarak, şu küçücük sunuş yazısını sizlere sunarken, korkunç bir duman zehirlenmesinden henüz kurtulmuş birinin tıkanmışlığıyla kelâm edebilmenin mutluluğu içerisindeyim. Yazabiliyorum, hâlâ yazabiliyorum, oh be yazabiliyorum!...

Tiyatroya bir "Kırım Kongo Kenesi" yada "Bir Avuç Lira" peşinde koşan bir avantacı olarak değil, hiçbir kişisel çıkar gözetmeksizin yaklaşan Melih Anık'ın varlığı, benim yüreğime su serpmeye devam ettiği için, yazma ivmesini yitirmemeye kararlı olarak, sizlere bir Anık yazısı sunmanın keyfiyle "yola devam" diyorum!...

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz

***

Fırat Tanış Diye Biri

Melih Anık
23 Kasım 2012

Bir zamanlar Oyun Atölyesi'nin "tetikçisi" olan Fırat Tanış gürlemiş.(!) Meğerse Dot, Oyun Atölyesi sigortasız işçi çalıştırıyormuş.

"Tetikçisi" diyorum; çünkü onun Oyun Atölyesi'nde sigortasız çalıştığı günlerde yazdığım bir yazı nedeniyle tüm "Testosteron" ekibi olarak  beni "çocuk tacizcisi" olarak suçlayanların başında kendisi geliyordu. 

(O saldırı sırasında yorum yazmayan bir tek Emre Karayel vardı. Oyun Atölyesi'nin gişecisi Barış dahil olmak üzere tüm çalışanları üzerime atlamak, "birilerine" yaranmak için birbiri ile yarışmıştı. Kemal Aydoğan, "Tiyatro Dünyası"na yazımı kaldırtmak için baskı yaptı ama "kendi adıyla" yorum yazmadı. Kim o oyuncuları kışkırttı acaba?) 

Tıklayınız: http://hayatinnabzi.blogspot.com/2010/10/testosteron-bir-yoruma-cevap-frat-tans.html

"O" Fırat Tanış, beni "öyle" suçlamaktan utanmadığı o ahlâk anlayışıyla Antalya Film Festivali sırasında bir şarkıyı ters yüz ettiği için ("Hamlet'e tesbih çektirerek") "kahraman" seviyesine çıkartıldı.

Bugün tiyatro dünyası, geçmişindeki "pisliği" temizlememiş birinin yazdığı twitleri ciddiye mi alacak?

Tıklayıp www.tiyatrodunyasi.com/makaledetay.asp?makaleno=924 adresindeki yorumları bir okuyun.

Fırat Tanış'ın ve de Kemal Aydoğan'ın yöneticisi olduğu "Oyun Atölyesi Cemaati"nin gerçek yüzünü "orada" bulacaksınız.

Ben, içine girdikçe kaçmaya çalıştığım bu tiyatro dünyasındaki etik değerleri sorguluyorum. O günlerde başka işlerle meşguldünüz, beni tanımıyordunuz, ya şimdi?

Susacak mısınız? Fırat Tanış'ın twitlerini, "damardan" yaptığı "tornistan şarkıları" ciddiye mi alacaksınız?

(Kaynak: Dokunuş)

***

Ayrıca bakınız:


Orospu çocuğu olmadığı için LİNÇ KAMPANYASINA imza veren Fırat'lara benzemeyen Fırat Tanış, çok önemli şeyler söylüyor!