Türkiye, gerçekten çok garip bir ülke. Bu ülkedeki entelektüeller, solcuysa solcular, sağcıysa sağcılar tarafından kemirilip duruyor.
Türkiye'nin en namuslu, en onurlu tiyatro insanlarından ikisi, Coşkun Büktel'le Hilmi Bulunmaz, toplumsal topoğrafyaya baktığımızda, nesnel ve somut anlamda "sol değerler" içerindeki iki önemli tiyatro sanatçısı olmalarına karşın, bu iki önemli insanı, "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" ile yok etme niyetiyle hareket eden 1100 KİŞİLİK LİNÇÇİ KARA KALABALIK, kendilerine sorulduğunda, "solcu" olarak nitelendirilebilecek aymazlardan oluşuyor. Gerçek durum böyle...
Türkiye'deki sağ kesimde bulunan önemli kişiler de, kendilerine "sağcı" diyenler tarafından dışlanıyor. Bu ülkenin entelektüelleri böyle olunca, tabii ki, taşlar bir türlü yerine asla oturmuyor!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
Yeni Şafak'ta Şok Ayrılık
Yeni Şafak'ın kıdemli mensuplarından, sinema sektörünün etkili yazarı Ali Murat Güven 12 yıldır görev yaptığı gazetesiyle yollarını ayırdı. Güven, ardında zehir zemberek bir açıklama bıraktı:
Türk basınının önde gelen sinema yazarlarından Ali Murat Güven, 12 yıldır çalışmakta olduğu Yeni Şafak gazetesinden istifa etti. Güven, istifasını, 2 Ekim Salı günü, avukatı aracılığıyla noterden Yeni Şafak yönetimine gönderdiği “tek taraflı fesih ihbarnamesi”yle verdi.
Yeni Şafak'ın kurucu mensuplarından olan ve bu gazetede ilki 1995-96 (istihbarat şefi) ikincisi de 2001-2012 yılları arasında (özel haber muhabiri, editör ve köşe yazarı) olmak üzere iki dönem boyunca görev yapan Güven, aynı zamanda gazetenin de simgeleşmiş isimleri arasında yer alıyordu.
ZEHİR ZEMBEREK BİR AÇIKLAMA YAPTI
İstifasının ardından yaptığı açıklamada Ali Murat Güven, zehir zemberek ifadeler kullandı.
Güven'in açıklamasını aynen aktarıyoruz:
"Değerli dostlarım ve meslektaşlarım,
2 Ekim Salı günü itibarıyla, 12 yıldan bu yana muhabir, yazar ve editör sıfatlarıyla çalışmakta olduğum Yeni Şafak gazetesinden, iş aktimi tek taraflı feshederek istifa etmiş bulunuyorum.
İş aktimi tek taraflı olarak fesheden istifa dilekçem, anılan tarihte, avukatım Sn. Ömer Kuvat tarafından noter kanalıyla Yeni Şafak'a gönderilmiştir. Muhtemelen de 48 saat içinde gazetenin İnsan Kaynakları Servisi'ne ulaşmış olacaktır.
Bu istifa, kafamda 2012 yılının ilkbaharından bu yana kendi meslekî ve kültürel çevremden gördüğüm insanlık dışı, İslam dışı hoyratlıklara, iğrenç hakaret ve saldırılar karşısında yaşadığım iç acıtıcı yalnızlıklara paralel olarak adım adım şekillenen radikal bir kararın (daha önce de birkaç yazı ve söyleşimde gayet açık ve net olarak dile getirdiğim üzere) fiilen yürürlüğe konulması anlamına gelmektedir.
İstifamla birlikte yalnızca Yeni Şafak gazetesinden ayrılmıyorum, aynı zamanda 27 yıllık meslek hayatımda aralıklarla, son 8 yıldır da kesintisiz olarak sürdüregeldiğim ‘film eleştirmenliği' ve ‘sinema yazarlığı' mesleklerini bir daha kesinlikle geri dönmemek üzere bırakmış oluyorum. Aynı şekilde, ‘bizim mahalle' diye tabir edilen, fakat benim şimdiye kadar ‘bizim' dememi gerektirecek düzeyde bir hayrını ve vefasını göremediğim, kendine fena halde yabancılaşmış sosyal çevreyi de…
Meslekî kıdemi ve toplumuna karşı en iyi niyetli duyguları yıllar yılı büyük bir sevgisizlik, saygısızlık, umursamazlık fırtınası içinde iki paralık edilmiş biri olarak, böylesine vefasız ve verimsiz bir toprağa yatırım yapmaya artık son veriyorum.
Bu arada, ‘kafirler' ile aramda geçen zorlu mücadelelerde, sinikliği, pısırıklığı, sessizliği, hatta alttan alta o kafirleri desteklemeyi kendince bir marifet sayan, bu dünyada bir milyon yıl ömür süreceğini sanan hırs küpü olmuş zavallılara da hakkımı kesinlikle helal etmiyorum. Çünkü, helalleşmek o kadar basit birşey değil ve beni dînen, ahlaken, meslekî açıdan haklı bir mücadelede bu denli yalnız bırakanlara karşı bol keseden dağıtacak merhametim falan yok. Benim üzerimde hakkı olduğunu ve benim bu hakkı hak etmediğimi düşünenler de bana haklarını helal etmesinler.
Sonuç itibarıyla, Yeni Şafak da, İslamî basın da, sinema da, Tarkovski de, Mecidi de, Kim Ki Duk da, İslamî kesim de onları çok sevenlerin olsun. Ben, insanların birbirlerinden nefret ettikleri, her köşesi mide bulandırıcı bir gıybetle kaplanmış bu tımarhaneden aklımı daha fazla yitirmeden pılımı pırtımı toplayıp ayrılıyorum.
Bugüne kadarki kültür-sanat ve insanlık mücadeleme destek vermiş ya da vermemiş herkese, ruhsal tekamülüm yolundaki olumlu-olumsuz katkıları için minnettarım.
Sevenlerime sevgileri için sonsuz teşekkür ediyor, gıcık kapanlarıma da benim yüzümü Yeni Şafak'ta ve İslamî medyada görmeyecekleri bu yeni dönemde sonsuz mutluluklar diliyorum. Herşey, herkesin gönlüne göre olsun. Kalın sağlıcakla…"
ALİ MURAT GÜVEN KİM?
1980'li yıların ortalarından itibaren, büyük bölümü muhafazakar basın-yayın organlarında olmak üzere Türk medyasında çeyrek yüzyıldır görev yapan Ali Murat Güven, pek çok meslekî başarıya imza atmış ve çeşitli ödüller kazanmış bir gazeteci. Sinema sektöründe aykırı görüşleriyle sık sık büyük yankılar uyandıran yazar, buna karşılık geniş bir okur kitlesi tarafından da dikkatle takip ediliyordu. Güven, son olarak Antalya Akdeniz Üniversitesi'nde yapılan bir ankette de “yılın sinema yazarı” seçilmişti.
İstifasının ardından kendisiyle bağlantı kurduğumuz Güven, şimdilik yaptığı bu ilk açıklamanın yeterli olduğunu, istifasının nedenlerine ilişkin ayrıntılı açıklamayı ise önümüzdeki günlerde yapacağını belirtti.
Ali Murat Güven, geçtiğimiz Ağustos ayında Tersninja adlı sinema sitesinin kendisiyle yaptığı bir söyleşide de yıl sonuna kadar sinema yazarlığını bırakacağını ifade etmişti.
(Kaynak: HABER VAKTİM)
Türkiye'nin en namuslu, en onurlu tiyatro insanlarından ikisi, Coşkun Büktel'le Hilmi Bulunmaz, toplumsal topoğrafyaya baktığımızda, nesnel ve somut anlamda "sol değerler" içerindeki iki önemli tiyatro sanatçısı olmalarına karşın, bu iki önemli insanı, "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" ile yok etme niyetiyle hareket eden 1100 KİŞİLİK LİNÇÇİ KARA KALABALIK, kendilerine sorulduğunda, "solcu" olarak nitelendirilebilecek aymazlardan oluşuyor. Gerçek durum böyle...
Türkiye'deki sağ kesimde bulunan önemli kişiler de, kendilerine "sağcı" diyenler tarafından dışlanıyor. Bu ülkenin entelektüelleri böyle olunca, tabii ki, taşlar bir türlü yerine asla oturmuyor!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
Yeni Şafak'ta Şok Ayrılık
Yeni Şafak'ın kıdemli mensuplarından, sinema sektörünün etkili yazarı Ali Murat Güven 12 yıldır görev yaptığı gazetesiyle yollarını ayırdı. Güven, ardında zehir zemberek bir açıklama bıraktı:
Türk basınının önde gelen sinema yazarlarından Ali Murat Güven, 12 yıldır çalışmakta olduğu Yeni Şafak gazetesinden istifa etti. Güven, istifasını, 2 Ekim Salı günü, avukatı aracılığıyla noterden Yeni Şafak yönetimine gönderdiği “tek taraflı fesih ihbarnamesi”yle verdi.
Yeni Şafak'ın kurucu mensuplarından olan ve bu gazetede ilki 1995-96 (istihbarat şefi) ikincisi de 2001-2012 yılları arasında (özel haber muhabiri, editör ve köşe yazarı) olmak üzere iki dönem boyunca görev yapan Güven, aynı zamanda gazetenin de simgeleşmiş isimleri arasında yer alıyordu.
ZEHİR ZEMBEREK BİR AÇIKLAMA YAPTI
İstifasının ardından yaptığı açıklamada Ali Murat Güven, zehir zemberek ifadeler kullandı.
Güven'in açıklamasını aynen aktarıyoruz:
"Değerli dostlarım ve meslektaşlarım,
2 Ekim Salı günü itibarıyla, 12 yıldan bu yana muhabir, yazar ve editör sıfatlarıyla çalışmakta olduğum Yeni Şafak gazetesinden, iş aktimi tek taraflı feshederek istifa etmiş bulunuyorum.
İş aktimi tek taraflı olarak fesheden istifa dilekçem, anılan tarihte, avukatım Sn. Ömer Kuvat tarafından noter kanalıyla Yeni Şafak'a gönderilmiştir. Muhtemelen de 48 saat içinde gazetenin İnsan Kaynakları Servisi'ne ulaşmış olacaktır.
Bu istifa, kafamda 2012 yılının ilkbaharından bu yana kendi meslekî ve kültürel çevremden gördüğüm insanlık dışı, İslam dışı hoyratlıklara, iğrenç hakaret ve saldırılar karşısında yaşadığım iç acıtıcı yalnızlıklara paralel olarak adım adım şekillenen radikal bir kararın (daha önce de birkaç yazı ve söyleşimde gayet açık ve net olarak dile getirdiğim üzere) fiilen yürürlüğe konulması anlamına gelmektedir.
İstifamla birlikte yalnızca Yeni Şafak gazetesinden ayrılmıyorum, aynı zamanda 27 yıllık meslek hayatımda aralıklarla, son 8 yıldır da kesintisiz olarak sürdüregeldiğim ‘film eleştirmenliği' ve ‘sinema yazarlığı' mesleklerini bir daha kesinlikle geri dönmemek üzere bırakmış oluyorum. Aynı şekilde, ‘bizim mahalle' diye tabir edilen, fakat benim şimdiye kadar ‘bizim' dememi gerektirecek düzeyde bir hayrını ve vefasını göremediğim, kendine fena halde yabancılaşmış sosyal çevreyi de…
Meslekî kıdemi ve toplumuna karşı en iyi niyetli duyguları yıllar yılı büyük bir sevgisizlik, saygısızlık, umursamazlık fırtınası içinde iki paralık edilmiş biri olarak, böylesine vefasız ve verimsiz bir toprağa yatırım yapmaya artık son veriyorum.
Bu arada, ‘kafirler' ile aramda geçen zorlu mücadelelerde, sinikliği, pısırıklığı, sessizliği, hatta alttan alta o kafirleri desteklemeyi kendince bir marifet sayan, bu dünyada bir milyon yıl ömür süreceğini sanan hırs küpü olmuş zavallılara da hakkımı kesinlikle helal etmiyorum. Çünkü, helalleşmek o kadar basit birşey değil ve beni dînen, ahlaken, meslekî açıdan haklı bir mücadelede bu denli yalnız bırakanlara karşı bol keseden dağıtacak merhametim falan yok. Benim üzerimde hakkı olduğunu ve benim bu hakkı hak etmediğimi düşünenler de bana haklarını helal etmesinler.
Sonuç itibarıyla, Yeni Şafak da, İslamî basın da, sinema da, Tarkovski de, Mecidi de, Kim Ki Duk da, İslamî kesim de onları çok sevenlerin olsun. Ben, insanların birbirlerinden nefret ettikleri, her köşesi mide bulandırıcı bir gıybetle kaplanmış bu tımarhaneden aklımı daha fazla yitirmeden pılımı pırtımı toplayıp ayrılıyorum.
Bugüne kadarki kültür-sanat ve insanlık mücadeleme destek vermiş ya da vermemiş herkese, ruhsal tekamülüm yolundaki olumlu-olumsuz katkıları için minnettarım.
Sevenlerime sevgileri için sonsuz teşekkür ediyor, gıcık kapanlarıma da benim yüzümü Yeni Şafak'ta ve İslamî medyada görmeyecekleri bu yeni dönemde sonsuz mutluluklar diliyorum. Herşey, herkesin gönlüne göre olsun. Kalın sağlıcakla…"
ALİ MURAT GÜVEN KİM?
1980'li yıların ortalarından itibaren, büyük bölümü muhafazakar basın-yayın organlarında olmak üzere Türk medyasında çeyrek yüzyıldır görev yapan Ali Murat Güven, pek çok meslekî başarıya imza atmış ve çeşitli ödüller kazanmış bir gazeteci. Sinema sektöründe aykırı görüşleriyle sık sık büyük yankılar uyandıran yazar, buna karşılık geniş bir okur kitlesi tarafından da dikkatle takip ediliyordu. Güven, son olarak Antalya Akdeniz Üniversitesi'nde yapılan bir ankette de “yılın sinema yazarı” seçilmişti.
İstifasının ardından kendisiyle bağlantı kurduğumuz Güven, şimdilik yaptığı bu ilk açıklamanın yeterli olduğunu, istifasının nedenlerine ilişkin ayrıntılı açıklamayı ise önümüzdeki günlerde yapacağını belirtti.
Ali Murat Güven, geçtiğimiz Ağustos ayında Tersninja adlı sinema sitesinin kendisiyle yaptığı bir söyleşide de yıl sonuna kadar sinema yazarlığını bırakacağını ifade etmişti.
(Kaynak: HABER VAKTİM)