Selin Erdem Davası Sürüyor
16 Ekim 2012 Salı günü İstanbul Adalet Sarayı 28. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yedinci duruşma gerçekleşecek.
1 Mayıs 2012 günü, BES Prodüksiyon'a ait platoda, yönetmenliğini Hamdi Alkan'ın yaptığı "Arka Sıradakiler" dizi setinde çalışırken, şirketin anlaşmış olduğu Antik Catering firmasının İdris Fırat yönetimindeki aracı, dizinin sanat asistanlarından Selin Erdem'i ezerek ölümüne sebep olmuştu. O günden beri Selin'in ailesi, dostları ve avukatları, yaşananın bir kaza değil, düpedüz bir iş cinayeti olduğunu kamuoyuna anlattığı gibi, adalete de kabul ettirme çabasını sürdürüyor.
Her işçi gibi, set işçileri de, yatırımcılar tarafından, kötü şartlarda, zihinsel ve fiziksel sağlıkları, can güvenlikleri hiçe sayılarak, neredeyse hiçbir yasal güvenceleri de olmaksızın çalıştırılırken, Selin Erdem'in cinayeti ne ilkti, ne de sonuncu olarak kaldı. Şirketler ve patronları sorumluluklarını arsızca inkâr ederken, setlerde yaralanan, sakatlanan ve ölen sayısı, tüm sektörlerde olduğu gibi zaman geçtikçe artıyor. Üstelik sıtkı sıyrılmış zelilleri, hattâ Selin'in cinayetinde olduğu gibi, cinayetlere ve süreçlere tanık olan işçileri bile bu mücadelelerde yanınızda görmek çok zor. Hâl böyleyken, kodamanların idaresindeki bir düzende "hukuk" vasıtası ile "adalet" aramak neye benziyor? Tahmin edebiliyorsunuzdur. Zira muhtemelen, hayatınızı bundan "kazanıyorsunuz".
Selin, kötü çalışma şartları altında öldürüldü; yasa dışı ve yine kötü çalışma şartları altında çalışan başka bir işçi tarafından; kendisi gibi işçilere uygun ve mecburi şartlar sağlanmadığı için, kendisi gibi işçilerin gözü önünde öldürüldü. Polis eksik rapor, savcı eksik dosya hazırladı. Şirket, olayı gerekli kurumlara rapor etmedi. Olay ânını kimse görmedi; Selin'in yanında bulunanlar, mesai arkadaşları ve hattâ beraber hastaneye kaldırıldıkları Ömer Özcan'da dahil. Hâkim Berrin Lale Şenoymak, altı duruşmada ancak üç kez idare ettiği dava boyunca bunları ve daha fazlasını, "mahkemeyi ilgilendirmediği, işleyişe aykırı olduğu ve filancalar" sebebiyle görmezden geldi. Keşif raporu iki kez ertelendi… İdris Fırat gibi basit, küçük bir adamla insanlar oyalandı ve nihayet o da dört ayda salıverildi.
Hukuk ne bilir?
Bilmem ama ben bu kadarını bilirim ve bu bana yeter.
(Kaynak: Asal Sayı)
16 Ekim 2012 Salı günü İstanbul Adalet Sarayı 28. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yedinci duruşma gerçekleşecek.
1 Mayıs 2012 günü, BES Prodüksiyon'a ait platoda, yönetmenliğini Hamdi Alkan'ın yaptığı "Arka Sıradakiler" dizi setinde çalışırken, şirketin anlaşmış olduğu Antik Catering firmasının İdris Fırat yönetimindeki aracı, dizinin sanat asistanlarından Selin Erdem'i ezerek ölümüne sebep olmuştu. O günden beri Selin'in ailesi, dostları ve avukatları, yaşananın bir kaza değil, düpedüz bir iş cinayeti olduğunu kamuoyuna anlattığı gibi, adalete de kabul ettirme çabasını sürdürüyor.
Her işçi gibi, set işçileri de, yatırımcılar tarafından, kötü şartlarda, zihinsel ve fiziksel sağlıkları, can güvenlikleri hiçe sayılarak, neredeyse hiçbir yasal güvenceleri de olmaksızın çalıştırılırken, Selin Erdem'in cinayeti ne ilkti, ne de sonuncu olarak kaldı. Şirketler ve patronları sorumluluklarını arsızca inkâr ederken, setlerde yaralanan, sakatlanan ve ölen sayısı, tüm sektörlerde olduğu gibi zaman geçtikçe artıyor. Üstelik sıtkı sıyrılmış zelilleri, hattâ Selin'in cinayetinde olduğu gibi, cinayetlere ve süreçlere tanık olan işçileri bile bu mücadelelerde yanınızda görmek çok zor. Hâl böyleyken, kodamanların idaresindeki bir düzende "hukuk" vasıtası ile "adalet" aramak neye benziyor? Tahmin edebiliyorsunuzdur. Zira muhtemelen, hayatınızı bundan "kazanıyorsunuz".
Selin, kötü çalışma şartları altında öldürüldü; yasa dışı ve yine kötü çalışma şartları altında çalışan başka bir işçi tarafından; kendisi gibi işçilere uygun ve mecburi şartlar sağlanmadığı için, kendisi gibi işçilerin gözü önünde öldürüldü. Polis eksik rapor, savcı eksik dosya hazırladı. Şirket, olayı gerekli kurumlara rapor etmedi. Olay ânını kimse görmedi; Selin'in yanında bulunanlar, mesai arkadaşları ve hattâ beraber hastaneye kaldırıldıkları Ömer Özcan'da dahil. Hâkim Berrin Lale Şenoymak, altı duruşmada ancak üç kez idare ettiği dava boyunca bunları ve daha fazlasını, "mahkemeyi ilgilendirmediği, işleyişe aykırı olduğu ve filancalar" sebebiyle görmezden geldi. Keşif raporu iki kez ertelendi… İdris Fırat gibi basit, küçük bir adamla insanlar oyalandı ve nihayet o da dört ayda salıverildi.
Hukuk ne bilir?
Bilmem ama ben bu kadarını bilirim ve bu bana yeter.
(Kaynak: Asal Sayı)