Fazıl'ları SAYdım on para etmezler!
Arzu Erdoğral
19 Ekim 2012
Her türlü hakaretin üzerine kılıf yapa yapa ifade özgürlüğü kavramını öylesine zayıflattılar ki multivitamin takviyesi bile yapsan yattığı yerden doğrulamaz.
Bugün sadece İslam dinine değil hangi inanca yapılırsa yapılsın bunun büyük bir küstahlık ve densizlik olduğu fikrini söylemenin adı ise gericilikle eşdeğer hale getirildi.
Piyanist Fazıl Say ve beni Fazıl Say diyenlerin arkasına sığınarak söyledikleri, insan olanın nazarında on para etmez ama bu şımarıklığın karşılığı da (Bakan Egemen Bağış'ın dediği gibi) saçmalama özgürlüğü SAYılamaz.
Kuran'ın seçmeli ders olmasına içerleyip;
"Müezzin akşam ezanını 22 saniyede okudu. Ne acelen var? Sevgili? Rakı masası" mesajını tweet atan ve Ömer Hayyam'a ait olduğu iddia edilen bir şiirden yola çıkarak;
Cenneti meyhaneye ve kerhaneye benzeten, 'Nerede yavşak adi magazinci hırsız şaklaban varsa hepsi Allahçı' gibi bir söz edebilen, 'Tanrı; uğruna yaşayacağın bir şey mi, öleceğin bir şey mi yoksa hayvanlaşıp öldüreceğin bir şey mi?' diyen ve benzer sataşmalar ile kinini her ortamda dile getirmekten çekinmeyenin adamlığı on para etmez ama bu cüretin karşılığı da içine sindirip bir bardak su içmek olamaz.
Twitter'da yayınladığı mesajlar nedeni ile 1,5 yıla kadar hapis cezası istemi ile yargılanan Fazıl Say'ın ilk duruşmasında dava 18 Şubat 2013 tarihine ertelendi.
Açılan davadan çok bazı yayın organlarında açılan dava bahanesi ile yine hadsizlerin sahneye çıkışı ise dikkat çekiciydi.
Radikal İslamcılar, kökten dinciler, gericiler, aydın düşmanları gibi replikler sayfaları süsledi.
İçimizdeki Kıptiler, Türkiye'yi Nazi Almanya'sına benzetti, bu davaya dünyanın güldüğünü söyledi.
Şimdi Fazıl Say'ın kullandığı tek bir cümleden bazı kelimeleri alıp ibreyi tersten çevirelim;
"Nerede yavşak, adi, hırsız şaklaban varsa hepsi Fazıl Say gibi ateist, bu bir paradoks mu?"
Kabul ediyorlarsa hadi buyursunlar âşıklar atışmasına! Ama kızmak yok… Bu cümleyi de başlangıç SAYsınlar!
Emin olun ki yeri göğü inletirler…
Kendisinin "Arabesk yavşaklığından utanıyorum" sözüne kızıp "Yavşak, o da sanatçı mı?" diyen Müslüm Gürses'e 50 bin TL'lik tazminat davası açan Fazıl Say değil miydi?
Müslüm Gürses'in ifade özgürlüğü yok muydu?
Şimdi Fazıl ve onun gibi SAYılanlar nasıl oluyor da ifade özgürlüğünün arkasına sığınıyor!
Hayatı boyunca Türkiye'nin çağdaş yüzünü sanatınla tüm dünyaya tanıttığını söyleyen Say'a sormak istiyorum;
Sana açılan dava, tahammülsüzlüğün, baskının, din-mezhep-inanç- fikir özgürlüğü konularının, ülkemizde ne kadar kısıtlandığını, ne kadar baskı altına alındığını açıkça ortaya koymuş öyle mi? Bu yorumu yapan gerçekten sen misin? Yoksa seni kendi söylediğinin ne manaya geldiğini anlamayacak kadar cahil mi SAYmamız gerekir?
Kendi kendine "Ben onlara ne yaptım bu kadar düşman olacakları?" diye sormanı ve hiçbir cevap bulamamanı Türkiye'nin karanlık dönemi değil de senin yüreğinin karanlığı olarak SAYmaya ne dersin?
Fazıl Say ve benzerlerinin aşağılık hakaretlerine karşı batıya öykünerek susmanın çağdaşlık ve modernlik olarak adlandırıldığı günümüzde kendini inançlı ama hoşgörülü olarak tanımlayanlara da bir çift sözüm olacak;
Toplum mühendisleri tarafından bizlere empoze edilmek istenen simule bir hayat alın sizlerin olsun, bırakın bizim payımıza totemleşen ilkel insan modeli ve dışlanmak düşsün!
Adaletten uzak bir vicdan hapsini kabul etmemek, içeriği ve temeli inanca saygısızlık olan ifade özgürlüğüne saygı duymamak, her türlü düşünce köleliğini reddetmek gericilik, radikallik, kökten dincilikse; ben en büyük gerici, en büyük radikal ve en büyük kökten dinciyim!
Hadi şimdi Fazıl SAYılmayı bırakın, başta ben olmak üzere benim gibi gericileri SAYın!
Hadi rastgele!
FATİH ALTAYLI NE ZAMAN ADAM OLUR?
Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, Meclis Darbe Muhtıraları Araştırma Komisyonu-28 Şubat Alt Komisyonu tarafından dinlendi.
Altaylı'ya sorulan sorulardan birisi de başörtülü öğrencilere ağır hakaretler içeren (Fahişe, şerefsiz, satanist) sözleriydi.
Altaylı, "Ettim evet. Ama o 28 Şubat değil, çok sonrası. 1999 sonu" demiş. Ayrıca bu hakaretleri '7.4 yetmedi mi?' pankartına çok kızdığı için" söylemiş!
Kendisinin o sözleri sarf ettiği dönemde bir önerisi olmuştu. İyi bir yöntem gibi gözüküyor.
Fatih Altaylı'yı takacaksın rot balans makinesine, döndüre döndüre balans yapacaksın!
Şişştt sakin herkes gibi bende ifade özgürlüğümü kullanıyorum, modern olun azıcık!
(Kaynak: HABER VAKTİM)
Arzu Erdoğral
19 Ekim 2012
Her türlü hakaretin üzerine kılıf yapa yapa ifade özgürlüğü kavramını öylesine zayıflattılar ki multivitamin takviyesi bile yapsan yattığı yerden doğrulamaz.
Bugün sadece İslam dinine değil hangi inanca yapılırsa yapılsın bunun büyük bir küstahlık ve densizlik olduğu fikrini söylemenin adı ise gericilikle eşdeğer hale getirildi.
Piyanist Fazıl Say ve beni Fazıl Say diyenlerin arkasına sığınarak söyledikleri, insan olanın nazarında on para etmez ama bu şımarıklığın karşılığı da (Bakan Egemen Bağış'ın dediği gibi) saçmalama özgürlüğü SAYılamaz.
Kuran'ın seçmeli ders olmasına içerleyip;
"Müezzin akşam ezanını 22 saniyede okudu. Ne acelen var? Sevgili? Rakı masası" mesajını tweet atan ve Ömer Hayyam'a ait olduğu iddia edilen bir şiirden yola çıkarak;
Cenneti meyhaneye ve kerhaneye benzeten, 'Nerede yavşak adi magazinci hırsız şaklaban varsa hepsi Allahçı' gibi bir söz edebilen, 'Tanrı; uğruna yaşayacağın bir şey mi, öleceğin bir şey mi yoksa hayvanlaşıp öldüreceğin bir şey mi?' diyen ve benzer sataşmalar ile kinini her ortamda dile getirmekten çekinmeyenin adamlığı on para etmez ama bu cüretin karşılığı da içine sindirip bir bardak su içmek olamaz.
Twitter'da yayınladığı mesajlar nedeni ile 1,5 yıla kadar hapis cezası istemi ile yargılanan Fazıl Say'ın ilk duruşmasında dava 18 Şubat 2013 tarihine ertelendi.
Açılan davadan çok bazı yayın organlarında açılan dava bahanesi ile yine hadsizlerin sahneye çıkışı ise dikkat çekiciydi.
Radikal İslamcılar, kökten dinciler, gericiler, aydın düşmanları gibi replikler sayfaları süsledi.
İçimizdeki Kıptiler, Türkiye'yi Nazi Almanya'sına benzetti, bu davaya dünyanın güldüğünü söyledi.
Şimdi Fazıl Say'ın kullandığı tek bir cümleden bazı kelimeleri alıp ibreyi tersten çevirelim;
"Nerede yavşak, adi, hırsız şaklaban varsa hepsi Fazıl Say gibi ateist, bu bir paradoks mu?"
Kabul ediyorlarsa hadi buyursunlar âşıklar atışmasına! Ama kızmak yok… Bu cümleyi de başlangıç SAYsınlar!
Emin olun ki yeri göğü inletirler…
Kendisinin "Arabesk yavşaklığından utanıyorum" sözüne kızıp "Yavşak, o da sanatçı mı?" diyen Müslüm Gürses'e 50 bin TL'lik tazminat davası açan Fazıl Say değil miydi?
Müslüm Gürses'in ifade özgürlüğü yok muydu?
Şimdi Fazıl ve onun gibi SAYılanlar nasıl oluyor da ifade özgürlüğünün arkasına sığınıyor!
Hayatı boyunca Türkiye'nin çağdaş yüzünü sanatınla tüm dünyaya tanıttığını söyleyen Say'a sormak istiyorum;
Sana açılan dava, tahammülsüzlüğün, baskının, din-mezhep-inanç- fikir özgürlüğü konularının, ülkemizde ne kadar kısıtlandığını, ne kadar baskı altına alındığını açıkça ortaya koymuş öyle mi? Bu yorumu yapan gerçekten sen misin? Yoksa seni kendi söylediğinin ne manaya geldiğini anlamayacak kadar cahil mi SAYmamız gerekir?
Kendi kendine "Ben onlara ne yaptım bu kadar düşman olacakları?" diye sormanı ve hiçbir cevap bulamamanı Türkiye'nin karanlık dönemi değil de senin yüreğinin karanlığı olarak SAYmaya ne dersin?
Fazıl Say ve benzerlerinin aşağılık hakaretlerine karşı batıya öykünerek susmanın çağdaşlık ve modernlik olarak adlandırıldığı günümüzde kendini inançlı ama hoşgörülü olarak tanımlayanlara da bir çift sözüm olacak;
Toplum mühendisleri tarafından bizlere empoze edilmek istenen simule bir hayat alın sizlerin olsun, bırakın bizim payımıza totemleşen ilkel insan modeli ve dışlanmak düşsün!
Adaletten uzak bir vicdan hapsini kabul etmemek, içeriği ve temeli inanca saygısızlık olan ifade özgürlüğüne saygı duymamak, her türlü düşünce köleliğini reddetmek gericilik, radikallik, kökten dincilikse; ben en büyük gerici, en büyük radikal ve en büyük kökten dinciyim!
Hadi şimdi Fazıl SAYılmayı bırakın, başta ben olmak üzere benim gibi gericileri SAYın!
Hadi rastgele!
FATİH ALTAYLI NE ZAMAN ADAM OLUR?
Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, Meclis Darbe Muhtıraları Araştırma Komisyonu-28 Şubat Alt Komisyonu tarafından dinlendi.
Altaylı'ya sorulan sorulardan birisi de başörtülü öğrencilere ağır hakaretler içeren (Fahişe, şerefsiz, satanist) sözleriydi.
Altaylı, "Ettim evet. Ama o 28 Şubat değil, çok sonrası. 1999 sonu" demiş. Ayrıca bu hakaretleri '7.4 yetmedi mi?' pankartına çok kızdığı için" söylemiş!
Kendisinin o sözleri sarf ettiği dönemde bir önerisi olmuştu. İyi bir yöntem gibi gözüküyor.
Fatih Altaylı'yı takacaksın rot balans makinesine, döndüre döndüre balans yapacaksın!
Şişştt sakin herkes gibi bende ifade özgürlüğümü kullanıyorum, modern olun azıcık!
(Kaynak: HABER VAKTİM)