Tıklayınız: "Aklı Fikri Pala'sında"
***
LİNÇÇİ Mimesis sitesinde okuyup, yukarıda linkini verdiğimiz düzeysiz yazıyı, kendisini "yazar" sıfatıyla ödüllendiren Işıl Özgentürk adlı şahıs kaleme almış. "Aklı Fikri 'Pala'sında Bir Âdemoğlu" başlığıyla Cumhuriyet Portal'de yayınlanan bu yazıyı, çok beğenmiş olmalılar ki, LİNÇ KAMPANYASI imzacılarının yönetimindeki LİNÇÇİ MİMESİS'te alıntı olarak yayınlamışlar.
Ben, zâten, Işıl Özgentürk'ün hiçbir yazısını asla ciddiye alan biri değilim. Ancak, benimle birlikte Coşkun Büktel'in sanatsal ifade olanaklarımızı ilelebet ilga ve imhâ etmek isteyenlerin örgütlediği LİNÇ KAMPANYASI sürecinde, bu sürecin iyice alevlenmesi için, bu kampanya ateşine kalın kalın odunlar taşıyan LİNÇÇİ MİMESİS sitesinde alıntı olarak yayınlanan yazıyı, ister istemez, ıkına sıkına okuyup, üzerinde oldukça düşünmek zorunda kaldım.
Keşke okumasaydım...
Bir insan, yazarlık estetiğinden anlamamasına, yazarlıktan bu kadar uzak olmasına karşın, neden yazı yazma gereksinimi duyar?
Bir insan, yazı yazmak istediği herhangi bir konuda, zerre kadar olsun estetik bilinç geliştirme duyarlılığına neden önem vermez?
Bir insan, neredeyse, sadece magazinel bir dil, dedikoduyu aşmayan bir düzey tutturmanın ötesine neden geçmek istemez?
Bir insan, karşıtlarının dedikodusunu yaparken, karşıtlarının aynadaki yansıması olmak için, neden bu kadar çok cebelleşir?
Sorular daha çok artabilir...
Hemen hemen hiçbir emek harcamadan, tiyatroya zerre kadar yarar sağlamadan, üstüne üstlük, bir de LİNÇ KAMPANYASI düzenleyerek yayıncılık yapan LİNÇÇİ MİMESİS sitesi, tabii ki, LİNÇÇİ doğası gereği, doğru, güzel, iyi yazıları değil, yanlış, çirkin, kötü yazıları okurlarına sunmaya devam ediyor hâlâ!...
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
***
LİNÇÇİ Mimesis sitesinde okuyup, yukarıda linkini verdiğimiz düzeysiz yazıyı, kendisini "yazar" sıfatıyla ödüllendiren Işıl Özgentürk adlı şahıs kaleme almış. "Aklı Fikri 'Pala'sında Bir Âdemoğlu" başlığıyla Cumhuriyet Portal'de yayınlanan bu yazıyı, çok beğenmiş olmalılar ki, LİNÇ KAMPANYASI imzacılarının yönetimindeki LİNÇÇİ MİMESİS'te alıntı olarak yayınlamışlar.
Ben, zâten, Işıl Özgentürk'ün hiçbir yazısını asla ciddiye alan biri değilim. Ancak, benimle birlikte Coşkun Büktel'in sanatsal ifade olanaklarımızı ilelebet ilga ve imhâ etmek isteyenlerin örgütlediği LİNÇ KAMPANYASI sürecinde, bu sürecin iyice alevlenmesi için, bu kampanya ateşine kalın kalın odunlar taşıyan LİNÇÇİ MİMESİS sitesinde alıntı olarak yayınlanan yazıyı, ister istemez, ıkına sıkına okuyup, üzerinde oldukça düşünmek zorunda kaldım.
Keşke okumasaydım...
Bir insan, yazarlık estetiğinden anlamamasına, yazarlıktan bu kadar uzak olmasına karşın, neden yazı yazma gereksinimi duyar?
Bir insan, yazı yazmak istediği herhangi bir konuda, zerre kadar olsun estetik bilinç geliştirme duyarlılığına neden önem vermez?
Bir insan, neredeyse, sadece magazinel bir dil, dedikoduyu aşmayan bir düzey tutturmanın ötesine neden geçmek istemez?
Bir insan, karşıtlarının dedikodusunu yaparken, karşıtlarının aynadaki yansıması olmak için, neden bu kadar çok cebelleşir?
Sorular daha çok artabilir...
Hemen hemen hiçbir emek harcamadan, tiyatroya zerre kadar yarar sağlamadan, üstüne üstlük, bir de LİNÇ KAMPANYASI düzenleyerek yayıncılık yapan LİNÇÇİ MİMESİS sitesi, tabii ki, LİNÇÇİ doğası gereği, doğru, güzel, iyi yazıları değil, yanlış, çirkin, kötü yazıları okurlarına sunmaya devam ediyor hâlâ!...
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz