Bazıları hâlâ korkuyor... Darbeci Baro'nun "Baron"ları gibi!
Hasan Karakaya
13 Ekim 2012
(...)
BAROLARA ÇEKİDÜZEN!
Tabiî, “toplum”un “korku”larından kurtulmuş olması, “birileri”nin hala “korku çukuru”nda debelendiği gerçeğini ortadan kaldırmıyor...
Evet, “birileri” hala korkuyor.
Mesela, “Baro”ların korkusu.
Peki, neden korkuyorlar?..
Efendim;
AK Parti Ordu Milletvekili Mustafa Hamarat tarafından Meclis'e bir “kanun teklifi” verilmiş... Teklif; “Türkiye Barolar Birliği ve Baro seçim sisteminin değiştirilmesi”ni, “TBB'ye delege seçiminde, üye sayısı fazla olan büyük illerin barolarının ağırlığının kaldırılması”nı öngörüyormuş!..
İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal; koltuğuna “raptiye” konulmuş gibi, hop oturup, hop kalkmış!..
“Bu girişim” demiş;
“Uyumlu yargıdan sonra, uyumlu Barolar Birliği adımıdır!”
Açık ve net söyleyeyim; AK Parti Ordu Milletvekili Mustafa Hamarat, böyle bir kanun teklifi vermekte geç bile kalmıştır.
Zira, “TBB'deki ve Baro'lardaki seçim sistemi”nin değiştirilmesi gerektiğini bu köşede defalarca yazdım.
En son 4 Ağustos 2012 tarihli yazımda, “Baro'daki despot uygulama”ya dikkat çekmiş ve “seçim”lerde “Nisbî Temsil Sistemi” uygulanmasını teklif edip, demişim ki;
Şu hale bakın;
İstanbul Barosu; “Kasım ayındaki seçimler” öncesinde “2008 yılı taktiği”ni uygulamaya başlamış!..
Ümit Kabasakal mı,
Ümit Kocasakal mı,
Yoksa Ümit Karasakal mı olduğunu bir türlü öğrenemediğim son derece agresif ve itici zat; “Staj Eğitim Merkezi'ne başörtülü sokmama” uygulamasından sonra, “yasağın sınırı”nı daha da genişletmiş!..
Baro, şimdi de “mahkeme dışında” yasak uygulamaya başlamış!..
“Adliye”lerdeki bazı birimlere asılan “uyarı” yazılarında deniliyormuş ki;
“Baro odaları, icra müdürlükleri, mahkeme kalemleri ile cumhuriyet savcılıkları nezdinde görevin kamusal niteliği sebebiyle keşif ve haciz mahallerinde de türban takılmaması gerekmektedir!”
Anlaşılan o ki;
Ümit Kocasakal, bu yasaklarla “seçimi garantilemeyi” hesaplıyor!..
Kabahat onda değil!..
Kabahat, “nasıl olsa kazanamayız” diyerek “oylamaya” gitmeyen mütedeyyin avukatlarda!..
Ve de, Hükümet'te!..
Evet, evet: Hükümet'te!..
Niye mi?..
Bakın, anlatayım...
Malûmlarınız olduğu üzre;
7 Kasım 2010'da İstanbul Barosu için Haliç Kongre Merkezi'nde bir seçim yapıldı ve seçimi “Önce İlke Grubu” adayı Doç. Dr. Ümit Kocasakal kazandı... Böylece, Kocasakal; “televizyonlardaki cazgırlıkları”nın da karşılığını almış oldu!..
Kocasakal, 19 bin 816 avukatın oy kullandığı seçimde en yakın rakibi o zamanki başkan Muammer Aydın'a 1560 oy fark atarak 6 bin 80 oy ile başkan seçildi.
Seçimde Muammer Aydın 4 bin 520, Hukukun Üstünlüğü Platformu adayı avukat Satılmış Şahin 4 bin 55, Çağdaş Avukatlar Grubu adayı avukat Kemal Aytaç 3 bin 247, Katılımcı Avukatlar Grubu adayı avukat Mustafa Kemal Güngör 1236 ve Özgürlükçü Hukuk Platformu adayı avukat Fevzi Çelik 678 oy aldı.
Rakamları özellikle verdim ki; alınan oylar arasındaki “fark” görülebilsin!..
Gördüğünüz gibi;
“Başkan” seçilen aday ile diğer adaylar arasındaki fark 1500-2000 civarında!..
Ama, “6 bin” oy alan grup, “yüzde 30” oy oranı ile “bütün yönetimi belirleme” yetkisi kazanırken, onun gerisinde kalan “toplam 13 bin oy” yani “yüzde 70” oy alan gruplar, “hiç temsil edilmiyor”lar!..
(...)
(Kaynak: HABER VAKTİM)
Hasan Karakaya
13 Ekim 2012
(...)
BAROLARA ÇEKİDÜZEN!
Tabiî, “toplum”un “korku”larından kurtulmuş olması, “birileri”nin hala “korku çukuru”nda debelendiği gerçeğini ortadan kaldırmıyor...
Evet, “birileri” hala korkuyor.
Mesela, “Baro”ların korkusu.
Peki, neden korkuyorlar?..
Efendim;
AK Parti Ordu Milletvekili Mustafa Hamarat tarafından Meclis'e bir “kanun teklifi” verilmiş... Teklif; “Türkiye Barolar Birliği ve Baro seçim sisteminin değiştirilmesi”ni, “TBB'ye delege seçiminde, üye sayısı fazla olan büyük illerin barolarının ağırlığının kaldırılması”nı öngörüyormuş!..
İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal; koltuğuna “raptiye” konulmuş gibi, hop oturup, hop kalkmış!..
“Bu girişim” demiş;
“Uyumlu yargıdan sonra, uyumlu Barolar Birliği adımıdır!”
Açık ve net söyleyeyim; AK Parti Ordu Milletvekili Mustafa Hamarat, böyle bir kanun teklifi vermekte geç bile kalmıştır.
Zira, “TBB'deki ve Baro'lardaki seçim sistemi”nin değiştirilmesi gerektiğini bu köşede defalarca yazdım.
En son 4 Ağustos 2012 tarihli yazımda, “Baro'daki despot uygulama”ya dikkat çekmiş ve “seçim”lerde “Nisbî Temsil Sistemi” uygulanmasını teklif edip, demişim ki;
Şu hale bakın;
İstanbul Barosu; “Kasım ayındaki seçimler” öncesinde “2008 yılı taktiği”ni uygulamaya başlamış!..
Ümit Kabasakal mı,
Ümit Kocasakal mı,
Yoksa Ümit Karasakal mı olduğunu bir türlü öğrenemediğim son derece agresif ve itici zat; “Staj Eğitim Merkezi'ne başörtülü sokmama” uygulamasından sonra, “yasağın sınırı”nı daha da genişletmiş!..
Baro, şimdi de “mahkeme dışında” yasak uygulamaya başlamış!..
“Adliye”lerdeki bazı birimlere asılan “uyarı” yazılarında deniliyormuş ki;
“Baro odaları, icra müdürlükleri, mahkeme kalemleri ile cumhuriyet savcılıkları nezdinde görevin kamusal niteliği sebebiyle keşif ve haciz mahallerinde de türban takılmaması gerekmektedir!”
Anlaşılan o ki;
Ümit Kocasakal, bu yasaklarla “seçimi garantilemeyi” hesaplıyor!..
Kabahat onda değil!..
Kabahat, “nasıl olsa kazanamayız” diyerek “oylamaya” gitmeyen mütedeyyin avukatlarda!..
Ve de, Hükümet'te!..
Evet, evet: Hükümet'te!..
Niye mi?..
Bakın, anlatayım...
Malûmlarınız olduğu üzre;
7 Kasım 2010'da İstanbul Barosu için Haliç Kongre Merkezi'nde bir seçim yapıldı ve seçimi “Önce İlke Grubu” adayı Doç. Dr. Ümit Kocasakal kazandı... Böylece, Kocasakal; “televizyonlardaki cazgırlıkları”nın da karşılığını almış oldu!..
Kocasakal, 19 bin 816 avukatın oy kullandığı seçimde en yakın rakibi o zamanki başkan Muammer Aydın'a 1560 oy fark atarak 6 bin 80 oy ile başkan seçildi.
Seçimde Muammer Aydın 4 bin 520, Hukukun Üstünlüğü Platformu adayı avukat Satılmış Şahin 4 bin 55, Çağdaş Avukatlar Grubu adayı avukat Kemal Aytaç 3 bin 247, Katılımcı Avukatlar Grubu adayı avukat Mustafa Kemal Güngör 1236 ve Özgürlükçü Hukuk Platformu adayı avukat Fevzi Çelik 678 oy aldı.
Rakamları özellikle verdim ki; alınan oylar arasındaki “fark” görülebilsin!..
Gördüğünüz gibi;
“Başkan” seçilen aday ile diğer adaylar arasındaki fark 1500-2000 civarında!..
Ama, “6 bin” oy alan grup, “yüzde 30” oy oranı ile “bütün yönetimi belirleme” yetkisi kazanırken, onun gerisinde kalan “toplam 13 bin oy” yani “yüzde 70” oy alan gruplar, “hiç temsil edilmiyor”lar!..
(...)
(Kaynak: HABER VAKTİM)