Ben, dünyanın en kritik, en heyecanlı ülkelerinden birinin üzerinde yaşadığımızın ayrımındayım. Hiçbir ülkenin iç dinamiklerine asla benzemeyen bir yapıya sahip olan Türkiye, kurulduğu günden bu yana, çok büyük bir samimiyet buhranı yaşıyor. Bu ülkeyi kuranlar, kendilerine yabancılaşmış insanların ruh durumlarını, silik aynalarda sürekli olarak gözlemledikleri için, kendilerine, halkımıza, tüyü bitmemiş yetime kıyak yapmışlar gibi bir alışkanlıkla hareket etmişler. Bu alışkanlık sürüyor hâlâ.
Oysa, bu ülkenin, sadece ve yalnızca Batı'dan esen rüzgâra kapılmasını sağlayanlar, bence, bu ülkeye çok büyük zarar verdiler. Aynı rüzgârın oluşturduğu deniz dalgalarına kapılarak ritm duygusu belirleyen yöneticiler, hem kendilerine, hem halka, hem tüyü bitmemiş yetime büyük zarar vermeye devam ediyorlar.
Ben, bu ülkede yaşayan her insanın, bu ülke için çok şeyler yapabileceği kanısındayım. Bu düşünceyle hareket ettiğim için, göz kapaklarımı açmakta zorlanacak kadar hasta olduğum şu günlerde bile, ülkemin sanatsal, siyasal, toplumsal gelişimine zerre kadar da olsa bir katkıda bulunduğumda mutlu oluyorum.
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
