13 Eylül 2012 Perşembe

Hilmi Bulunmaz, yeni davalarında kullanmak üzere belge topluyor!

Mustafa Demirkanlı'dan Yanıt...

Erbil Göktaş

Kısa örneklerini ilk gönderdiğim metinde göreceğin sadece bana yönelik ve sadece bir yazısında olan ve kırmızı olarak belirttiğim küfürlerle dolu yazılar polemik değildir.

Ben kişisel tepkimi veririm ama bu saldırılar ve iftiraların boyutu çok ileri gittiği için yayıncılara yönelik bir çağrıda bulundum, doğal olarak sana da ilettim. Bu görüşlere katılırsın veya katılmazsın o senin tasarrufundadır, katılmasan da bunlar yayıncılık etiğine sığmayan, hatta insani olmayan tutum ve davranışlardır. Ancak, bu çağrının seni "tehdit" etmekle ne ilgisi var anlayamadım. Bir gün biri de sana hergün küfrederse nasıl bir duygu içinde olacağını düşünerek, bu küfür ve hakaretlere maruz kalanları daha iyi anlayabilirsin.

Ömer Kurhan'la iç yazışmalarınızla benim e-posta'mın ne ilgisi var onu da anlayamadım. Geçen yıl yapılan yayıncılık paneline sadece bir katılımcı olarak var olmamla senin çağrılı olup olmamanın benimle ilişkisi nedir?

Olmuyor Erbil, "giz" içinde bırakarak yapmış olduğun suçlamalar sadece karalamadır, "ben konuşursam.." gizleri inan ki sana hiç yakışmamış. Bu tür gizler yerine benim için ne söylemek istiyorsan açık açık söyle kimsenin kafasında soru işareti bırakma, yıllarca Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nde yazdın, yakından tanırsın, ne biliyorsan lütfen tek tek açıkla.

Şunu açıklamam senin için yeterli olmayacaktır ama yine de açıklayayım dergini ne rakip olarak gördüm ne de seni... Tam tersi bu alanda çıkan her dergi gibi beni sevindirmiştir, tek dergi olmak her zaman zor ve yıpratıcıdır, bunu 18 yıllık deneyimimin her aşamasında gördüm, çok geniş olan bu alanda en azından 4-5 dergi gereklidir, seninkini de bunlardan biri olarak gördüm ve her aşamasında her türlü desteğe açık olduğumu da defalarca belirttim ama sen içinde her ne biriktirdiysen o biritirdiklerinle okumuşsun ama yanlış yapmışsın, şimdi o biriktirdiklerini açıkla ki sen de rahatla, zımmen suçladığın şahsımı da "giz" içindeki suçlamalarla baş başa bırakma.

E-posta'ya yanıt verme gereği duymuyor hatta muhattap bile kabul etmek istemiyor olabilirsin, bu senin tercihin ama zaten "giz"li suçlamalarını sitende yapmışsın bu açıklamalarını da orada yapmam daha doğru olur.

Mustafa Demirkanlı

(Kaynak: Yeni Tiyatro Dergisi)